Dersim özrü, kuyrukta bekleyen özürlere kapı açar mı? (Yol açılmaya görsün)

Başbakan Erdoğan, “Dersim olayları”nı gündeme taşıdı; siyasal alanı hareketlendirdi. Ardından özür geldi. Özür, gelmesine geldi de, kuru özür neye yarar? Sonra, Başbakan Erdoğan özür dilemekle iyi mi etti, yoksa kötü mü yaptı?

Kamuoyu, ulusal konularda bile çoktandır ikiye bölündüğü için, soruya yanıt aramak boşuna. Çünkü çoktandır “koro”yq dönüşmüş “medya” denen güç, kraldan kralcı bir tavır içinde. Yurdumun insanı da, taraf olarak, söylenecekler daha bitmeden kesin tavrını ortaya koyuyor. Tavır kesin olunca, destek niteliğindeki sözler, daha çabuk yayılıyor.

Dersim konusunda devlet adına gerekirse özür dileyeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu, yani CHP’yi özür dilemeye zorlarken, aslında başka özür kapılarının yolunu mu açtı acaba?

Kimilerine göre "Yetmez, ama evet!"...

Ülkemde, kendi siyasi anlayışlarına göre o kadar özür bekleyecek kesimler var ki... İçeridekiler yetmiyor,  özürün babasını bekleyenler dışarıdakiler...

Yıllardır, özür/ tazminat bekliyoruz diyen Ermeni diasporası, onların dışarıdaki destekçileri ve içerideki uzantıları, yarın öbür yattıkları pusudan başlarını, hiç kuşkunuz olmasın, uzatacaklardır...

Haydi, Dersim için özüre hazırken, 1915 Olayları için de özür dile... Her 14 Nisan’ı nasıl atlatacağız diye düşünenler, ABD, Ermeni tasarısını istenen biçimde kabul etmeyince, rahat bir soluk alıyoruz.

Ne zamana kadar?

Bir dahaki 14 Nisan’a kadar?

*****

Başbakan Erdoğan, Dersim konusunda özrü gündeme getirmekle, bu konuda devlet adına özür dilemeyi kabul ettiğine göre...

İşin düşünüldüğü gibi nereye/ nerelere varacağının ipuçları uzaktan görülmeye başlandı. Etkisinin ne olduğunu bilmediğimiz Alman Märkische Oderzeitung gazetesi, bize yüklenmeye başladı:

"Erdoğan'ın açıklamaları aynı zamanda mantıksız. Çünkü o bu açıklamaları yaptığı sırada ordu tıpkı Dersim olayları dönemindeki gibi özerklik isteyen Kürtlere yönelik operasyonlar düzenliyor"

"Eğer bir Türk Başbakan özür diliyorsa, o zaman kulak kabartılır. Böyle bir durumda hemen akla neredeyse yüz yıl önce yüz binlerce Ermeni'nin öldürülmesi geliyor. Ancak Erdoğan bunun için özür dilemedi"

Alman gazetesinin sesi, yarın öbür gün içeride kimilerince seslendirilirse hiç şaşmayalım.

*****

İç siyasete dönük girişimlerin, dışarıda başka gerekçelerle karşımıza çıkması, ülkemizin önüne yeni sorunlar koyacaktır. Sorun çözelim derken,  başımıza yeni sorunlar almış olacağız.

İşte karşımızda 1915 Olayları...

Nobel Ödüllü romancımızın ödül almasını sağlayan sözlerini anımsamakta yarar var:

“30 bin Kürdü, 1 milyon Ermeni’yi kestik.”

Özür yolu açılmışken bu konuda da özür/ler beklenmeyecek midir?

Önerileriyle yol gösterici rolü üstlenen “aydın”lar, bakalım, özür konusunun genişletilmesinde neler yapacaklar?

Kandil'i su yolu yapan, elçi rolü üstlenen bir gazeteci,  Başbakan Erdoğan’ın özür dilemesini “Başbakan Erdoğan’ın bu çıkışı, yalanda yaşamaya isyan edenlerin bir zaferi, ‘resmi tarih’ in yediği ölümcül bir darbedir.” diye gördüğüne göre,  özrün genişletilmesinde rol üstlenebilir.

Sivas, Kahramanmaraş, Çorum olayları için mi?

Hayır, başta 1915 için....

Dersim özrü, umalım, ülkemizi zora sokacak özürlere kapı açmaz!

TURGUT ÇELİK/ Mersin