Devlet ciddiyet ister

Son günlerde Hükümet ve muhalefet olmadık laflarla birbirlerine saldırmak ve halkımızın kamplara ayrışmasına zemin hazırlamaktalar. Bu gidişe dur demesi gereken Sayın Cumhurbaşkanımızın bile bu polemiğin içine çekilmiş olması daha da düşündürücü olmuştur. Peki kim bu insanları sağ duyuya davet edecek. Yapmayın beyler. İktidarın beni halk seçti istediğimi yaparım anlayışından, muhalefete de ahlak dışı eleştiri üslubundan vazgeçmesini talep ediyorum. Hemen hemen her ay yeni bir tartışma ortaya atılıyor. Fakat hiç bir çözüm olmadan rafa kaldırılıyor. Bu olayında ona benzeyeceğini düşünüyorum. Çünkü siyasi partiler sorun çözmekten çok sorun oluşturmakta ustalaşmış durumdalar. İktidar partisi el yakan konuları önce Sayın Cumhurbaşkanına yoklatıyor daha sonra hükümet üyeleri ve Sayın Başbakan tarafından dillendirilmeye başlanıyor. Bu Ermeni meselesinde böyle oldu. Şimdide Kürt meselesinde aynı yöntem uygulandı. Şimdi ben bu işi çözeceğim diye yola çıkıp sonrada bazı gazeteci, sivil toplum örgütleri ve kendi belirlediği kişilerle görüşüp onların fikirlerini alarak bu konu çözülmez. Zaten fikrini aldığı kişi ve kuruluşların fikirleri üç aşağı beş yukarı bilinen fikirlerdir. Önemli olan hükümetin ne düşündüğü ve konuya nasıl baktığıdır. Şimdi hepimizin bildiği gibi PKK ve DTP' nin görüşlerinde bir değişiklik olmadığı ortaya çıktı. Bu zamana kadarda hükümetten sadece bizim muhatabımız İmralı değildir. Bizim muhatabımız halktır açıklamasından başka bir açıklama gelmedi. Halkın bir kısmı kendini başka bir millet olarak algılıyor. Halk ayrışma noktasına gelmiş. Bu olayın tartışılması oldukça sıkıntılı ve sakıncalı olacağa benziyor. İmralı’dan hiç iyi şeyler gelmiyor. Aslında oraların olayın içine sokulmaya çalışılması bile başlı başına sorun olur ve çözümü de daha kanlı olur ve bu sefer analar ağlamasın derken çok daha fazla analar ağlar diye endişe ediyorum.

Amerika ve diğer Avrupa ülkelerinde bazı düşünce kuruluşları ülkemizin bölünmüş fotoğraflarını yayınlıyorlar. Bir Allah’ın kulu çıkıp da sizi protesto ediyorum, siz kim oluyorsunuz da benim ülkemi bölünmüş haritalarda gösteriyorsun diyene rastlamadım. Beni ve bazı vatandaşları endişelendiren işte bu. Onun içindir ki hükümetin suskun kalmasını bunları onaylıyor gibi yorumluyor. Biliyorsunuz ülkemizde Ermeni meselesine ilişkin bir konferans düzenlendi ve orada normal vatandaşların söylediğinde suç sayılabilecek sözler söylendi ve bildiriler sunuldu. ABD' de düzenlenen o düşünce kuruluşunun bildirisi hangi devlet büyüğümüz tarafından kabul edilemez ve iç işlerimize karışma olarak algılanıp protesto edildi. İnsan bunları görünce ister istemez hükümetinde bunlarla aynı düşüncede olduğunu düşünüyor.

Sonuç olarak sağ duyunun hakim olmasını Kürt kardeşlerimizin de memnun olacağı bir demokratik çözümün, ama Türkiye'nin ihtiyacı olan bir demokratik çözümün uygulanması halkımızı rahatlatacaktır.