Devlet Borcu, Namus Borcu

NOT: ("Devlet Borcu, Namus Borcu" adlı yazımın aslı "Namussuz Devlet" isimli olarak yayınlanacaktı. Lakin isminden olsa gerek yayınlanmadı. Tabii olarak yazım zamanında çıkmadı. Yayınlanır mı bilmem ama geç oldu, kusura bakmayın. Artık kimin kusuruysa...Sansür yedik galiba.)

24 Ocak 1993... Ankara... Karlı Sokak'taki bir araba... İşte o sabah, o arabaya binen birini kahpece katlettiler. "Uğur"lar olsun!

Aradan ne kadar yıl geçti, hala bulunamadı. Ee kolay değil tabi ki insanın kendi sakladığı şeyi bulması. Sen bilirsin de, gerisi bilir mi? Mesele bu galiba. "Uğur"lar olsun!

Delillerin bulunamadığına dair o dönem belediye çöpçülerinin o sabah, o sokağı temizlemelerinden kaynaklandığı söylenmişti. O çöpçülere ne oldu acaba? Yanan bir araba var, belediye çalışanları "Burada ne oldu yahu?" demeyip işlerini yerine getirme azmi. İlginç. Görevlerini iyi yerine getirdiler, iyi süpürmüşler. "Uğur"lar olsun!

O dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu ziyarete giderler. Bir söz verirler: "cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğu"

Şu tırnak içindeki cümle var ya, oku, oku, oku... Hem ağzına söyleyecek o kadar kelime gelir hem de çıkacak kelimelerden dolayı susar kalırsın. Yutar kalırsın. Boğazında düğümlenir kalırsın. "Uğur"lar olsun!

Söz yerine getirilmedi.

Evet, evet. Namussuz bir devlet. Sözünü yerine getirmeyenlere ne denir bilirsiniz. Umudumuzu muhafaza ediyoruz ki şu "Namussuz Devlet"in başına gelenler namuslu bir hareket yapsınlar diye. Biz yine muhafaza edelim.

Ben lafı fazla uzatmak niyetinde değilim. Aradan o kadar yıl geçti ve hala Basın şehidi Uğur Mumcu'nun failleri açıklanmak istenmedi.

Hadi ölene saygınız yok, anladık. Ailesine yok, onu da anladık. Mumcu'yu sevenlerine de saygınız yok, bunu da anladık. Ee bari kendinize saygınız olsun da açıklayın şu failleri. Verdiğiniz sözün ardında durun da biz de bir şeyler görelim.

Yoksa korkuyor musunuz?