Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '07

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Deve bayıltan sıcaklarına hoş geldiniz!..

Deve bayıltan sıcaklarına hoş geldiniz!..
 

Sıcak… Hem de öyle böyle değil… Hiç yokmuş gibiyim. Varım, ama aslında yokum. Sanki, sıcak beni içine hapsetmiş ve ruhumu da yanına bir güzel alıvermiş. Parmağımı kıpırdatmak bile istemiyorum. Gözüm sürekli buzluktaki buzlarla, dondurmalarda. Başka hiçbir şey dikkatimi çekmiyor. Bir de kiraz var tabii, onsuz da yapamıyorum. Her gece bir tepeleme tabak kiraz yiyip uyuyorum. İçimin yanmasını o alıyor, gülmeyin, size de tavsiye ederim.

Bu sıcak havalarda en çok dikkatimi çeken şey, gece geç saatlere kadar balkonda nefes almak için toplaşan, buluşan insanlar. Sıcak gecelerde balkonlar hem kaynaşma hem de nefes alma durakları görevi görüyor.

Hele karşımızda oturan ailenin bir balkonu var ki, sormayın, dolup dolup boşalıyor. Gelen, giden, çamaşır asmamı seyreden bir balkon insan düşünün:)Anneanne gidiyor, babaanne geliyor, enişteler uğruyor, dondurmalar yeniyor, bir telaş bir telaş, çay kaşıklarının cıngır cıngır sesiyle süren geceler…

Bakıyorum da, her akşam hanelerden çıkan muhabbet sesleri biraz daha yükselmekte ısınan havayla birlikte. Küresel ısınma hayatımızı ciddi bir şekilde tehdit ediyor etmesine de, bir tek insan ilişkileriyle ilgili iç açıcı bir şey sunuyor hayatımıza: birbirimizin varlığından haberdar olmak!

Hırsla, kazanmanın verdiği tuhaf entrikalarla dans ederek kurduğumuz dünyalarımız, perdelerini çevremizdekileri görmemiz için açıyor ve diyor ki: “Hırsınla yiyip bitirsen de kendini, küresel ısınmayla zaten ben ömrünüzü çaktırmadan bitiriyorum. Bu yüzden, çevrenize bu sefer ‘alıcı’ değil ‘seven’ gözlerle bakmayı deneyin.”

Evet, devebayıltan (bayılıyorum bu kelimeye!) sıcaklarında nefes alıp vermemiz zorlaşsa da gün be gün, kendimizden kurtulduk, çevremizdeki insanları görmeye başladık.

Belki gereksiz yere kırdığımız sevdiklerimizle balkonlarında buluşabilir, araya giren mesafeleri tamir etmenin yolunun görüşmek ve konuşmaktan geçtiğini anlayabiliriz.

Zaman su gibi akıp geçiyor çünkü. Ve ne yazık ki, neleri, kimleri kaybettiğimizin farkında bile değiliz…

Ben derim ki, akşam alın bir kocaman kutu dondurma (birkaç kutu da olabilir pek tabii ki:), çalın sevdiklerinizin, özlediklerinizin kapılarını.

Balkonlarda birlikte nefes almaya çalışın.

Afrika sıcaklarıyla bu şekilde boğuşmak en iyisi.

 
Toplam blog
: 87
: 1432
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

29 yaşında ve yengeç burcuyum. Her sabah 'flu' gözlerle dünyaya merhaba dememi sağlayan 5 numara göz..