Devlet Baba Kurtar Bizi

 

PARAMIZ YOK, ZAM ÇOK!

BANKALARIN FAİZ DÜŞÜRECEK OLMASI, 

İŞ ADAMLARINI SEVİNDİRİR.

DAR GELİRLİYİ DEĞİL.

 

Dar Gelirliye Yüklü Kredi Verilmiyor Zaten. Beş Bin Liralık Krediyi Ödeyebilen, Dişini Sıkıp Faizini de Ödeyebilir.

 

Bazı market ve mağazalarda satılan ürünlerde %10 indirime gidilmesi de, tatmin edici değil. 10 liralık malı, 20 lira deyip, 10 liraya indirmiş gibi satarlarsa ne yapacağız?

 

Paradan sorumlu bakanımız dün yaptığı açıklamada, enflasyonla mücadele programını ve bunun nasıl yapılması gerektiğini de anlattı. Detaya dalmayacağım, konunun özetinde banka faizlerinin %10 azaltılacağını ve iş adamlarının ürettiği mallarını yine %10 indirimle satmasını öğütledi. Vatandaştan da beklentisi oldu sayın bakanın, enflasyonla topyekun mücadele, dedi.

 

Dar gelirli vatandaş zaten hep mücadele için de devlet baba, zevkli yaşantılarından taviz vermeyen zengin vatandaşlarına da iki çift laf söyle. Evlat ayırımı olmasın.

 

Piyasa adeta ekonomik kilitle kilitlenmiş durumda. Para çok az kesimde var. Büyük bir çoğunlukta yok. Vatandaşlar bir şekil paraya ulaşma mücadelesi veriyorlarken bu mücadeleye nasıl katılabilirler, onu demedi bakan. 

Tepedekilerin refah göstergesiyle, tabanda çekilen sıkıntı ayrı ayrı şeyler. Matematiksel olarak iki ayrı cinsin toplanamayacağı gibi.

 

Olay Amerika’dan kaynaklanmakla beraber,  hükumetlerin yanlış tutumundan ve şahısların kişisel özelliklerden de kaynaklanmaktadır.

Çünkü evveldekilerin ve şimdiki hükumetin piyasadan para çekmesinin yanında, birikimi olan vatandaşlarında güvence amacıyla paralarını ellerinde tutmaları, emeğiyle geçinen vatandaşların sıkıntılarını kat be kat artırdı. Böylece piyasada büyük dengesizlikler meydana geldi.

 

Piyasaların kilitlenmesi para sıkıntısını getirirken, peşinden zamları da sürüklüyor. Hükumetin zamları bir yana, serbest piyasa zamları birbirini kovalıyor.

 

Zamlar vatandaşı bezdirmiş durumda. Seçimlerin yarattığı fırsatçılığa, bir de kış mevsiminin yaklaşması fırsatçılığı eklenince, ekonomide nefes almak ve ayakta durmak oldukça zorlaştı.

 

Büyüklü küçüklü birçok iş yerinin kapanması, esnafın sabahtan akşama kadar hiç alış veriş yapmadan dükkanında oturup gitmesi, gerçeğin kanıtıdır.

 

Masal kitaplarında yedi başlı bir dev vardır. 

Bu dev olağanüstü bir güç tarafından ortadan kaldırılmazsa, insanların rahat etmesi mümkün değildir. Ekonomik krizde dünyanın dev gibi gördüğü bir olumsuzluktur. Bu devin ortadan kaldırılması için bence de yukarıdan aşağıya, hep birlikte mücadele edilmelidir. Başka çıkış yolumuz da yoktur.

Neler yapılabilir?

 

Yoksul olan, işten ayrılmış olan ister istemez ayağını yorganına göre uzatıyor. Önemli olan zengin kesimin bu dengesizlikte denge sağlayıcı rol oynaması; Türk parasıyla, Türkiye’den alış veriş yapması, eğlencesini kısıtlaması ve parasıyla devlet ekonomisine destek olması gerekir zengin bilinenlerin.

 

Gün dayanışma günüdür. Zenginler lükslerinden fedakarlık etmek istemediklerinden, krizden en az bizler kadar onlar da şikayetçi oluyorlar. Hal böyle olunca eğlence merkezleri ve tekel bayileri hiç boş kalmıyor. 

 

Fakir kesimde bazı giderlerinden vazgeçemiyor. Pirinç zamlandı, diye pirinç alamayıp bulgura yönelenler. Sigara zamlanınca aynı özveriyi gösterip almazlık edemiyorlar. Yani tekel ürünlerinin satışlarında kriz yok.

 

Pazar çantasını yiyecekle dolduramayan, midesini rakıyla, şarapla doldurabiliyor. “Acaba sıkıntıdan insanlar kendilerini içmeye mi vurdular,” diyoruz. 

Zengin ve fakirin aynı dertten, ekonomik krizden yakınmalarına, buna karşın her iki kesiminde anlaşılmaz tutumlar sergileyişlerine, ne yazık ki bir anlam yükleyemiyoruz.

 

Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com