Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Devlet adamı olmak

Devlet adamlarının iktidarda bulundukları dönemde değil, iktidarlarının sonrasında kıymetleri ya da kıymetsizlikleri ortaya çıkar. İktidarda bulundukları dönemde gerçek anlamda hakkını vererek değerlendirmek hemen hemen imkansızdır. İyiliklerine söylenenler yalakalık, çıkar arayışı olarak, kötülüklerine söylenenlerde muhalefete hizmet, çıkar çatışması olarak yorumlanır. İktidarları bittikten sonra geriye dönüp bakarak değerlendirmek ise yansız ve çıkarsız olarak daha gerçekçi olmaktadır. Devlet adamları tarih sayfalarındaki asıl yerlerini ve değerlerini onlarca yıl sonra almaya başlamaktadır.

Lincoln, Churchill, Napolyon gibi güçlü kişiliklerin gösterdikleri üstün başarılardan daha kim bilir kaç nesiller boyu söz edilecek, saygıyla anılacak, paraların üstünde resimleriyle, dünyaya vurdukları damgayla, çocukların benzemek istedikleri, özdeşim kurdukları insanlar olarak aramızda yaşamaya devam edecekler. Ancak Hitler ve Führer gibi liderler ise sadece psikiyatristlerin araştırma konusu olarak kalacaklardır.

Bizde günümüzden geçmişe bakarak Osmanlı İmparatorluğu padişahlarını daha objektif değerlendirebiliyoruz: Şu an kimine deli diyoruz, kimine fatih diyoruz; kimilerinin zekalarını, askeri yeteneklerini, komutanlıklarını devleti yönetme biçimlerini sorguluyoruz.

Padişah Vahdettin, bazı tarihçiler tarafından son zamanlarda kendisinin iyi yönleri ortaya çıkarılmaya çalışılsa da tarih biliyor ki, O ülkeyi düşman askerlerine bıraktı, mücadele etmedi, kaçtı. Çok geç olsa da Atatürk’ü şimdi özel hayatıyla öğrenip onun bilmediğimiz yanlarını gizli kalmış tarih sayfalarından yeni çıkardık. O’nu sadece bir kahraman ve komutan olarak bilirken, onun insani yanlarını keşfettik; korkularını, kaygılarını. Ama bunlar neyi değiştirdi? O’nun büyük bir lider olduğunu ve kurtuluş mücadelesindeki başarısını gölgeledi mi? Elbette ki hayır. Türkiye Cumhuriyeti devam ettiği müddetçe bundan sonraki nesiller de ona minnettar kalmaya devam edecektir. Bu gerçeği hiçbir şey değiştiremez.

Yine en yakın tarihimizden, Kenan Evren’e bakalım, tabiî ki ihtilal döneminde eleştirilemezdi. (Sıkıysanız eleştirin.) Ama şimdi yaptıklarını bağıra bağıra eleştirebiliyoruz. Kendisinin yaptıkları geç de olsa kendine döndü, şimdi artık O yargılanıyor. Evrensel döngü her zamanki gibi işliyor. Devlet adamlarının yaptıkları da yaşarken veya öldükten sonra yanına kalmıyor.

Türkiye Cumhuriyeti’ne olumsuz etkileri olmuş gelişimini durdurmuş başbakanlar, yöneticiler, idareciler sadece tarih sayfalarında değil nesiller boyunca lanetle anılıyorlar. Tam tersine Türkiye Cumhuriyeti’ne olumlu katkıları olmuş devlet adamları ise nesiller boyu duayla, saygıyla anılıyorlar. Bunların yanında hasbel kader Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı olmuş ama emeği geçmemiş kişiler sadece satır aralarında geliş ve gidiş tarihleriyle anılıyorlar. Sonuçta tarih affetmiyor ve herkese layık olduğu değeri veriyor.

Şimdi de Başbakan’ımıza bakalım şu anda tabiî ki O’nu da olumlu ve olumsuz eleştirenler var. Bunlar şu anki noktada çok değer taşımayabilir. O’nun içinde asıl hükmü verecek olan tarihsel süreçtir. Tayyip Erdoğan gerçek değerini verecek olan asıl sınav ise terörü durdurup durdurmayacağıdır. Bugünden görülebilecek bir akıbet var ki terör tam da uyumuşken onun başbakanlığa geçtiği tarihte yeniden uyandı. Sebebi ne olursa olsun bu somut bir gerçektir. Sayın Başbakan’ın Ekonomik anlamda, dış politika anlamında tüm yaptıkları tarihin tozlu sayfalarında kalabilir. O’nu altın sayfalara taşıyacak en büyük icraatı terörü durdurması olacaktır. Terörü durdurmadan ülke yönetimden giderse tarih onu çoooooook yargılayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti devam ettiği müddetçe nesiller onu müteessirle anacaktır. Üstelik yaptığı söylenen onca iyi şey anlamını bulamayacak yitip gidecektir.

İçinde bulunduğumuz zaman diliminde bunu göremiyoruz ama kendinizi şöylece bir 50 ile100 yıl sonrasına atın ve oradan bir bakın bakalım. Tıpkı diğer devlet adamlarında olduğu gibi uzaktan bir değerlendirelim. İşte görüyor musunuz? Başbakan’ın adı terörle birlikte ya da terörü yenen adam olarak anılacaktır. Hiçbir mazerete sığınmadan terörü durdurmak hem de Türk halkına daha fazla bedel ödetmeden terörü kökünden halletmek zorundadır. Çünkü kendisi partisiyle beraber yıllardır iktidardadır bu nedenle asla mazereti olamaz. Gerçek bir siyasetçi olarak orada dönen oyunlara son verecek, gerçek bir devlet adamı olarak, Türkiye’nin önündeki en büyük engeli kaldıracak, gerçek bir insan olarak, şehit analarının, halkının yüreğinin yaralarını saracak. İşte o zaman tarih sayfalarından yükselerek gerçek bir kahraman lider olacaktır. Ve Türkiye Cumhuriyeti devam ettikçe şimdiki sesler ne olursa olsun tarih onu minnetle anacaktır. Yüce bir ülkenin başbakanı olma yüceliğine erişmiş bir başbakana Tayyip Erdoğan’a bütün Türkiye şükranlarını sunacaktır.  

 
Toplam blog
: 21
: 1610
Kayıt tarihi
: 21.02.13
 
 

Ankara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında lisans ve yüksek lisanımı yaptım..