Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '09

 
Kategori
Felsefe
 

Devlet ve Otorite

Yargıç ve otorite

Yargıç yani yargılayan tarihsel temelini hakemden almaktadır.

Eski çağlarda kişiler arasındaki problemlerin çözümü için tarafların anlaştığı kişi hakem seçilir. Ve sorunu çözerdi. Daha sonraki çağlarda devlet tarafından atanan yargıçlar kişiler, kurumlar ve her ikisinin devlet arasındaki sorunları çözmek için görevlendirildi. Tam bu noktada tarafsızlık tartışılır hale geldi. Çünkü devlete karşı hakkını arayan kişi ve kurumlar toplumun iradesi dışında atanan yargıca başvurmak zorunda kaldı.

Yargılama yapan makam toplum üzerinde yasaların kendisine vermiş olduğu otoritesini kullanır. Yargıcın otoritesi yasaları iyi bilmesinden kaynaklanacağına adil olmasından kaynaklansaydı nasıl olurdu?

1-Yargıç meşru otoriteye dayanmış olurdu Meşru otoriteyi şöyle tarif eder; ‘’Her otorite meşru Adalet ve Hakkaniyet üzerine dayanır.’’ Yani bu iki kavrama dayanmayan güç gayrimeşrudur.

2-Yargıç siyasi iktidarların memuru olmaktan çıkar ve bağımsızlığını elde eder ve toplum nazarında tarafsızlığı kabul edilen hakem konumunda olurdu.

3-Yargıç yasanın ne dediğinin ötesinde hukukun ne dediğine bakardı.

4-Yargıç otoritesini adil olarak kullanmasında kendi menfaati olduğunu ve adil yargılamanın kendi yargılandığında ihtiyacı olduğunun bilincine varacak.

5-Otoritesinin temelini adalette bulan yargıç insanı anlayacak, dolayısıyla haklı ve haksızı adil olarak ayırabilecektir.

6-Devlet karşısında bağımsız olan yargıç, toplum nazarında hakkaniyetli ve kendisine karşıda düşünsel olarak özgür olan kişi olacaktır.

7-Yargıç yasa önünde herkesin eşitliğinden ise hukukun önünde eşitliği temel alırdı.

8-Yargılama hukuka uygun olmayan yasaların işlemez hale gelmesi doğrultusunda işlerdi.

9-Yargıç, hükmeden değil hüküm kuran olurdu.

10-İktidarlara karşı güçsüz olan vatandaş lehine yorum yapardı.

11-Yargıç, yönetmeliklerin, yasaların ve anayasanın üstünde hukuk normu olduğunu esas alarak karar verirdi.

12-Otoritesini adalete dayandıran yargıçlar siyasi iktidarlara karşı kendilerini güvence altına alırlar ve İddia makamı olan Savcıyı savunma makamından üstün düzeyde değil eşit görürler.

Yargıcın doğru karara ulaşabilmesi için Aristo’nun şu sözünü prensip kabul etmesi gerekir. ‘’Eflatun hocamdır, saygılıyım. Ancak gerçeğe ondan daha çok saygılıyım.’’

Yargıcı atayanının otoritesi hakka ve halka dayanmadığı sürece yargıcın adil olma ihtimali olan kişisel otoritesini, hayata geçirmesi mümkün olmayacaktır.

Saygı dolu sevgiler

 
Toplam blog
: 11
: 678
Kayıt tarihi
: 26.12.08
 
 

İzmirde Avukat olarak çalışmaktayım. 54 yaşındayım İstanbul üniversitesi mezunuyum. Felsefe ve fotog..