Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '18

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

DİDAK'la, Kıyıkışlacık - İasos

DİDAK'la, Kıyıkışlacık - İasos
 

Nisan Mayıs ayları, Kuzey Yarım Kürenin en güzel aylarıdır…

Güneş daha cömerttir. Doğa, bu aylarda daha çok canlanmış ve havalanmıştır. Gelinlik kızlar gibi tüm güzelliklerini ortaya sermiştir… Ege Bölgemizde özellikle de Aydın- Muğla illerimizde daha bir başka güzel olur Nisan Mayıs ayları… Bu güzellikler insanların duygularını da etkiler, daha sevecen, daha mutlu olmanın yollarını ararlar… Nisan Mayıs ayları gevşer gönül yayları… Çok yoğun ve sorunlu ülke gündemlerinden biraz olsun uzak kalmanın yolu da insanın kendisini doğanın kucağına atmasıdır…

DİDAK’ın (Didim Akbük Dağcılık ve Doğa aktiviteleri Derneği) bu haftaki doğa yürüyüşü programı, doğal güzelliklerin, kültürel ve tarihsel dokuların harmanlandığı Kıyıkışlacık – İasos parkurunaydı…

Didimliler, Kendilerini DoğaYürüyüşü başlangıcına ulaştıracak araçlarına binerek Akbük- Kazıklı güzergâhından Gürçamlar Köyüne ulaştılar… Bu köyler Muğla - Milas ilçemize bağlı köylerdir… Bu köyün kahvesinde sabah çaylarıyla kahvaltılarını yaptılar…

Gürçamlar orman alanından başlayan yürüyüş parkuru zorluk derecesine göre A ve B parkurları olarak ikiye ayrılmıştı. A parkuru daha kolay fazla çıkışı olmayan parkurken, B biraz daha zordu… Ben kolayını seçtim. Kolay olan parkuru Necdet Yalçın, zor olan parkuru da Mustafa Ayık yürütmeye başladı. Netice de iki grup zirveye yakın mola yerinde birleşecekti…

Doğa yürüyüşü sadece bir yürüyüş eylemi değildir elbette… Doğayı dinleme, gözlemleme yorumlama ve en önemlisi de insanın kendisini dinlemesidir… Fotoğraf makineleri ve yeni yetme akıllı telefonlar durmadan doğanın güzelliklerini birer anı alarak fotoğraflıyordu… Yürüyüş sırasında tanışmalar, sohbetler yeni arkadaşlıkların ve dostlukların da kapısını açıyordu…

İki grup tekrar birleştiğinde “B” grubunun daha yorgun olduğu gözlemleniyordu. Çiçeklerle donanmış bir tepede verdiğimiz bu kısa mola çiçekler içinde fotoğraf çektirme yarışına dönüştü… Yoğun çam ağaçları, yer yer zeytin ağaçları ve iyi cins ineklerin otladığı alanlardan geçerken, bu ormanlık alanlarda orman yolu açan iş makineleri doğrusu bizleri tedirgin etti… Bu bakir doğa güzellikleri de ranta kurban mı gidecekti endişesini yaşadık…

Yürüyüşümüz topluca devam ederken; bir yol ayrımına geldik… Yürüyüş öncülerimiz- rehberlerimiz- Maceracılar bu tarafa, normal yürüyüşe devam etmek isteyen şu tarafa dediklerinde önce şaşırdık… Maceracılar, derin bir vadide ormanlarla kaplı alandan gökyüzünü görmeden çalılarla çırpılarla kaplı patika yoldan iki saatlik bir yürüyüşle Kıyıkışlacık- İasos’a ulaşacaklardı… Benim gibi kolayı seçen grup ise normal orman yolundan Kıyıkışlacık İasos’a ulaşacaktık…

İki grup olarak tekrar yaklaşık toplam 15 kilometrelik macera ve güzelliklerle dolu bir yürüyüşten sonra Kıyıkışlacık- İasos’la birlikte denizle kucaklaştık. Kıykışlacık deniziyle doğasıyla birlikte güzel bir yer ama çirkin betonlaşma hastalığına da tutulmuş gibi…

Rehberlerimize göre isteyen kıyıkışlacık’ta istediği gibi iki saat geçirecek isteyenler de hemen bitişiğindeki İASOS antik kenti kalıntılarını gezecekti… Yıllardır bu doğa yürüyüşleri yazılarını yazarım. Bu doğa yürüyüşlerinin önemli amaçlarından birisi de yürüme alanlarındaki tarihi dokuları gezmek, o yörenin otantik kültürünü tanımak, o çevrenin yemek kültüründen tatmak… Çok önemli bir grup dinlenmek ve bir şeyler içmek için Kıyıkışlacık mekanlarına dağılırken, benim de içinde olduğum çok küçük grup İASOS Antik kentinin ören yerini gezmeye yöneldik…Ben daha önceki doğa yürüyüşlerinde de İASOS’a gelmiştim ve hayran kalmıştım. Gelmişken, tekrar bu antik kenti görmemezlik yapamazdım. Bu küçük gruba rehberlik yapmak bir ölçüde de bana düşmüştü…

İASOS deyip gelip geçmeyin Egenin bu güzel koyuna kurulmuş, Güllük Körfezinin karşısındaki bu antik kent ile ilgili arkeolojik kazılar ve çalışmalar devam etmektedir.

3 bin 600 yıl önce Yunanistan’ın Santorini Adası’ndaki Tera Yanardağı’nın patlamasının ardından Girit ve Santorini adalarındaki Minos Uygarlığı küller altında kalmış. Ege kıyısındaki İASOS Antik kenti de bu patlamadan etkilenerek küller altında kalmış. Kazı çalışmalarında 4 bin yıllık kentin kanalizasyonuna ve antik tiyatrosuna giden tünellere ulaşılıyor ve antik kentin kanalizasyon sistemiyle, tiyatroya giden tünelleri ilk günkü gibi kalmış. Ayrıca yeni yeni ortaya çıkarılan yer mozaikleri ise görenleri bir kez daha hayretler içinde bırakıyor…

Güzel bir hafta sonuydu. Bizlere bu güzel olanağı sağlayan DİDAK yönetimine teşekkür ediyorum. Bir başka doğa yürüyüşü etkinliğinde buluşmak üzere…

Erdoğan Şahin

Not etkinlikle ilgili fotoğraflar aşağıda Milliyet Blog Galeri'de

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..