Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '07

 
Kategori
Tarih
 

DGT'nun 10 kehaneti

DGT'nun 10 kehaneti
 

-Dünya Gelecekçiler Topluluğu (World Future Society) önümüzdeki 25 yıl için 10 kehanette bulunmuş.

Bunlara göz atalım ve yorumlayalım:

Y Kuşağı (1978-1995 ABD doğumlular), denizaşırı ülkelere çok gidecekler.

Bu doğru ama anlamdırılması çok ilginç sonuçlar veriyor: ABD’de 20. Yüzyıl ortasına kadar, 2 kuşaktır ABD’li olanlar azınlıktaydı. Sonra bunlar ABD dışına çıkmayan bir içekapalılık yaşadılar. Şimdiki açılım ve yayılım bir emperyalizm değil. Bunun 2 nedeni var: Bir: Türkiye’nin 4 milyon işgücü göçü gibi, artık ABD’liler de ülkelerinde iş bulamayıp, denizaşırı ülkelere gidebilecekler. İki: ABD’nin manen ve kültürel olarak doyurmadığı ABD’li sayısı giderek artıyor. ABD’nin yarısı ABD değerlerine karşı. Irak işgalinden sonra epeyi ABD’li gidip Kanada’ya yerleşti.

Çin’in su talebi global ekonomiyi etkileyecek.

İçilecek suyun birim fiyatı şimdiden petrolinkinden fazla. Türkiye litresi 1 dolardan trilyonlarca litre (10 üzeri 12 litre = 1 kilometre küp, bizse bunu Fırat ve Dicle’den boşa akıtıyoruz) suyu, 250 dolara Çin’e giden 25 tonluk tırlarla gönderebilir. Kullanım suyununsa metre kübü 10 sent. Çin bizden 500 milyar dolara kadar mal istemişti.

İşçiler giderek daha fazla para yerine daha fazla boş zamanı seçecek.

20. Yüzyıl’da maaş zammı tüketim çılgınlığı getirmişti. Şimdilerde ise insanlar zamanlarını evde geçirmeyi (alışverişi internetten yapmayı, vd) seviyor. Bu da, boş zaman ve ev eğlenceleri tüketiminin giderek artması demek ki zaten trend de öyle. Ek bilgi: Evde geçirilen zaman, ironik ve ikilemsel olarak, 100 yıl öncesine oranla, daha az gerçek boş zaman demek. İnsanlar hobilerine ve sivil toplum uğraşlarına aşırı zaman harcamaya başladılar.

2030 yılına dek kablosuz elektronik sistemler düşünce sistemimizi iletebilir duruma gelecek.

Bunun ilk sonuçları şimdiden alındı. Ancak bunun kullanılabilir yaygınlık alması daha çok zaman alabilir. Örneğin robot kullanımı oldukça yavaş ilerliyor, çünkü insanların tepkilerinden korkuluyor. Düşünce okumaya da şimdiden tepki oluştu bile. İnsanlar telepatiye taraftar ama düşünce okuyan devlet korkusu onları gemliyor.

Çocukların doğayla doğrudan temassızlığı ileride sağlık sorunu olacak.

Çağdaş yaşamın çok stresli olduğu bir gerçek. Ancak bunun temelleri yanlış tanımlanıyor. Doğadan uzaklık insanı ruhsal hasta yapmaz. Tam tersine eski atalarımız, aslanlarla halvet olmaktan dolayı hasta oluyorlardı. Doğadan kopuş başlayalı 250 yılı geçti. Bugün tüm yaşamı boyunca ağaçta mevye görmemiş yüz milyonlar var. Bunun doğrudan ruhsal bozukluk yaratacağı bir yanılgı. Bunu, tam da ‘son alaturka doğa temaslı çocukluğu tam yaşamış kuşaktan biri’ olarak doğrudan söylüyorum. Değişmesi gereken eğitim sistemi. Çağdaş yaşamda eksik olan yalnız kalmak becerisi. Bu, gerçekten ruhsal hastalık ve stres yapıyor. Aynı zamanda stresin de kaynağı. Yoga gibi tek başına, sessiz, loş ışıkta yaşanan bir metafizik deneyim, işin çözümü ve bunun her kişinin özelinde açılımlarını yaratılması gerek.

Asya’ya genel bakış: Kısa vadede Çin, uzun vadede Hindistan.

Çin sonucu aldı bile ve aslında inişin ilk ipuçlarını da sergilemeye başladı (bunun için Çin’in Sesi Radyosu’nun Türkçe internet sayfalarını izlemeniz yeterli). Hindistan’sa çıkışı yakalama eğiliminde bile değil. Bunun açılımı şu olabilir: Çin / Hong Kong sineması savaşçı, Bolywood sevişçi ideoloji içeriyor. Dolayısıyla, uzun vadede Hindistan’dan çok, Brezilya veya Nijerya gibi sürpriz at bir 3. Dünyalı umulabilir. Türkiye de umulur ama onyılları göme göme, öküz trene bakar gibi tarihi seyrediyoruz yalnızca.

Robot işgücü patronların işçilerine bakışını değiştirecek.

Değiştirdiyse, Japonya’da görülmüş olması gerekli ama henüz böyle bir çalışma duymadım. (100 milyon nüfusa 2008 için 5 milyon robottan sözediyoruz.) Neo-marksistler, global borsanın reel sektörü geçmesini, patronların emekten kurtulma çabası olarak yorumluyor ama buna katılamıyorum. Patronlar işçilerine hala feodal dönemin senyörleri gibi bakıyor, en basiti hamileliğe karışabiliyorlar. Dolayısıyla, 2-3 kültürel adım birden sıçramaları epeyi zora benzer. (10 kehanetin içinde en az gerçekçi olanı bu.) Elimizde, internetin ve cep telefonlarını iletişimi kolaylaştırmadığı, hatta kimi zorlaştırdığı gibi bir gerçek var.

Küresel ısınma felaketinin maliyeti her yıl için 150 milyar doları bulacak.

Eğer gerçekten bu kadarsa, sorun yok. Kuzey Yarıküre’deki 4 milyar insan, her yıl için 6 aylık ortalama ısınma süresinde, adam başı 40 dolar tasarruf yapacaksa, bu miktar karşılanır. E tabii, bunun gündüzü ve okul artı işyerisi de var. Yalnızca pimapen pencereyle yarıdan fazla (geçen kış için 600 YTL = 500 dolar) tasarruf sağladığımı belirteyim.

Şirketler çalışanlarının 4 kuşak içerdiğini görecek.

18-38-58 tutuyor da, 78 tutmuyor. 78 yaşındaki birinin çalışıyor kalması için, ortalama yaşamın 110 yıl olması gerekli. Onu da 22. Yüzyıl’dan önce görmemizin zor olduğunu tıpçılar belirtiyor. Haa, 78’inde olup, hiçbir sosyal güvencesi olmayan evsiz sayısı Beyoğlu’nda çok, çöpten artık kağıt toplayıp, 50 kiloluk tekerli arabalarda çekiyorlar.

Engellilerin sayısındaki artış toplu taşımacılığı etkileyecek.

Zaten etkiledi bile. Bizim gariban ülkemizde bile, otobüsler ve vapurlar buna göre ayarlandı. Bu konuda yapılacak en önemli katkı, dış iskelet türü robotların, tanesi 1.000 dolardan aşağı olacak ve sosyal sağlık güvencesi içinde kalacak biçimde ayarlanması. Baston taşımaktan kolay işleyen sistemler üretildi bile ama şimdilik pahalılar.

http://www.wfs.org/tomorrow/index.htm

Genel

Dünya Gelecekçiler Örgütü, gelecekbilimcilerin neo-liberal ve neo-globalist kanadını içeriyor. Teknolojiyi din haline getirip, sürekli ilerleyen bir toplum yanılsaması inşa etmiş durumdalar.

Örneğin, onların dediğinin dışında, makro-makro açıdan bakıldığında, önümüzdeki 25 yılın en önemli sorunları şöyle sıralanabilir:

1. Yerel ve global savaşlar.

2. 1 milyar gecekondulu 1 milyar netizene karşı.

3. ABD’nin dünyanın başbelası olmaktan def edilmesi.

4. BM’nin dönüştürülmesi.

5. AB’nin dağılabilirliği.

6. Ay’da sabit ve sürekli yerleşim.

7. Mars’a gidiş.

8. Beden nakli yoluyla ölümsüzlük. Artı insan klonlama.

9. Gıda, kıtlık ve kuraklık tehlikesi.

10. Kuş gribi gibi bir global salgın hastalık.

Bunların yanında DGT’nun listesi, çokça 1. (ana) değil, 4. sıradaki (tali) konularla ilgileniyor görünüyor.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..