Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '16

 
Kategori
Güncel
 

Devlet, Can Dündar'ı hedef göstermiş!!...

Devlet, Can Dündar'ı hedef göstermiş!!...
 

internetten alınmıştır


Can Dündar'a silahlı saldırı girişimi olmuş...Saldırganın ateşinden NTV muhabiri yara almış...Saldırgan, sen hainsin diyerek saldırmış Dündara...

Ama Can Dündar'ın avukatı ve eşi saldırganı yakalayıp derdest etmişler...Bu saldırı, muhabirin bacağından aldığı yara ile atlatılmış...Şükür ki Can Dündar'da bir şey yok!

Bu tür saldırılar bu ülkede geçmişte de oldu. Çoğu zaman da saldırıdan siyaset üretildi. Bu siyasetin argümanı "hedef gösterildim" olmuştur daima...

Yani, devlet bir gazeteciyi devletin sırlarını ifşa etmekten mahkemeye veriyor; mahkeme yargılıyor ve hapis cezası veriyor...Demek ki, ortada bir suç var..Bunu eleştirenler neden seni hedef göstermiş olsun.

Bu anlayış, aslında kendilerini dokunulmaz hissedenlerin anlayışıdır. Bunlar dokunulmaz ve eleştirilmez kişilerdir, eğer eleştiriyorsan onu birilerine hedef gösteriyorsun demektir.

Oysa, her türlü eleştiri, hakaret ve bazen de küfür onların hakkıdır. Onlar devletin başındaki kişi de dahil herkese her lafı etme "özgürlüğüne" sahip olmalıdır; demokrasi, insan hakları bunu gerektirir.

Ama, başkaları onların yaptıklarını eleştirirse kesin nefret söylemiyle onları hedef göstermektedir. Ortaya bir "meczup"un çıkıp iki el ateş etmesiyle doğrudan karşı taraf suçlanır.

Bu saldırıda da beklenen oldu. Hedefi niyeti ne olduğu tam bilinmeyen bir suçlu mahkeme avlusunda iki el ateş etti ama Can Dündar ve Anamuhalefet lideri doğrudan Cumhurbaşkan'nı suçlu ilan ettiler.

Hele de Can Dündar, büyük bir özgüvenle, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı hedef alarak:

" Biz karşımızda Cumhurbaşkanı'nı bulduk. Bizi tehdit etti, şantaj yaptı. Bundan vazife çıkaranlar da bize ateş etti. Dilerim bundan utanır. Bundan sonra iki kez düşünür. Biz doğru bildiğimiz gibi yazmaya devam edeceğiz. Tehditler bizi yıldırmayacak."

diyebiliyor...Yani Can Dündar doğrudan devletle savaşıyor ve bu savaşta da kendine son derece güveniyor.

Anayasa Mahkemesinin kararını beğeniyor ama ilgili Mahkeme'nin kararını Cumhurbaşkanı'na bağlıyor...Tabii, saldırıdan da Cumhurbaşkanı'nı sorumlu tutuyor.

Devletin başı, devleti savunmayacak da ne yapacaktı?..Devletin istihbarat teşkilatı bir iş yapmış sen de bunları ifşa eden Paralel yapıyla iş tutup bunları çarşaf çarşaf yayınlamışsın...Şimdi bu durum mahkeme'ye düşmüş ve yargı karar veriyor.

Nasıl oluyor da, ne idüğü belirsiz bir saldırganın saldırısından nerdeyse Cumhurbaşkanı bana ateş etti, diyecek haddi aşmışlığa gidiyorsun?

Bu ülkede bir yığın densiz, beyinsiz birbirini vuruyor. Adam, benim yanımda hesap ödedi diye, kırk yıllık arkadaşını vurup öldürüyor...Bir meczup da sana saldırmışsa neden bu sıradan bir saldırı olmuyor da nerdeyes devletin organize ettiği bir saldırı oluyor.

O kadar ki, "devletin yaptığı" bu saldırıyı avukatın ve eşin önlüyor...Burada bir sakatlık yok mu?...Eğer, ortada suç varsa Mahkeme  ceza verir...Yoksa, AYM'nin yaptığı gibi bozar...Bu herkes için geçerlidir, kimsenin ayrıcalığı olamaz...Kimse de kimseyi şahsi olarak cezalandıramaz.

Ben sıradan "gazeteciyim" dedikten sonra, bir devletin Cumhurbaşkanıyla böyle pervasızca savaşmak da bayağı bir babayiğitlik olmalı...

İnsanın bu kadar "cesur" olması için, arkasının sağlam olması gerek, diye düşünüyorum...Acaba, Can Dündar bu gücü kimden alıyor?..

Gazetciliğinden alıyor, diyorsanız, bu ülkede basın özgürlüğü yok, diyenlere de okkalı bir laf etmelisiniz...

Böyle özgür ve güçlü gazetecilik başka nerde var??

 
 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..