Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Dervişin fikri ne ise zikri de odur.

Dervişin fikri ne ise zikri de odur.
 

SANDIĞA GİTTİĞİNİZDE BİZİ DÜŞÜNÜN


Yazdıklarım çevremde tepkilere neden olunca galiba hata bende diyerek yazmama kararı almıştım. Bunu da uygulamak amacı ile tatile giderken laptopumu dahi yanıma almamış adeta gündemle olan bağlantımı da kesmiştim. Bazı kesimlerden yazdıklarımın sert olduğuna dair uyarılar almam beni buna teşvik etmişti. Fakat dönerken babamın aldığı gazetelere göz attığımda yanlış yaptığımı anladım. Çünkü ben en azından onların deyimi ile cahilliğimle de olsa kendi düşüncelerimi ve kendi doğrularımı yazıyordum. Onlar ise başkalarının yalanları etrafında bilgelik taslıyorlardı.

Beni kendime getiren gazetede okuduğum haber olmuştu. Haberde Fettullah Gülen hoca buyuruyor bu referandumda mezardaki ölüler bile çıkıp evet demeli diye. Ben bu haberi okuyunca elimde olmadan kahkahayı bası verdim. Babamda ne oluyor kızım diyerek sorunca haberi anlattım. Cevabı bence haberden de güzeldi, eh kızım ‘’DERVİŞİN FİKRİ NE İSE ZİKRİDE ODUR.’’ Diyerek beni daha da güldürmüştü.

Şimdi merak ediyorum referandumdan sonra gazetelerde ölülere oy pusulası çıkmış haberleri çıkarsa acaba sahtekârlık suçlaması mı? Yapılacak yoksa bak hoca efendinin kerameti mi? Denecek.

Ben cahil olduğumdan sahtekârlık diyeceğim ama tabi ki bizim ileri derece âlim insanlarımız bunlar Allah yolunda diyerek bunun keramet olduğunu savunacaktır.

Zaten ağızlarda sürekli söylenen bu değil mi? Bunlar Allah yolunda bunlar menfaat gözetmez. Ben de soruyorum bunları söyleyenlere şayet cehennem korkusu olmasa yâda cennette ırmak kenarlarında hurilerle mükemmel bir yaşam vaadi olmasa bu Allah yolundakilerin kaç tanesi ibadet ederdi. İnanın hiç biri etmezdi. Peki, bu ibadetlerde menfaat uğruna değil mi? Şimdi, nerede Allah yoluna ibadet. Hayat insanlar tarafından menfaatler uğruna kurulmuştur. Bu gerçeği ne kadar inkâr etsekte her zaman karşımızda durmaktadır.

Bu yüzdendir ki devlet gemisinde dümene geçenler daima pusulanın doğru olduğunu ama geminin eski olduğunu iddia ederken muhalefette olanlarda geminin sağlam olduğunu ama pusulanın yanlış olduğunu savunmaktadır. Oysa her iki tarafta görev isterken bu ülke menfaatleri için görev isterler. Bazı insanlar yağmurdan kaçar, bazıları güneşten ama hepsi şemsiyenin altında buluşur. Siyasetçiler neden bir paydada buluşamazlar anlamış değilim. Amaçları ülkeye ve millete hizmet etmekse neden el ele vermek yerine bir birlerine çamur atmayı tercih etmekteler. Her iki tarafta kendi fikirlerinin doğru olduğunu savunmakta. Bilmezler mi? Ki hayatta en büyük cahillik başkalarını da kendileri gibi düşünmeye zorlamaktır. En çok yanılanlar karşılarındakileri dinlemek yerine kendi fikirlerini onlara diretmekte ısrar edenlerdir. Bence bu referandumda önemli olan evet veya hayır demek değil ne derseniz deyin ama bunu anlayarak düşünerek ve doğuracağı sonuçları hesaplayarak deyin. Çünkü bu sonuçların getirecekleri ile sizler değil bundan 10 yıl sonra bizler yüzleşeceğiz.

Ve…

Sizlerin kendi hatalarınızın günahlarını bizlere yüklemeye hakkınız yok…

Burçak Yazıcı

 
Toplam blog
: 168
: 1098
Kayıt tarihi
: 02.07.10
 
 

4 kasım 1996 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. Bu sene ilköğretimden mezun oldum. Okul hayatımd..