Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

12 Ekim '15

 
Kategori
Güncel
 

Devletimi arıyordum, öldü dediler…

Devletimi arıyordum, öldü dediler…
 

Devletimi ararken bir milletin can havliyle çırpındığını görüyorum. Birer, ikişer, onar, yirmişer, otuzar tabutlar gelirken devletin uzak diyarlarından, Birde baktım ki, memleketin başka yerlerinden elli, almış, seksen, en son 97 ve daha fazla cenaz


Ortalık kan gölüne dönmüş, kan kokusu her yeri sarmış,

Terör dağlarımıza, sokaklarımıza, yollarımıza hâkim olmuş,

Tabut tabut şehitler geliyor devletin uzak diyarlarından.

Bir ses duymak istiyorum, devletin sesini…

Halkına cesaret veren düşmana korku salan bir ses…

Devletimi arıyordum, nerelerde diye?

Ama nafile.

Bir ölüm sessizliği hüküm sürüyordu sanki.

Arada bir “ sabrımızı test etmeyin”  diyen davudi bir sesle sessizliğin bozulmak istendiğini duyar gibi oluyorum sadece…

Ama patlayan bombaların, mayınların, silahların çıkardıkları ses dünyanın her yerinden duyuluyor.

Sessizlik nasıl bozulurmuş herkes duyuyor…

Ya devletim? İşte bunu bilmiyorum.

“İnsan arıyorum”diyen Sinoplu İskender gibi, düşmüşüm yollara ben de “devletimi arıyorum.”

 Devletimi ararken bir milletin can havliyle çırpındığını görüyorum.

Birer, ikişer, onar, yirmişer, otuzar tabutlar gelirken devletin uzak diyarlarından,

Bir de baktım ki, memleketin başka yerlerinden elli, almış, seksen, en son 97 ve daha fazla cenazeler kalkmaya başladı cami önlerinden.
Görüyorum, bir millet çırpınıyor vatanın kara bağrında ölmemek için,

Barış içinde yaşamak için.

Görüyorum bir millet devletini arıyor!

Devleti ölmüş mü, sağ mı, kimse bilmiyor.
 Devlet nerede?

Uyuyor mu?

Yoksa  “sabır testinden mi” geçiyor, kimse bilmiyor.

Ama görüyorum ki bu millet devletini arıyor.

Devleti arıyorum mecnun gibi her yerde…

Devletimi arıyorum, Çankaya’da,
 Ankara’da görkemli saraylarda…

Devletimi arıyorum, kırmızı plakalı lüks arabalarda.
Esen rüzgârlardan kan kokusu yayılıyor Ankara’nın üstüne,

Teröristler bombalarla cirit atıyor her yerde.

Ve beklenen oluyor,

 

Ankara’nın orta yerinde, kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Savrulur her biri Çankaya’ya, saraylara, bakanlıklara ve her yere…

Devletimi arıyorum bu tufana dur desin diye…

Devletimi arıyorum, insanlar  evlerine sağ salim dönsün diye..

 

 “İnsan arıyorum”diyen Sinoplu İskender gibi, düşmüşüm yollara ben de “devletimi arıyorum.”

 

Gördüğüm herkese sordum. “Devlete ne oldu” diye,”Devlet nerede?” diye…

Herkes akıllı geçiniyordu, devletin sağ salim ayakta durduğunu söylüyorlardı.

Ta ki, delinin birisinin çığlık çığlığa “devlet öldü, onu siz öldürdünüz” diye bağırmasına kadar.

Susturamadı hiç kimse,

Konuşuyordu, yılların birikmiş suskunluğunu bozarak…

 

“Devlet öldü beyler. Devlet öldü!

Onu siz öldürdünüz.

Siz ve sizin gibiler.

Hepiniz onun katillerisiniz.

İstediğiniz kadar, istediğiniz sayıda insan ile devleti arayın. Bulamazsınız.

Bakın, sessiz olun ve dikkatle dinleyin,

Duyduğunuz ses, devleti gömen mezarcının sesidir.

Devletin çürümüş bedeninden başka da kokusunu duyamazsınız.

Devlet öldü beyler.

Onu siz öldürdünüz

Şimdi altı delik ve su alan teknede hepimiz kurtulmayı bekliyoruz.

Kurtarılmayı bekliyoruz.

Gündüzlerimiz gece gibi karanlık, yarınlarımız ise meçhul…

Gelen vurdu, giden vurdu, çok bile yaşadı bu devlet.

Hiç biriniz kılınızı kıpırdatmadınız, devlet öldürülürken.

Cumhuriyet tarihinde yaşamadı böyle sorumsuzluk ve kayıtsızlığı bu millet.

Sizden sonra gelenlere miras bıraktınız onun ölüsünü.

Devlet öldü beyler.

Onu siz öldürdünüz.

 Farkında olmadınız, olmak istemediniz devlet öldürülürken.

Şimdi soruyorsunuz, devleti kim öldürdü diye?

Görmediniz bir türlü, çocukluğu ve gençliği kuytularda, merdiven altlarında“devlete sövmekle” geçenleri  “devletle hesaplaşmak” isteyenleri ve her gün televizyon kanallarında devletin kanına girenleri.

Görmediniz,“Ümmet” diye diye milletin,

 “Din” diye diye devletin kanına girenleri.

Görmediniz, bin bir yalan ve iftirayla, cumhuriyeti kuranlara, devlete sahip çıkanlara hakaretler yapıldığını, itibarsızlaştırıldıklarını…

Sonunda başardılar, devleti kefensiz bir şekilde mezara koymayı…

Şimdi ne kadar gözyaşı döksek de boş.

Devlet öldü beyler!

Onu siz öldürdünüz.

Devlet öldü, onu biz öldürdük…

Şimdi haykırıyorsunuz, birileri bizi kurtarsın diye…”

 

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…

 

Ali Galip AKYILDIRIM

Eğitimci/Yazar

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..