Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '09

 
Kategori
Sinema
 

Devlet oyunları!

Devlet oyunları!
 

"Devlet" ve "oyun" sözcükleri çok sık biraraya getirilir, çok sık aynı cümlede yer alır. Nerdeyse "çocuk" ve "oyun" ikilisinde olduğu kadar. Ancak şu var ki, devletlerin oyunlarıyla, çocukların oyunları biraz farklıdır.

Üniversitedeki ilk yılımda (1975) Robert Redford'un baş rollerini oynadığı "Akbaba'nın üç günü" adlı filmi izlediğim de, sinemadaki "devlet ve oyun" kavramlarıyla tanışmıştım. Flimde, CIA'ya bağlı küçük bir yazılı kaynak araştırma grubunda çalışan kahramanımız, öğle yemeği için bir kaç dakikalığına dışarı çıkıyordu. Döndüğünde gördüğü manzara tek kelimeyle "dehşet" vericiydi. Çünkü tüm çalışma arkadaşları katledilmişti.

O hikaye böyle başlıyor ve Robert Redford'un canlandırdığı karekter, hem kaçıyor, hem de işin peşine düşüyordu.Hatırladığım kadarıyla sonuçta, bilmemeleri gereken bir "bilgi" ellerinden geçtiği için, tüm servis çalışanları öldürülmüştü.

Ama ben bugün başka bir "devlet ve oyun" hikayesinden bahsetmek istiyorum. Russel Crow'un baş rollerini oynadığı "Devlet Oyunları" filminden.

Mali durumu hiçte iyi gitmeyen Wasington Globe'un yazarı Mc Cafferey (Russel Crowe) ile aynı gazetenin blog yazarı genç gazeteci Della (Rachel McAdams)'nın birlikte düştükleri bir "devlet oyunu" macerası bu film:

Kapkaççılıkla geçinen bir sokak sereserisi kurşunlanarak öldürülür. Aynı anlarda bir kadın da metro istasyonunda ölmüş (öldürülmüştür).. Başlangıçta ölümlerin ne öldürülme biçimi ne de öldürülenlerin kimliği birbiriyle alakalı değildir.

Ancak, metroda intihar süsü verilerek öldürülen kadın Meclisin savunma harcamaları araştırma komisyonu başkanı Stephen Collins (Ben Affleck)'in araştırma uzmanı ve aynı zamanda sevgilisidir. Bay Collins'in gazeteci Mc Cafferey'in üniversiteden oda arkadaşı olması Mc Cafferey'i işin içine çeker.

Gazetenin yazarı ve bloger'i cinayetler arasındaki bağı çözmek üzere yola çıkarlar. Ancak, her varılan noktada başka bir düğüm karşılarına çıkmaktadır. Olaylar "dalga dalga" gelişir.

Konun özünde PointComp isimli bir güvenlik şirketi vardır. Söz konusu şirket hem Amerika'nın uluslararası askeri operasyonlarına "asker" temin etmekte ve hem de iç güvenliği ele geçirmek için lobiler oluşturmaktadır.

Milyarlarca doların söz konusu olduğu işte, ne sivil insanların ve ne de çoğu emekli askerlerden oluşan PointComp çalışanlarının hayatının fazla bir önemi yoktur.

Mc Cafferey araştırmasının "ilk dalgasında" ölen sevgilinin, aslında söz konusu şirketin ajanı olduğunu ve Milletvekili Collins'e özellikle yanaştığını keşfeder. Ama bu daha ilk dalgadır.

Adımlar atıldıkça düğümler çözüldükçe bambaşka doğrulara ulaşılacaktır. Devlet'in "oyun için oyun"ları su yüzüne çıkacaktır.

Paradan başka değer tanımayan Sermaye, İktidar hırsı her şeyi olan Bürokratik yapı ve Medya gücü bu oyunların üç ayağı olarak bu filmde de karşımıza çıkıyor.

Eğer sağlam bir İngilizceniz yoksa, bu tür filmleri dublaj yapılmış kopyalardan izlemek gerekiyor. Alt yazıları kaçırabiliyorsunuz çünkü.

Yine de bizim gibi, bu konuların yabancısı olmayan insanlar için, alt yazılı da olsa film ne demek istediğini anlatıyor.

Türkiye'nin sıcak gündeminden kareler de bulabileceğiniz bir film Devlet Oyunları..

İzlemenizi öneririm..

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..