Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '21

 
Kategori
Güncel
 

Devlet Özde İnsan

Türkiye 1923’te kuruldu ancak insan kaynakları heba olmuş, “onbeşlileri” savaş meydanlarını kızıla boyamış bir halktan geriye ne kadar eğitimli insan kaldı bu büyük bir sorundu. Bu soru hakkıyla hiçbir zaman tam ve hakkıyla irdelenmedi.

Osmanlı ne derece Türk ideali ile uyumluydu. Türk diye bir ideali oldu mu ya da Türk Osmanlı için en önemli tehdit kaynağı mıydı? Bu soru da asla hakkıyla irdelenmediği gibi Türk beylikleri Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar en büyük sorunlardan biri idi ki, İstanbul’u fetheden Fatih’in sadece İstanbul’u fethetmekle kalmadığı sonrasında da Türk Beylikleri ki bir kısmı yüzyıldan fazla bir varlık gösteren bugünün şartları açısından bakıldığında çoğu kendince bir devletti. (Avrupa’daki devletlere bakınız, çoğunun daha elli yıllık devlet dahi olmadıklarını göreceksiniz)

Bir milleti ayakta tutan en önemli şeylerden biri ilimdir, fendir, tekniktir, teknolojidir. Teoloji bir tarafa ancak teknik olmadan teoloji dahi bir yere kadar varlığını devam ettirebilir. Bakınız Memlüklüler’e, bakınız Endülüs’e. İçeride parçalanan yapı için çok fazla güçlü depremler olmasına gerek yoktur. İçeride birlik beraberliğini sağlayamayan bir yapı dışarda güçlü olamaz.

Elbette tarihte kurulan en güçlü devletlerden birisi Osmanlı İmparatorluğu idi ancak İmparatorluğa Türk karakterli demek de hata olur. Bugünlerde pek dile getirilmese de gerçek bilinenden çok farklıdır. Yüzlerce yıl Türklerin yoğun yaşadığı coğrafyaya bir çivi dahi çakmayan, onları kul ve derebeyleri aracılığıyla eğitimden tamamen mahrum bırakan, onları tamamen köleleştiren de bir yapı vardır. Adı köle değildir ancak derebeyleri ile yönettiği bölgelerde en ufak bir eğitim faaliyeti en ufak bir kültürel bir çalışma görülmeyen Anadolu, sistematik olarak Osmanlı eliyle cahil bırakılmıştır. Zaman zaman Celali isyanları gibi isyanlar çıksa da yine de bu isyanların karakteri bizzat başka devletler tarafından destek gördüğünden vücuda gelebilmiştir ki bugün de geçmişte de isyanların, büyük organizasyonların tamamında bilinen tek ve en önemli gerçek dış destek, dış bağlantı olayıdır ki dışarıdan yoğun bir destek sağlanamadığı takdirde bugünün en baskıcı rejimleri, örneğin Afganistan dışarıdaki aktörlerle iyi geçindiği, halkını onlara sömürttüğü takdirde yüzlerce yıl var olabilir, yaşayabilir ve ayakta kalabilir. Batının bakmayın siz demokrasi havarisi kesildiğinde. İran’daki devrim dış destekle yapılıp başarıya ulaşacağı kesinleşince İmam Humeyni biliyorsunuz Paris’ten havalanan bir uçağa binerek, birkaç saat sonra Tahran’a inivermişti. İstese Fransa o uçağı kaldırmaz, istese Humeyni’yi yaşatmazdı. Değil mi?

Bir devlet o devlet için en önemli unsur olan insan ile kurulur. İnsanları ölmüş, savaşlarda lise çağındaki, ortaokul çağındaki öğrenciler dahi savaşa katılmış ve yok olmuşlarsa bu durumda nitelikli insan kaynağı yok edilmiş bir devlette birçok sancı yaşanacağı açıktır. Ki öyle olmuştur. O zaman da eğitim programı hazırlayacak bir ekip olmadığı için Jhon Dewey ta Amerika’dan kalkıp Türkiye’ye gelmemiş midir? Nitelikli sınırlı insan kaynağı son savaşlarda heba olan ve öncesinde de yüzyıllardır ihmal edilen akabinde Avrupa’ya gönderilen ve onların da gördükleri dünya ve düzen ile kendi değerlerini geliştirmek yerine, iyi birer kopyacı olarak yetiştikleri sonrasında Avrupa’nın üretim yönünü, teknik yönünü felsefi üstünlüğünü Türk ve Müslüman zümreye uygulamada yaptıkları hatalar ile parçalanmayı hızlandırdıkları (ilmin azı zehirdir, az imam dinden, az doktor candan eder şiarıyla) bilinmeyen bir şey de değildir.

Kaynakları pozitif anlamda kıt olan diğer alanlarda ise özellikle dini alanlarda da yüzyıllık İngiliz, Fransız ve Amerikan projeleriyle (Arap yarımadasında bilinen Lawrence var ya, ya bilinmeyenler?) iyice kafası, bedeni başkasının korumasında ve finansmanı ile şişirilmiş âlimler (İran Humeyni-Paris örneğini yukarıda zikrettim) ya da âlim gibiler ki bunların da yollarını şaşırttıkları önemli bir zümre var ki şimdilerde neredeyse bazılarınca peygamber mertebesine yükseltilen kişilerin bizzat İngiliz destekli bildirilere imza atmakla kalmayıp, halka İngilizlere itaati tembihleyen Müslüman koskoca din adamları ki onlar bugün tarihin sayfasında ibretlik olarak durmuyorlar sadece, onların izcileri halen en önemli mevkileri işgal ediyorlar, zaman zaman da ayaklanmalar tertipleyecek kadar ileri gidiyorlar ve gittikleri ayan beyan ortada iken insan kaynakları eksik olan bir coğrafyada sağlıklı bir devlet vücuda getirmek sanıldığından binlerce kat daha zor olduğu gerçeğini görmeyip, başka yerlerden yamalar yapmak, bohçayı daha fazla yamalı bohça yapmaktan başka bir işe yaramaz. Bu gerçeği görenler, dün de bugün de çok daha iyi görüyorlar.

Devlet özde insan, sözde insanla sözde yanlış, bilgide eksiklik ile bir yere kadar. Yemek için bile malzeme lazım, usta lazım. Yiyenin de bu yiyeceği anlaması lazım. Koyuna et, kurda ot salatası yapmak da nedir?

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..