Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '13

     
    Kategori
    Blog yazarları tartışıyor!
     

    Dershaneler kapatılmalı mı?

    Bir toplantıda dinlemiştim, sayın başbakanımız şöyle diyordu “benim fakir köylü vatandaşım iki ineğinden birini satıp dershaneye parasını veriyor ve çocuğunu okutmaya çalışıyor. Biz bu dershaneleri kapatacağız, vatandaşımızı artık sömüremeyecek”. Bir açıdan bakıldığında haklılık payı var gibi gözüküyor, dershanelerin bariz bir para kazanma kapısı olduğu açık. Ancak bu duruma yol açan sistemin, eğitim sisteminin bunda hiç mi payı yok? Tabi ki var, hatta tüm pay bu eğitim sisteminde.

    Ben kendimden örnek veriyim, Lise-3 ‘üncü sınıfa kadar hiç dershaneye gitmedim. Lise-3’de son sınıfta, üniversite sınavlarına hazırlanmak için dershaneye gitmeye karar verdim. Okul hayatım boyunca her dönem takdir getirmişimdir, hiçbir zaman daha aşağısına düşmedim. Babam da işçi emeklisi, birisi. Bu yüzden öyle çok pahalı bir dershaneye gidemezdim, bir yerden bir miktar indirim kazandım ve o dershaneye kayıt oldum. Dershane parasını da taksitler halinde 10 veya 12 ayda ödemiştik. Dershane zamanında şunu çok iyi anladım ki, 12 senelik okul hayatımda, o kadar başarılı, takdir getiren bir öğrenci olmama rağmen, ben hiç bir şey öğrenememişim okuldan. Bana hiçbirşey katmamış okul. ÖSS sınavı ile ilgili ne öğrendiysem, birçok bilgiyi dershaneden öğrendim. Nereyi kazandım diye soracak olursanız. ODTÜ işletme bölümünü kazandım. Dershaneye gitmeseydim bu olur muydu? Hiç sanmıyorum olmazdı. Ben de fakir bir vatandaşın oğluyum, dershane bizi sömürdü mü, paramızı sömürdümü diye sorarsanız? Hayır ! bilakis çok şey kattı, benim üniversiteli olmamı sağladı.

    Dershane olmasaydı ne olurdu? Babam bana ders anlatacak özel hoca tutamazdı, çünkü özel hoca ücretleri dershanelerin en az beş katı pahalı. Okulda öğrendiğim bilgilerle sınırlı kalırdım. Kendimi takdir getiren, başarılı bir öğrenci sanarak ÖSS sınavına girerdim, ve sonuç? Tabi ki sınavda hüsran. ODTÜ gibi bir üniversiteyi kazanamazdım veya hiçbir üniversiteyi kazanamazdım. Bu nedenle; Dershaneler bu gözle bakmak gerek aslında. Vatandaşımı sömüren kurumlar değil de, sistemde olan açığı daha iyi birşekilde kapatan ve fakir halka fırsat eşitliği sağlayan bir kurum olarak görmek gerek.

    Demokrasilerin olduğu yerde hiçbirşeyi zorla yapamazsınız. Serbest piyasa ekonomisinin olduğu yerde de hiçbir piyasayı zorla yok edemezsiniz. Bir yetklinin açıklamalarında duydum, biz eğitime çok büyük yatırımlar yaptık, yeni okullar açtık, öğretmen sayılarını artırdık, okullara elektronik tahtalar, tabletler, bilgisayarlar dağıttık, biz eğitime bu kadar yatırım yaptık, artık dershanelere ihtiyaç kalmadığını düşünüyoruz, bu yüzden dershaneleri kapatmayı düşünüyoruz, diye söylüyor. Başta söylediğim gibi, serbest piyasa ekonomisinde hiçbir piyasayı zorla kapatamazsınız, eğer kapatırsanız, o piyasa yok olmaz, sadece merdiven altına girer, ve kaçak yollardan işlemeye devam eder. Bunu zorla kapatmak ile değil, şartları düzelterek, eğitim sisteminin kalitesini artırarak, eğitim sistemindeki açıkları gidererek, serbest piyasanın bu dershane piyasasını kendiliğinden ortadan kaldırmasını sağlamak gerekir. Bu dershanelere talebin azaltılarak, dershaneler ortadan kaldırılabilir. Yoksa, diğer türlü yapılan herşey, daha büyük açıkların olmasına, daha büyük zararların olmasına neden olur.

    Eğitim sistemine sadece parasal yatırım yapmakla eğitimin kalitesi yükselmez. Yeni okul açmakla, elektronik tahta koymakla, öğrencilere daha kaliteli eğitim verilmez. Onlara eğitim veren öğretmenlerin de kalitesinin artırılması gerekir. Okullarda eğitim veren öğretmenler, ders anlatmaktan acizdirler, anlattıkları konulara kendileri dahi hakim değiller. Öğretmek, ders anlatmak bir sanattır, herkes hakkıyla anlatamaz. 

     
    Toplam blog
    : 1
    : 194
    Kayıt tarihi
    : 13.09.11
     
     

    ODTÜ işletme bölümü mezunu ..