Devlet Senin Aynandır

Devlet geçmişi, bugünü ve geleceği, tarihi bir süreklilik bilinci içinde takip edebilmesini ve yorumlayabilmesini beklediğimiz yegane ve en büyük teşkilatlanmadır. Bu devletin beklenen kabiliyetidir. Her şart ve halde bunu sergileyebilmelidir. Devlet aklı tarihe sadece maziden ibaret olarak bakamaz ve bakmamalıdır. Bugünü kendi geleceğinin tarihi olacağını hiçbir zaman unutamaz; unutmamalıdır.

Böyle bir devlet ise ancak yüksek bir tarih şuuruna sahip milletlerin hükmetme yetkisi verdiği ve idarenin başına getirdiği devlet adamları ile mümkündür. Denilebilir ki milletlerin tarihi şuuru, kurduğu devletin aklı ve icrasının millilik derecesini belirleyecektir.

Tarihini bilmeyen bir milletin, kendisine sunulan tarihe inanmaktan başka çaresi yoktur. Bu bilhassa kendi seçtiği yöneticiler vasıtası ile olabildiği gibi, tarih boyunca mücadele edegeldiği devletlerin operasyonel algı yönetimleri şeklinde de olabilir. Hiç fark etmez. Burda vahim ve önemli olan milletçe algısal operasyonlara, milli dezenformasyona açık, çaresiz ve neye inanacığını bilmeyen bir  şuur yapısına sahip olunmasıdır.

Kendi ülkülerini ve kültürlerini kaybeden milletler; başkalarının sunduğu ve sonu muhakkak sıkışmışlık ve mutsuzluk olacak suni hayatlar yaşar. Buna mahkum kalır. Ve bu da ne yazık ki doğaldır.

Etrafına sadece bakmayıp biraz da görmeye çalışan her Türk Milleti'nin ferdi idrak edecek ya da en azından hissedecektir yaşadığımız kültürel, fikirsel, dinsel erozyonu... Ne yaşadığımız hayatlar bizim hayatlarımız. Ne de ölümlerimiz bizim...

Oysaki ne hayatlarımız başka hayatlara benzerdi, ne de ölümlerimiz.

Ne gülüşlerimiz, ne giydiklerimiz ne yiyip içtiklerimiz ne de ağzımızdan çıkan kelamlar...

Farklıydık işte. Yani sen de az çok okuyup etmişsindir tarih kitaplarını. Az çok belgesel, film, gazete arşivi geçmiştir elinden. Ya hiç mi yaşlıların dizinin dibinde bulunmadın ya da aksakallı hiç mi sırtını sıvazlamadı.

Ülküleri vardı bu milletin. Ülkü sahibi yöneticileri. Tarihi vardı bu milletin kendi adını taşıyan ezeli ve ebedi bir tarihi. Adı vardı bu milletin adı. Küffarın aklına kazınan, konulmamış ama kılınmış adı vardı. İnancı vardı bu milletin; taa kalubeladan beri.

Sonra ne oldu ?

Sen değiştirildin. Bu sen değilsin. Sonra kuracağın aile değişecekti. Bu aileler bizim değil. Sonra senden olma ve senden doğma neslin değişecekti. Zeten  değişim sürecine direnç gösterecek bir manevi ve maddi gücü kalmadı ki sayende ! En kolay da onun işini gördüler zaten.

Peki ya senin devletin? O ise çoktan değiştirilmiş, dönüştürülmüş ve sömürülmüş! Çünkü bu devlet senin aynandır unutma!

Oturup kahretme ve ümitsizliğe düşme şimdi. Çaresizliğin ve ülküsüzlüğün getirdiği bir ruh hali olan vurdum duymazlığa kapılma. Buna tahammül yok artık.

Artık kendine gel.İ ster titre ister titreme, istersen amuda kalkarak yap bunu. Ama kendine gel. Yok yok hiçbir aerobik harekete gerek yok .

Ben derim ki:

" Oku ki bil. Düşün ki anla. Ve tabi bak .Ama ne olur gör !!!"