Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Devletimiz bize sahip çıkıyor mu?

En nihayetinde bu da oldu!

Devlet denen kurum ya da müessese (artık ne deniyorsa, devlet demeye bin şahit ister) diyelim, biz vatandaşlarına sahip çıkması gerekirken bizi günbegün aşağılamaktan öteye gidemiyor maalesef. 

En son olayı sizlere şöyle izah edeyim. Selimiye Camiisinde namaz kılmaya giden Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, bu cümlenin başında, sözde çok iyi niyetli ve dini duyguları zirvede bir insan gibi görünse de bu yazının sonunda ne kadar da 'kendine müslüman' onu göreceksiniz.

Bu saygıdeğer(!) bakanımız, kanser tedavisi gören ve ilaçlarını dahi almakta zorluk çeken bir öğrenciyle karşılaşır. Kızımız bakanımızın yanına gider, nasıl olsa kameralar da vardır ve sesini daha iyi duyurma imkanına sahiptir. Buraya kadar her şey gayet normal. Ancak bundan sonrası pek de olması gerektiği gibi gitmiyor. Bakanımıza durumunu arz eden öğrencinin aldığı karışıksa ülkemizde yaşamanın ne kadar zor olduğunun bir temsili adeta. Yardımcılarına öğrenciyle ilgilenmesini söylemiyor bakanımız, derdini kendisi de dinlemiyor, onu herhangi birine yönlendirmiyor dememe de gerek yok sanırım. Yaptığı şey gayet gurur kırıcı. Üniversiteli genç öğrencinin cebine bir miktar para koyarak "Al işte bu parayı. Başka ne yapacağım. Onları sen kendin al, cebinden düşürme" diyerek yanından uzaklaştı.
Bu kadar!

Devamı yok, genç kızın yüzüne tokat gibi vurulan sözler bunlardan ibaret.

Daha sonra bakan Bayraktar, gayet güzel bir şekilde camiiye giderek namazını kıldı. Ancak kapıda yine aynı kızla karşılaştı. Yanlış anlayan polis ve korumaları Bayraktar'ın talimatıyla geçen kız en sonunda dayanamayıp gözyaşları içinde isyan etti. 

Genç kız bakanın kendisine bir sadaka misali uzattığı parayı bakana iade ederek insanlık adına çok çarpıcı bir cevap verdi, "Sadece yanlış anlaşıldım, ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez daha hayat kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği siz hiç tatmamışsınız hayatınızda" dedi ve koşarak oradan uzaklaştı.
O genç kız kendisinden bir şeyler koparmaya çalışmadı, şov da yapmadı. Tek bir derdi vardı o da kemoterapi yüzünden dökülen saçlarını belki geri kazanmasını sağlayacak, belki biraz daha kendisini iyi hissettirecek, ona daha iyi gelecek bir ilacı temin etmek için yardım istemekti. Ama olmadı. Neden mi?

Gayet açık aslında. Bu ülkede birilerinin canını yakmayana, bir şeyler çalmayana kolay kolay imkan verilmediğini unutmuş olmalı o kız. Askerin hapse atıldığı, teröristin alkışlandığı bu ülkede adalet bekleyerek, devletin sahipleneceğini umarak hata yaptı. Dökülenin, sadece saçları olduğunu sandı ama insanların kalplerinde kalan son vicdan kırıntılarının dökülmüş olduğunu fark edemedi o kız..

 
Toplam blog
: 25
: 274
Kayıt tarihi
: 13.08.12
 
 

Bir müzik aç sokakların şenlensin. Özgürsün, yollar senin. Git gidebildiğince. Giy en şatafatlı e..