Devletin yularları (sembolleri, yönetim araçları)

Devletin en somut sembolleri; haritası (coğrafi sınırları), yönetim modeli ve para birimiyken (isteyenler bunlara ilaveler yapabilir) devletin yönetim araçları (kaba ifadeyle devletin yularlarının); para, silah, enerji ve teknoloji olduğunu gözlüyorum.

Birleşmiş milletlerin kabul ettiği; tanımlanmış coğrafyaya, para birimine ve yönetim modeline sahip olsa bile; ekonomisinin dinamizmi için gerekli finansmana, hayatın dinamizmi için gerekli enerjiye, endüstriyel yaşam ve global entegrasyon için gerekli teknolojiye sahip olmayan bir devlet ne kadar var (veya güçlü) olabilir ki?

Afrikadanın kabile devletlerinden, ABD'ye Çin'e  kadar her büyüklükte her düzeyde devletlerin olduğu bu dünyada devletimizin ne kadar devlet (pardon ne kadar güçlü) olduğunu objektif irdeleyip yazmaya başlarken birileri bundan rahasız olabilir ama gerçekse ne yapılabilir ki? diye düşünerek yazmadan edemedim.

Türkiyenin haritası, yönetim modeli ve para birimi tartışılmaz ama ekonomik dinamizmini (yabancı açık borçla) sıcak parayla sağladığını, hayatın dinamizmi için gerekli enerjinin çoğunluğunun ithal olduğunu, devletin fiziki gücü olan TSK lerinin silahlarının büyük çoğunluğunun ithal olduğunu, endüstriyel yaşam ve global entegrasyon için gerekli teknolojinin yine ithal olduğunu kim inkar edebilir ki?

ÖZETLE; ekonominin dinamizmi için gerekli finansmanın, günlük yaşamın dinamizmi için gerekli petrol doğal gazın, ordunun teknolojik silahlarının, elektronik teknolojinin ithal ve yabancı olması devletin  yularlarının kimlerin elinde olduğunun göstergesi değil midir?

Veya 2001 deki gibi sıcak paranın çekilmesi halinde geriye birşey kalmayacağı gerçek değil midir? Enerji, teknoloji ve silahın sıcak parayla veya borçla ithal edildiğini görmemek mümkün mü? 

Dünyayı global finansmana, enerji haritalarına, yaşamın dianmizmi için gerekli teknoloji üretimine ve silah teknolojisine sahip güçlerin yönettiğini ve bunlarla iyi geçinecek politikalar üreterek devlet yönetmek gerektiği gerçeğine kim itiraz edebilir.

İktidar ve muhalefetin (yukarıda çok özet ifade etmeye çalıştığım tabloyu göz önünde bulundurarak) pozisyonlarını aşacak basireti gösterip devleti kimin yönettiğinden çok devletin rasyonel yönetiminde buluşmaları gerekmez mi?