Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '18

 
Kategori
Siyaset
 

Devlet Bey "Koskocaman Bir Muamma"

Devlet Bey  "Koskocaman Bir Muamma"
 

Devlet Bey


Aklımda çengelli iğnelerle takılı sorular tekrar daha yükseklere asıldı. Bunların bazılarına kendime göre iğnelerinden kurtarıp askıdan indirdim, ama bazıları var ki…

Müsaadenizle; Taa yükseklere astıklarımı sormak istiyorum, – bulamadıklarımı, duyamadıklarımı- sizin gözünüzle görmek adına…

***

   Anlayamadım, neden 1999 yılında apoyu asmadıklarında hükümetten çekilinmedi. Şimdi hamaset laflarla dolu bir sürü şey okudum . Hükümet düşerse ülkenin felaketi olur ekonomik kriz çıkardı falan. Peki asılmadı da çıkmadı mı? Asıl sormak istediğim bu da değildi aslında.

Madem asılmasına imkan bulunamadı, halka çağrı yapılsaydı ve hükümetten çekilinseydi, MHP olarak – kanuni olarak, bu çocuk katilini asmak istedik – asılmasını istedik; ama astıramadık gücümüz yetmedi. Oyumuz yetmedi. Biz de tekrar size geliyoruz denseydi, halka. Yüzde kaç oy alınırdı veya daha önemli soru bugün ki siyasette AKP olur muydu?

***

2007 yılındaki CB seçimlerinde pasif rol alınmasının nedeni neydi? Çile olan başörtüsü sorununda beklenen tutum neden sergilenemedi? Kamusal alan nutuklarının arkasına saklandı. Kamu ülke değil miydi? Savaşta, seferde tüm halk kamuya dönüşürken. Kamu halkın ta içi değil miydi?

… Nedeni, çekincesi neydi ? Bu sorunun iktidarken bile üstünün örtülmeye çalışılmasının. Devlet neden kendi kimliğine karşı tutum sergileyen ne idüğü belirsiz paşaların istedikleri gibi halkın – dinin emri olan – değerinin çiğnenmesine müsaade edilmişti. İktidarda iken bile ölü toprağı saçılmaya çalışılmaktaydı, bu sorunun. 2007’de bu sorunun temellendirmesinde neden safını tam ve belirgin belli edememişti. Devlet üç beş tane maaş alanın egosunun mu temsiliydi.  Ya benler neden önemsizmiş gibi davranıldı.. Neden ülkücü gençler başörtüsü eylemi yaparken- şu noktayı da yazmadan geçemeyeceğim,  ülkücüler coplanırken, o zamanın bacıları, tarikatlıları cemaatlilerin sadece bacıları varken bu protestolarda, ülkücülerin hepsi vardı. Ve coplanan yine onlardı. Ama dışlanan, yine o bacılar tarafından, pis fasitler diye bağırılan, erkekleri püskül bıyıklılar, buna pek karışmazdı, yine onlar olurdu. Çünkü onlar pis faşistti. Hepsinin gözünde- MHP neden kendi içinde tutarlı olamamıştı ?

***

2011 seçimlerinde, birkaç kale kalmışken elde, Iğdır gibi diğer eski kaleler neden yıkılmıştı. Nerede yanlış yapılmıştı. Halkın teveccühü neden bir anda sönmüştü. Nicelik önemli değildi. Peki gerçekten nitelikli mi hale gelinmişti? Ocaklar eski kimliklendirme  işlevini tam manasıyla yerine getiriyor muydu? Ülkücü gençlerin buluşma noktası olan bu yerler de – dershaneye gidememiş çocuklar için ne yapılıyordu- Derslerine yardım ediliyor muydu? Ülkücü olarak kendini ifade eden eğitimciler bu çocukların hayatına dokunmak onları yetiştirmek için ne yapıyorlardı veya yapılıyor. – bu ocakların yapması gerekeni fetöşçüler mi yapmıştı. Abiler, ablalar adı altında yapılanarak. Çocukların her türlü sorunuyla ilgilenerek. Beylik laflar yerine onları devlet için – devleti ele geçirmek için- yetiştirerek. Bilmiyorum…

***

2015 seçim sonucunun açıklandığı saatlerde tüm kapıların kapatılmasının sebebi neydi?

Bu yapılarak birilerine mesaj mı verilmek istenmişti? Top nerede ters tepmişti?

Bunun yerine; tek şart olarak AKP’nin – azınlık hükümeti kurmasına destek verilmiş olsaydı. Ne bakanlık istense ne başka talep olsaydı bu da kamu oyuyla açık olarak paylaşılsaydı.- terör bitirmesi şartı konulsaydı.  – terörle mücadele etmesi ve açılım sürecinin tamamen kaldırılması ve teröristlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını isteseydi. Denilen şekilde AKP devam ederse ne ala etmezse de ne ala değil miydi. Etmediği takdirde hükümet düşürülüp seçime gidilse iktidar olunamaz mıydı. Yine beylik laflarla dolu açıklamalar geliyor aklıma; ama nedense ağzımdaki acı tat, o buruşukluk hiç gitmiyor. Yine niceliğin önemsizliği, yok iktidar olmanın anlamsızlığı falan filan beylik laflarla dolduruyor beynim. Ama hep şu aklıma geliyor sen talip olmazsan senin adına fetöşçüler, şucular bucular talip oluyor…

Neden?

***

Peki sonra, 15 Temmuz!!!

Herkes bu olayın vahameti ile iştigal iken, Devlet Bey  “üstelik MHP’nin oyu artıyor – 15 Temmuz’da Devlet, devlet gibi durdu sloganları hep bir ağızdan söylenirken- ve sempati duyanlar, yuvadan gidenler, kaçanlar, başka çizgi bulamayıp ortada kalanlar, tekrar  Erciyes ruhu ortaya çıkmaya başlıyorken, “ rayın yönünü tek hamleyle değiştiriyor ve hiç beklenmedik hadi cumhurbaşkanlığı sistemini getirelim diyor. Neden? Bilmiyor mu? Veya bilinmiyor mu? Bu sistemde artık MHP ne orta olabilir ne de bir kendinden bir cumhurbaşkanı olabilir. Hatta ileride iki partiden başka partide kalmaz. Neden peki?

Bunun cevabını bulduğumu sanıyorum aslında, belki bir sanrı, hep gözümün önüne bir karikatür geliyor. Namluda MHP yazısı. 45’lik bir magnum. Tetik kalkmış. Şakak Devlet Bey’in. Tetikteki el de Devlet’in. Tetiği çekiyor. Yan tarafında aynı hizada HDP mermi iki kafatasın da parçalıyor.

Devlet Bey, Devletçe, bu ülkenin bekası için, ilk defa siyasi manevrasına hayran olduğum bir tutum sergileyerek, 46 yılılk siyasi hayatı olan bir partinin iki genel başkanından biri, fedada hiç mahsur görmeden hareket etmektedir.

Devlet Bey, Devletçe hareket etmiştir.

Yoksa neden?

Kafamda daha bir sürü çengel soru var ama çok uzun oldu.

 
Toplam blog
: 84
: 575
Kayıt tarihi
: 11.09.08
 
 

Yaşamak; herhangi bir amaç taşımadan sadece insan olmanın bilincine vararak yaşamak. Tek cümlelik..