Devlerin Mücadelesi: Eurozone

   İnsanoğlu var olduğundan beri neredeyse tüm benliğini ortaya koyarak ayakta kalmaya ve dünyada yer edinmeye çalışmaktadır. Bu var oluş süreçlerinden biri de şüphesiz birinci ve ikinci dünya savaşıdır. Böyle bir ortamda dünyaya hakim olmak isteyenler bir yanda, sadece ülkesini korumak ve hayatına devam etmek isteyenler biryanda olarak karşımıza çıkmıştır. Aslına bakılacak olunursa her iki düşüncenin altında hayatta kalma mücadelesi yer almaktadır.

   Geçmişten günümüze her türlü aşamadan geçmiş olan insanoğlu, bu hayatta kalma savaşından çoğu zaman birlik beraberlik ihtiyacını da elden bırakmamıştır. İkinci Dünya Savaşı’na bakıldığı vakit bir yanda dünyanın süper güçlerinden olan Amerika Birleşik Devletleri diğer yanda ise egemenliğini ispat etmek için her türlü şeye hazır Sovyetler Birliği. Tüm bunların altında yatan diğer önemli etmen ise kapitalist ekonomik sistemin öncülerinden ABD ve sosyalist ekonomik düşüncenin öncüsü Sovyetler Birliği’nin ekonomik düşünce alanında da hâkim olma yarışı yer almaktadır.

   İkinci Dünya Savaşı’nın ardından siyasi, askeri ve ekonomik açıdan toparlanmak isteyen çoğu ülke, tıpkı fiziki savaşta olduğu gibi tekrardan birlik beraberlik arayışına, anlaşmalar yapmaya, belli ideolojileri benimseme gayreti içerisine girmiştir. Bunlardan bir tanesi de günümüz dünyasından karşımıza sıkça çıkan Avrupa Birliği’dir. Avrupa Birliği siyasi ve ekonomik birliktir, toplamda 28 üyesi bulunan bu birlik önce ‘’Avrupa Kömür-Çelik Topluluğu’’ ardından ‘’Avrupa Ekonomik Topluluğu’ ve daha sonra şu anki adı ile de ‘’Avrupa Birliği’’ adı altında bir araya gelmiştir. Bu beraberlik ekonomi açısından bakıldığı vakit karşımıza ‘’Eurozone’’ kavramı çıkmaktadır, bu kavram bize Avrupa Birliği’nde ki ülkelerin ekonomi alanında ki güç unsuru olarak sunulur. Eurozone, Avrupa ülkelerinin ‘Euro’ adı verdikleri ortak para birimini kullanan Avrupa ülkelerini kapsamaktadır. AB’nin zaman içinde gösterdiği performansla uluslararası ekonomide ulaştığı güç, diğer ülkeler için bu blok içinde yer almayı cazip hale getirmiştir. (Akçay, 2008)  Günümüzde Avrupa Birliği’ne üye olup Euro kullanmayan ya da Avrupa Birliği’ne üye olmayıp Euro kullanan ülkeler mevcuttur. Avrupa Birliği kendini doğu ve batı bloklarına karşı korumak amacı ile de kurulmuş ve dünya üzerinde ciddi anlamda egemenliği tanınmış bir para birimi olan Euro ile de ekonomide yerini almıştır. Her ne kadar bir çok ülkenin ekonomi politikaları tek bir ülke gibi yönetilse de Avrupa Birliği üyeleri bu zorluğu aşmış durumda gözükmektedir.

AB Üyesi Olmamasına Rağmen Euro Kullanan Ülkeler:
    Androrra
    Monako
    San Marino
    Vatikan
    Karadağ
    Kosova

AB Üyesi Olmasına Rağmen Euro Kullanmayan Ülkeler:
    Danimarka
    İsveç
    Bulgaristan
    Çek Cumhuriyeti
    Hırvatistan
    Macaristan
    Polonya
    Romanya