Didem Kişisiyle Sağlık Hattı - Reaktif Hipoglisemi ( O son tatlıyı yemeyecektin abi )

Aslında şöyle bir totalde bakıldığında,- halime çok şükür tabi ama- ben de az marazlı değilim hani. Aksi gibi doktora gitme, efenim sağlıklı yaşam, yemeye içmeye dikkat etme gibi kötü (!) huylarım da yoktur. ( gözlerim yaklaşık 2 dereceye dayandı miyopta, ama tuhaf bir inatla doktora gitmiyorum mesela ). İşte bu yazımda, son 4 yıldır bana musallat olan sinir bozucu hastalığım Reaktif Hipoglisemi'yi kendi üslubumca ele alacağım blogçuğum.

Bendeniz, kazık denebilecek bir yaşa gelinceye kadar hiç kilo problemi yaşamamış, tartıda en fazla 50 kilo görmüş, istediğini yiyip içen bööyle sinir bozucu bir insan evladıydım. Takvimler 2008'i gösterdiğinde, açlığa dayanamama ( resmen brutal vokal yapıp sağa sola saldırıyordum canavar gibin ) uçana kaçana sinirlenme, sabahın köründe paketlerce çikolata yiyip 10 dakika sonra tekrar acıkma ve bayılacak gibi olma şikayetleri başgösterince, artık nasıl olduysa:" E bi dahiliyeye görüneyim bari " dedim; dahiliyeci abinin de benden 3 saatlik şeker yüklemesi ( Oral Glukoz Tolerans Testi ) istemesiyle şamata başladıı..

Bu şeker yüklemesi denilen olayı bilmeyenler için bir özetleyeyim blogçuğum. Önce hasta kişinin sabahın çatında, aç açına ilk kanı alınır, sonra da böyle 1 su bardağına neredeyse 2/3'ü şeker olacak şekilde glukoz şurubu bir güzel içirilir ( abartmıyorum, 6 ay gitmedi o şurubun tadı arkadaş ). Dahiliye polikliniğinin bekleme alanında, kan alma kısmına yakın bir şekilde, gariban gariban beklemeye başlarsın . İlk kan verişinden sonra 3 saat içerisinde her saat başı, hemşire ablaların kurduğu saat ZAAAAART diye öter, gidip tekrar kan verirsin ( ben kendimi Pavlov'un havhav'ı gibi hissetmiştim mesela zilleri duya duya... 3. kan verişinden sonra da bayılmıştım ). Ve tetkik sonrasında kan şekerimin ilerleyen saatlerde 60'lara kadar düşmesi ( ki 80 ve altına teşhis konuluyormuş sanırım ) nur topu gibi bir reaktif hipoglisemi hastası olduğumu bana müjdelediii...

Kontrol günü doktor abi, saydı da saydı... Kan şekerini aniden çıkaran Glisemik İndeksi yüksek her türlü gıda yasak... O kadar rahat sıralıyor ki yiyemeyeceklerimi ( pirinç yook, patates yook, beyaz ekmek, muz, tatlının hiçbir türü.. Kısacası adlarına " Yemek" denilen çeşitli dünya güzellikleri )...içimden " Abi sen de öldürdün bizi be!! ", dışımdan: " Piki doktor bey tişikkür idirim " ( zorla kibarlık yapma efekti ) diyerek muayenehaneden çıktım ve ciddi anlamda perhize başladım.

Doktor abimin önerileri, ve internetten de yaptığım araştırmaların doğrultusunda uzun bir süre yediğime içtiğime çok dikkat ederek bugünlerime geldim hiçbir şikayet de yaşamadım... Fakat özellikle doğum sonrası kilo verme amaçlı yaptığım insanlık dışı diyetten sonra ( öyle insanlık dışıydı ki, eşim beni Uğur Dündar'a ve sağlık bakanlığına şikayet edecekti az kalsın ) tatlı, fast food yeme dürtülerime daha fazla dayanamayarak eski pis boğaz günlerime geri döndüm blogçuğum... Döndüm de ne oldu?..Dıt dıt dırı dıt... O eski: " Açım ülen!!" öfkeleri, sağı solu yumruklama, yedikçe acıkma, acıktıkça yeme... Yine içimdeki godzilla canlanmıştı işte... Gerçi yaklaşık 1 aydır şikayetlerim devam ediyor fakat ben hala dahiliyeye gideceğim, o 4 yılın sonunda zahmet edip kan değerlerime tekrar baktıracağım ( Bir de üstüne hastanede çalışıyorum dersem dayak yer miyim acaba? )... Huyum batsın, böyle gidersem değerlere baktırana kadar korkarım ölmüş olacağım... ( Burada Allah korusun deyip en yakın tahtaya tık tık diye vuruyoruz, bir de bu laf dinlemeyen ihmalkar yaza(n)ın da kafasına 1- 2 tane hafifçe tıklatabiliriz )

Yani demem o ki sevgili blogçuğum, bu şikayete sahip insanlar, kendilerine dikkat etsinler; ( Belirtilerini taşıyanlar dahiliye abi ve ablalarımıza bir selam etsinler ) bu rahatsızlığın ilerde Tip 2 diyabete dönüşme olasılığı çok fazla. Tatlıyı vb abartmasınlar " o son pastayı yemesinler "... Zira gün geliyor o sizi bir güzel, nam nam diye yiyor efenim... Sağlıklı günler, esenlikler...