Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Desem ki...

Desem ki...
 

Alıntıdır


YAŞ OTUZBEŞ

Yaş otuzbeş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

...
Yukarıdaki dizeleri bugüne dek duymayan ya da bilmeyen var mıdır? Yoktur, sanmıyorum. Yaş otuzları geçtiğinde ya da kırklara merdiven dayandığında, sohbetlerin başköşesine  geçer: Yolun yarısına vardık ya da biz yolun yarısını çoktan geçtik bile, bakma böyle göründüğümüze...şeklinde övgü kaynağı bile olur bize.

Bu söylem beni de pek ilgilendiriyor. Sevgili müstear ismim; "yolunDİĞERyarısı" bu şiirden etkilenilerek alınmıştır. Severek kullanıyorum ve benimsedim. Olmadık bir yerde bu sözcükleri okuduğumda bile ilgimi çekiyor.

Bugün 2 Ekim Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğum günü, ne tesadüftür ki, ölüm yıldönümü de ekimde. Ekim ayı sanki şairle bütünleşmiş, zaten yaşantısına baktığımızda da yaprak dökümünü ve yer yer hüznü görebiliriz.

Şair 2 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır'da doğmuş. Çocukluk yılları Diyarbakır'da geçmiş ve orta öğretim için İstanbul'a gönderilmiş. İlk 4 yılını Saint Josef Lisesi'nde, kalanını Galatasaray Lisesi'nde tamamlamış. İstanbul'da Mülkiye Mektebi'nde ve Yüksek Ticaret Okulu'nda okuduktan sonra, yüksek öğrenimini tamamlamak için Paris'e gitmiş.

İkinci Dünya Savaşı nedeni ile yurda geri dönmüş.1944-1954 yılları arasında Ankara'da çeşitli yerlerde çevirmen olarak çalışmış.1954 yılında ağır bir hastalığa yakalanıp felç geçirmiş, tedavi için Viyana'ya götürülmüş ve orada vefat etmiştir.

Şiirlerinde yaşama sevinci ve ölüm konularına sıkça yer vermiş, yalnızlık, hayal kırıklıkları, çocukluk yıllarına özlem, yitik sevdalar, mutlu sevdalar da onun şiirlerinde yer almıştır. "Sanat için sanat" ilkesine uygun olarak eserler vermiştir. Açık, kolay anlaşılır ve sade bir üslubu vardır.

İlk gençlik yıllarından dizeler:

"Çölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde
                                  Kavrulup gidiyorum
Pervasız serçe gibi hep ganimet peşinde
                                   Savrulup gidiyorum..."

 

Şairin önemli kitapları : "Otuzbeş Yaş", "Ömrümde Sükut", "Düşten Güzel" ve "Ziya'ya Mektuplar",

Oldukça erken yaşlarda aramızdan ayrılmış bu şaririmizi anmak için, ondan güzel bir şiir seçtim sizlere....

Ruhu şad olsun!

DESEM Kİ

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..