- Kategori
- Sosyoloji
Devlet mi Hasan Sabbah mı?
Batıni Mezhebinin Fedailer Örgütü kurucusu Hasan Sabbah (Kum 1035? Alamut 1124)
I.
Arkadaşım Ali de kimi yurttaşımız gibi sanata düşkündür
Evdeki sanal oyuncaklar da evdeki dırdırlar da onu açmaz
Bu yüzden nerede sanat var, nerede karşılıklı etkileşim var oradadır Ali.
Onun gibi bulunduğu yerden sıkılan yok mu aramızda?
Her şeyin kısırlaştığı
Her şeyin anlamını yitirdiği
Her şeyin yanlış değerlendirildiği
Bağımsız bir ülke değil mi burası?
Herkes eşit değil mi yasalar önünde?
Bu ülkede yeni uğraşlara bulaşmak isteyen
Anne baba eline bakmadan kendi alın teri ile yaşamak isteyen
Onuru ile doğruluğu ile para kazanmak isteyen nice genç var.
Oysa ne bulundukları yerler iç açıcı
Ne istedikleri gibi bir iş bulabiliyorlar
Ne de çaldıkları her kapı güler yüzle açılıyor ardına kadar
Çünkü var olduğu söylenen 'devlet' böyle bir düzen kurmuş kendi çarkında!
II.
Ben de yaşadım o yılları.
Bakmayın şimdi kuytu bir yerlerde yazıp durduğuma.
Koştum, koştum, koştum diyerek o kadar yol aldım ki
Ağardı sonunda saçlarım!
III.
Genç Ali diyor ki, ‘Devlet Tiyatroları'nın 10 oyun broşürüne 20 TL verirsem,
2 oyununa verecek param kalmaz ve DT, broşür parası sayesinde 1 izleyicisinden olmuş olur.’
Ali de düşünür taşınır tuz ekmek parasını Devlet Tiyatrosuna kaptırmaz.
Ali de onun gibi düşünen Aygül de Mustafa da devlet adından korkar oldu
Evde Devlet Baba denilen örgütlü varlık ince bir hesap içinde çıktı karşılarına
Bir de E-Devlet dikilivermez mi bir hortlak gibi bilgisayarın dört bir yanında
Korktular o an
Sanattan da eğlenceden de kitap satın almaktan da korktular
Korktukça korktular anna babaları gibi
Kapkara bir cahil olmaktan korktular kömür gibi
Okumakla para kazanmak arasındaki altın köprü de yıkılmıştı son yıllarda
Devlet yıkmıştı
Alın teri göz nuru dökülen başarıları devlet adamları yıkmıştı bir bir
Onu destekleyen ya da desteklemeyen sessiz çoğunluk yakıvermişti herşeyi
Okullardaki para oyunları da alışverişlerdeki yalan dolandan da bıktılar
Devletten çekinmeye başladılar gıdalarından bile alınan vergileri gördükçe.
IV.
Devletin nice soygun, vurgun ve vergi türünden çıkarcılığı bilinen bir gerçek.
O devlet ki Özel Kesim’le de anlaşarak daha neler neler yapıyor bilenler bilir!
Bu yüzünden ondan nasıl kaçmakta olduğumu bir ben bilirim bir de ALLAH!
V.
Anlamı da tanımı da bir türlü çözülemeyen bir varlıktır Devlet.
Bir bakarsınız yasalar olarak çıkar karşınıza
Bir bakarsınız etle kemiğe bürünmüş olarak dikiliverir kapınıza
Bir de bakarsınız ki hiç istemeden bir Devlet Babanız oluvermiş!
Bu durum artık yandığınızın en değişmez kanıtıdır.
Babanızın üstüne kimin bineceğini de
Babanızın azığında ne olduğunu da
Babanızın ne kadar alacağı ne kadar borcu olduğunu da bilemezsiniz.
VI.
Devlet babanızın varlığı yüzünden
Doğuştan kuşatılmış,
Doğuştan bağlanmış,
Doğuştan borçlu olan bir cansınız artık
Devlet sizi istediği an besler, istediği an sömürür, istediği an döver!
Babanızın nerede ne zaman nasıl ne yapacağını da bilemezsiniz.
Adı üstünde Devlet!
Atalarımızın, ‘Hikmetinden sual olunmaz’ dediği alçak varlıklardan biri de budur!
Orman kanunlarından sonra can almak da devletin görevleri arasındaydı az kaçılsa bile!
VII.
Yeter ki yanına yaklaşma:
O önünde Hükümet Konağı yazan her yerdedir.
O girişinde Tapu ve Kadastro yazan bir yerlerdedir.
O uzaklardan görülen Kapalı ya da Yarı Açık bir cezaevindedir.
O devlet ki yasalarında yazılanlardan çok adamlarından korkulan bir şeydir.
İşte o adamlar ki o devlet adlı cansız zavallıya can verirler, kan verirler
İşte o adamlardır ki nice hinlikleri de içeren nice yasaları yazarak dayatırlar.
VIII.
O devlet ki bir köprünün başında seni de beni de bekleyen bir Deli Dumrul'dur.
O öyle bir ahtapottur ki en küçük bir açmazında seni de boğdukça boğar!
O deniz kıyılarına da yaklaşan azgın bir köpek balığıdır!
O hangi kalede gizlendiği bilinmeyen bir Hasan Sabbah’tır!
Yeri geldiğinde hak yemek de hukuk çiğnemek de onun damarlarında dolaşır.
Bir verirken en az üç almaya göz dikmiştir
Yoksa nasıl dönecek Devlet İhaleleri?
Yoksa nasıl doyacak kollarına bacaklarına damarlarına dadanan asalaklar?
IX.
Geleceğinizi ipotek altına alıyor ya da almıyor anlamaz
Gizli ya da açık pek çok anlaşmaya devlet imza atar
Devlet hizmet sunar, mal alır mal satar
Devlet eleştiriden korkar
Soru sorulmasından da
Hesap sorulmasından da korkar devlet.
Yurttaşlar ise usanmadan, utanmadan, dertlendikçe yazdıkça yazar
Sonuçta biriktikçe birikir devletin suçları
Ne ki onun ağırlığını koyduğu her alanda yapanın yanına kalır herşey!
X.
O verdiğinden çok almasını bilen yasalaştırma cigözü bir Sonradan Görmedir.
Çünkü ne sigaya çekilmek ne de gerçekleri söylemek işine gelmez devletin.
Bu yüzden Bağımsız Denetim, Bağımsız Yargı sürekli olarak baskı altındadır.
Özgür Basın Yayın, Bağımsız Sanat, Özgür İletişim, Özgür Gösteri yasaktır!
Unutmayalım
Devlet fırsat kollar
Devlet sabrılıdır
O yedikçe semiren devlere benzer
Devlet unutmaz
Devlet yazdırır
Devlet saklar
Devlet hapseder
Devlet süründürür
Anlayan beri gelsin
Durduk yere konuştukça konuşur devlet!
O bir Hasan Sabbah'tır
O bir Tepe Göz’dür!
O bir Zaloğlu Rüstem'dir!
Bunu yazan Devlet'e çok çok kızan eski bir yönetmendir.
Umutsuz olmayalım
Devlet de bir gün ya yakılacak ya yıkılacak ya da ölecektir!