Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '09

 
Kategori
Eğitim
 

Devlet-özel okul ikilemesi ve bizlerin başarılı ya da mutlu çocuk yetiştirme yetisi

Devlet-özel okul ikilemesi ve bizlerin başarılı ya da mutlu çocuk yetiştirme yetisi
 

netten alıntı


Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi birkaç parasız yatılı okulun sloganı olmak dışında maalesef işlevselliğini de, özelliğini de yitirmiş durumda. Çünkü günümüz Türkiye sin’de şartlar her geçen gün kötüye doğru değişkenlik gösterirken, ailelerin mali gücü ile doğru orantılı olarak çocukların başarı grafiği de yükselip alçalma göstermektedir.

Eğitim öğretimde okulların yeterliliği ve her semtte mantar gibi türeyen dershanelerin gerekliliği tartışıladursun yeni konumuz; devlet okulu yetersizliği ve buna paralel özel okul gerekliliği.

Bu sene sonuçlanan sınavlar da bunun kanıtı niteliğinde. Nitekim ÖSYM başkanı Profesör Ünal Yarımağan’ın basın toplantısında kabullendiği acı gerçek özel okulların başarısının devlet okullarına oranla çok daha fazla olduğuydu.

Peki, Sayın Ünal Yarımağan’ının kabullenmiş olması çözüm müdür? Elbette ki değil. Çözüm Milli Eğitim Banklığı tarafından gerçekleştirilecek köklü değişimlerde. İyi ama Milli Eğitim Bakanlığı nerede?

Milli Eğitim Bakalığı kim ya da kimlerden oluşur, ne işe yarar? İşte bizlerdeki yani sıradan vatandaştaki tanımı ve açılımı;

Milli Eğitim Bakanı/Bakanlığı okul açılışlarında kurdele keserken basına poz veren şahıs/şahıslardan oluşur. Ya da var olduğunu ispatlamak için benzer özel günlerin görselini oluşturan takım elbiseli kişi veya kişiler topluluğudur.

Doğru mu?

Doğru!

Bakın Milli Eğitim Bakanlığı resmi web sitesindeki haberlerden bir iki tanesi örnek olması açısından aşğıda yer alıyor:

- Bakan Çubukçu, Hukuk Fakültesi'ndeki Mezuniyet Töreni'ne Katıldı

- Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu Şişli Öğretmenevi'nin Açılış Törenine Katıldı(http://www.meb.gov.tr/ 14 Temmuz 2009)

Şimdi, 21 yüzyılda eğitimde geldiğimiz noktaya bakalım. Tek sınav ya da çoklu sınav, dershane ya da özel okul ikilemleri ile bizler boğuşurken, asıl ateşin içine çocuklarımızı attığımızı da unutuyoruz. İyiliklerini düşündüğümüzü sanatak, her geçen gün artan işsizler dünyasında yer almamaları için didinip, varımızı yoğumuzu döküyoruz.

İyi de birde varı yok olan anne-babalar ve onlarlarla ortak yaşama doğan çocuklar var, işte onlar ne yapsın.

Biliyoruz ki anne karnından yaşama doğum birde ölüm anı eşittir fakat yaşam standartları maalesef değil. Standartları ne olursa olsun her birey tektir ve özeldir. Giyimde, statüde eşitlik sağlamasa da “Eğitimde Fırsat Eşitliği” sağlanmak zorundadır. Bu aynı zamanda içinde bulunduğumuz toplumun kuralı, Devletin öncelikli ilkesi olmak zorundadır. Yoksa nüfusunun çoğunluğunu oluşturan genç nüfusa rağmen harcanan beyinler, harcanan nesiller ve gelişemeyen bir Ülke, bizleri ve bizlerin yarınlarını yani çocuklarımızı bekliyor.

Çünkü ne yazık ki halen daha; başarılı öğrencilerinin çarşaf çarşaf resimleri ile reklam olan okullar ve dershaneler rant peşinde koşarken bizler nereye gidiyoruz, çocuklarımızı nereye sürüklüyoruz bilmiyoruz. Uyanamayan, hırsları ile boğuşan bir kuşak ve destek yerine köstek olan bir eğitim sistemi.

İçinden nasıl çıkılır?

Ben bilmiyorum bilen var mı onu da bilmiyorum ama bildiğim bir gerçeği not olarak ve altını çizerek geçmek istiyorum. Mutlu çocuk oldukta mutlu çocuk büyütüyor muyuz?

 
Toplam blog
: 76
: 1458
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1976 yılında Iğdır'ın Tuzluca ilçesinde doğmuşum... 8 yaşımda göç ettiğim bu ile bir daha hiç git..