- Kategori
- Felsefe
- Okunma Sayısı
- 96
Devinim hareketleri

Yenilikçi düşünceler ve devinim hareketleri eskilerde kaldı, şimdilerde yok.
Neden?
Devrim niteliği taşıyan tüm radikal değişimler, nedense teknolojinin az geliştiği dönemlerde yapıldı.
Şimdi teknolojinin verdiği bir rehavet var.
Bir düşünelim.
Çok da eskiye gitmeye gerek yok.
Atatürk, Osmanlı’nın son dönemlerinde, tek başınaydı.
İnternet yoktu.
Bir ülkeyi harekete geçirmeye nasıl ikna etti? Facebook üzerinden yazarak, ya da twit’ler atarak değil herhalde.
O bunu yüksek bir şuur ile hayalleyerek yaptı. Ve bu hayallerine, eşit hayaller kuranları da ortak etti.
Şimdiki modern ismi ile, Telepati diyorlar.
Fakat biz “tek yürek olma” diyelim.
“Çok Yüksek bir düşünce kubbesi altında toparlanan, milyonlarca denk düşünce baloncukları” Deyimi daha doğru olacaktır.
İknayı düz yazı mektup yazarak değil, Zihinlere mail atarak yaptı kısaca.
O mailler, mayalandı ve kalben istekliler ona katildi. Mail. Yani düşünce formu.
Şimdi ise düşünmekten o kadar yoksunuz ki.
Allahın izni ile, Allah bize yardım eder gibi bir tembel/kaçış cümlesi söyleyip, bir kenara çekiliyoruz. “Birileri çıksın bir şeyler yapsın da, biz de keyfimize bakalım” hesabı.
En baştan, daha henüz doğmadan önce, o cevher yüreklere verilmiş ve biz zaten o yeteneklerle doğmuşuz. Neyin iznini istiyoruz hala? Ya da neyin yardımını bekliyoruz?
Elbette biliyoruz ki, O’nun izni olmadan yaprak kıpırdamaz. Lakin bir ayet vardır:
Der ki “Biz bilene kadar, sizi imtihan edeceğiz”. (Muhammed Suresi 31.ayet)
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
