Devrim (!) gibi formül: Başbakan’ı Cumhurbaşkanı atasın!

“Atma”yı, “atama”yı pek severiz.

“Yıkma”yı da, “kurma”yı da...

Yoksa, “16 devlet kurduk!” diye, hangi “millet” ya da kendini “millet”in has temsilcisi sayan/ sanan bununla övünür.

“Tarihte 16 devlet kurmak”, 15 devlet yıkmak anlamına da gelmez mi?

Gelir de, kimsenin aklına bunun “niye”sini sormak gelmez, gelse de sormaz.

*****

“Atma”yı, “atama”yı pek severiz.

Adında “kurum”, “kurul” olan “üst kurul”lara bakın. Hepsinde “atan”mışlar vardır. Böyle olunca da, “hizmet”, “vefa borcu” gibi algılanıyor.

Üniversite rektörlerinin atanmasını anımsayalım, neredeyse, “kendine oy” veren, rektör atanacak. Sistem, öyle işliyor ki, atama olsa, “hukuka aykırı” lafı havada kalır.

Hak mı?

Ona gelince, hak getire!...

*****

“Atma”yı, “atama”yı pek severiz.

“Millet”in gücü, vekiller aracılığıyla yürütülür. Bu bakımdan, “millet”, kendi yorulmadığı için rahat, mutlu, duacı olmalı!...

Öyle rahat olmalı ki...

Nasıl olsa güneş doğuyor, batıyor!

6’da doğan güneş, 16’da doğsa ne olacak?

Bir “fayda” görülürse, her yeniliğin/ değişimin kapısını çalan “güç”, yönetmeliklerle, yasalarla “doğuş”a da karışık, “doğum”a da...

****

Başlıktan nasıl da uzaklaştık?

Oysa konumumuz, milliyet.com.tr’deki “AKP formülü buldu” başlıklı haber üzerine “beyin cimlastiği” yapmaktı.

Haber, “başkanlık sistemi”ne çözüm arayışlarıyla ilgiliydi.

Çözüm için “formül”ü de AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş açıkladı:

“Mevcut anayasamız, 'Cumhurbaşkanını halkın seçmesi'ni vurgulasa da, aslında 'yarı başkanlık sistemi'ni tarif ediyor. Bugün de, Cumhurbaşkanı yürütme organının başıdır. İstediği zaman Bakanlar Kurulu'na başkanlık edebilir. Dolayısıyla, şu an Türk Anayasa sistemi, yarı başkanlığa son derece müsait.”

Gördünüz mü, her şeyin “formül” varmış da...

Sadece tutuklu milletvekilleri için yok/muş!

Onlar ki, 12 Haziran’da seçilmelerinin yıldönümünü kutlayacaklar!

*****

Diyelim ki, “formül”, uygulanır oldu; Başbakan da Bakanlar Kurulu listesini oluşturdu. Cumhurbaşkanı, atadığı Başbakan’ın listesini onayladı. Sıra geldi, Meclis'te, güven oylamasına...

Hükümet, ya güvenoyu alamazsa?

Onun da bulunur bir “formül”ü, kuşkusuz!

Dikkat buyuralım, söz konusu olan, hükümeti kurma görevi değil, doğrudan atama!

TURGUT ÇELİK/ Mersin

Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

kategoriden rastgele blog getir

Yorumlar (3)

siz yari baskanlik sistemi diye birsey duydunuz mu ? Fransa'da halk cumhurbaskanini seçer ve cumhurbaskani da basbakani atar, basbakan meclis çogunluguna sahip partilerden oldugu için guvenoyu almamasi gibi bir durum sozkonusu olmaz, bunun adi yari baskanlik sistemidir Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz

Demokrasi Penceresinden

05.06.2012 19:09

Cevap :: Değerli yorumcu...Bakıyorum da, Uğur Mumcu’nun o güzelim sözünü çek seviyorsunuz. Ben de çok severim... Bir milletvekiline “Hükümet’i kurmak görevi” vermekle, bir milletvekilinin Başbakan olarak atanmasının farklı şeyler olduğunu herkes bilir. En çok oyu/ milletvekilini alan partinin milletvekili sayısı güvenoyu almaya yetmiyorsa... O zaman ne olacak? İstenen “kurma görevi” değil, doğrudan “atama”dir. Sizin "Demokrasi Penceresinden" bu gözülmüyor demek? Saygılar, selamlar. 06.06.2012 11:14

Merhaba, Genlerini Osmanlı hanedanı oluşturanlar tabii ilk fırsatta demokrasi tramvayından ineceklerdir. Bu halk köleliği kabul ettikçe daha çok zincir vurulur. Arada isyan edenler ise silivriye doldurulur. Saygı ve selamlar...

izmirli doksanyedi

05.06.2012 12:16

Cevap :: Osman Bey... Dünyada ne sürekli ki? Sürekli dediğimiz her şeyde bir "değişme" var; ama bu "geri"ye değil, "ileri"ye, yeni"ye doğrudur. Zaman zaman "giriye gidiş"ler, kişileri umutsuzluğa düşürebilir. "Bedel" ödeyenler, olacaktır da, oluyor da... "Güncel" mi "gelecek" mi?... Bir soru işte, içi başka başka sözcüklerle doldurulması gereken. Saygıalri, selamlar. 05.06.2012 17:16

kıymetli Turgut Çelik Hocam: Okuma yazmanın çok az olduğu yıllarda Hasan askere gitmiş,Komutan bakmış ki Hasan'ın boyu,kilosu siması tam bir Çavuş yada onbaşı olacak niteliklere sahip,Okuma yazman var mı yoktır,Hasan sana bir hafta müddet 100 e kadar saymayı öğren çavuş ol,50 ye kadar saymayı öğren onbaşı ol, Hasan nöbette,yatakhane,gece gündüz saymaya başlamış, çok zor ben çavuş olmayı istemiyorum onbaşı olmak istiyorum diye komutana müracaat etmiş peki oğlum, gün gelip çatmış eğitim alanında Hasan saymaya başlamış,Komutanım sayı sayarken ellerimi sallaya bilermeyım, salla oğlum yeter ki elli de,peki komutanım sayı sayarken ayaklarımı da sallaya bilermeyım salla oğlum salla yeter ki elli de Komutanım bir, Komutanım iki... yirmi...otız... nihayet Komutanım kırkbeş... komutanım kırk dokız.... Komutanım aha otızzzz..!Hocam onlar için fark etmez UYDUR ELLEZİNE MİNEL BECER... Kıymetli Turgut Çelik Hocam'a Selamlar/Saygılar..

Mehmet Burakgazi

05.06.2012 11:00