Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

Destan gibi Ergenekon…

Destan gibi Ergenekon…
 

Destan Gibi Ergenekon… Destanlar, yiğitlik ve kahramanlık gibi olayların anlatıldığı uzun manzum öykülerdir. Toplumların eski çağlarına ışık tutar. Geçmişle geleceği birbirine bağlar.Milli şuuru güçlendirir.Bir milleti tanıyabilmenin en iyi yolu o toplumun destanlarını incelemekten geçer.

Destanın ne olduğunu hatırlattıktan sonra şimdi beraberce Ergenekon destanını incelemeye koyulalım.Ergenekon destanı, Göktürkler'in türeyişini anlatan bir Türk destanıdır. Düşman tarafından hile ile yenilgiye uğratılan Türklerin, Ergenekon Ovası'nda yeniden türeyip demirden bir dağı eriterek tekrar eski yurtlarına dönerek düşmanlarıyla çarpışmalarını ve yeniden devlet kurmalarını konu edinir.Kısaca destan böyledir.Bağımsızlıklarına düşkün Türklerin yok olma tehlikelerine karşı kendilerini Ergenekon denilen yerde korumaları ve burada çoğalmaları destan kurallarıyla anlatılır.

Edebiyat ve tarihe ilgi duyanlar Ergenekon destanını bilirler.

Bu gün Ergenekon sadece bir destan olma özelliğini yitirmiştir. Türk kamuoyunu günlerce meşgul eden ve etmeye de devam edecek bir “suç örgütünün” adıymış. Ortada 2500 sayfalık bir iddianame var ve daha da hazırlanacak bir sürü klasör olacak. Destan gibi bir Ergenekon iddianamesi…Bir sürü insan gözaltında, ki bunların bir kısmı emekli generaller ve emekli subaylar, bir kısmı siyasi parti lideri veya mensubu, bir kısmı gazeteci….vs. birçok kimseden oluşuyormuş. Ülkede olup biten her olumsuzluk bunların başının altından çıkmışmış?! Böylesine büyük bir suç örgütünden bu güne dek kimsenin haberinin olmaması da ne ilginç bir tesadüftür.Tabii ki yargı süreci her iddiayı ispata zorunludur ve toplumun bulanık zihnini aydınlatmaya çalışmalıdır.Toplumun çeşitli endişelerle kutuplara ayrıldığı bu dönemde bir de Ergenekon suç örgütünün çıkması ve etrafta bir sürü kirli bilginin dolaşması Türk halkını derin bir endişeye ve güvensizliğe itiyor. Ben de bu belirsizliği ve güvensizliği yaşıyorum herkes kadar.Neden mi?Güzelim ülkemde hep birileri oyunlar oynuyor, biz de sadece bu oyunların izleyicisi oluyoruz da ondan.Toplumda ciddi bir güven kaybı var. Her birey, hatta simitçisi bile “Telefonum, evim dinleniyor mu?” paranoyasıyla yaşıyor. Bir çok kurum artık toplumun gözünde, vicdanında eskisi gibi olmayacak, olamayacak. Ne yazık ki böyle karamsar günler geçiriyor ülkemiz ve yüreğimiz…Ergenekon’da çoğalan Türkler’in, Ergenekon’la milli şuuru zedeleniyor.Ergenekon’da demir dağı eriterek çıkan Türkler, Ergenekon’la kendini iç dünyasına hapsediyor.Ergenekon’la kendinden korkar hale geliyor.Ergenekon’la besliyor paranoyalarını.Ergenekon’la insanından korkuyor.Ergenekon’la geleceğine şüpheyle yaklaşıyor.Ergenekon’la değerleri yozlaşıyor.Ergenekon’la yatıyor Ergenekon’la kalkıyor.

Unutmayalım! Göktürkler, Ergenekon’dan çıkınca devletlerini kurmuşlardı.Umarım Türkiye bugün de Ergenekon’dan çıkmayı alnının akıyla başarır.

 
Toplam blog
: 47
: 781
Kayıt tarihi
: 20.10.08
 
 

1978 Hatay doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Edebiyat fakültesi mezunuyum. Edebiyat ve felsefe alan..