Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '12

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Deveye demişler ki ...

Deveye demişler ki ...
 

Deveye demişler ki , “Niye boynun eğri ?”; “Nerem doğru ki…” diye yanıt vermiş (Bana ne, ben New-Yorklunun yalancısıyım...:)

Şimdi bu lafın neresini düzelteceksiniz. Bir kere devenin boynu eğri midir? Allah her varlığı kendine göre bir güzellikte yaratmıştır. Yani, deveye, çirkin denebilir mi? (Denemez mi? ) Şimdi bir süre bunu kendi aranızda tartışın… Deve güzel mi, çirkin mi?

Aslında her şey sahibine göredir. Ve yerine, zamanına göredir. Çünkü Allah öyle yaratmıştır. Şimdi şu deve fıkrasını bir dinleyin :

“Genç deve annesine sormuş:
- Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?
Anne cevap vermiş:
- Çölde kuma batmamak için.
Genç deve tekrar sormuş:
- Peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür?
Anne tekrar cevap vermiş:
- Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye.
Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
- Bizim niye hörgüçlerimiz var?
Anne deve sabırla yanıtlamış:
- Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız.
Sonunda dayanamayan genç deve sormuş:
- Peki bizim bu New-York, Central Park, Hayvanat Bahçesinde ne işimiz var?”

Bu fıkrayı anlatan, New-York Hayvanat Bahçesinde büyüyen, sevimli güzel bir deve yavrusudur, her gün “sade bir vatandaş” tarafından beslenmektedir.

Şimdi gelelim develerin kategorileştirilmesine: Develer önce ikiye ayrılırlar. 1.Tek hörgüçlü develer ; 2. Çift hörgüçlü develer. Yani bir başka bakış açısına göre de Eski dünya develeri; Yeni dünya develeri diye de ikiye ayrılırlar… Yani, bu işi İlim Adamlarına bırakacak olursan, paçasından tutup, daha kaç parçaya ayırabilirlerse ayırırlar da fark edemezsin… Benden söylemesi …

Fakat Amerika’nın beri tarafında (Beri tarafında dedikse, bu alt tarafında, demektir) çok farklı Lama denilen bir deve cinsi vardır ki, bunun kapkara olan cinsine “Alpaka” denir... Bunun yününden çok güzel palto yapıldığı söylenir… Ben, onun bunun yalancısıyım… yani.

Ayrıca, New-York’ta, mesela dedik, bir kalantor adam geldi, şirketin merkezinde hart diye koca bir koltuğa kendini attı… Ne derler bizim köyde; biliyor musunuz? “Lök gibi oturdu” derler. Lök, yedi yaşından büyük, ağır, yaşlı deve demekmiş…(İşte araştırma böyle yapılır, New-Yorklu. Ayrıca kaynak göstermek gerekir ama, köyden kimi kaynak göstereyim şimdi…)

Bir de onu hatırlatmak gerekir. bizim Denizli, Burdur taraflarında “Deve Güreşleri yaparlar. (Antrparatez ; adamlar medeni insanlar; öyle boğa güreşine filan girişip hayvanları telef etmezler..) Develer, aslanlar gibi ortaya çıkar; şöyle salınırlar; daha sonra kapışırlar… Biri diğerini kaçırıncaya kadar… İşte bu kadar. (Tabii, yenilen deveyi götürüp, pastırma yaparlar o başka…) Haa… Bu güreşen develer melezdir; bazı yerlerde “Tulu”, bazı yerlerde “Tülü” diye adlandırılırlar… Çok sevimli, süslenmiş, püslenmiş, şirin hayvanlardır… Deve güreşlerine de bekleriz…


“İşte Uzaktan Eğitim” dersleri buna denir. Buradan taa... New-York’a Deve’nin boynunun eğriliği hakkında, ders notları göndereceğim, hiç aklıma gelmezdi… Ama oldu. Tabii, “Devenin boynunun eğriliğinin nedenini...” bu dersimizde açıklayamadık… O da gelecek derse, kalsın… Olur mu? (Öğretmenler, bilmedikleri konuyu işte böyle gargarayla atlatırlar…) Gelecek haftaya kadar hoşça kalın…

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..