Didim Dağcılık ve Doğa Yürüyüşü Grubu, Eski Çine – Ovacık- Çine Barajı yürüyüşündeydiler...

Geç geldi, bu sene bahar Aydın’a…

Tarihçi Heredot’un: "Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü "dediği Aydın ilimizin havası bu sene hepimizi şaşırttı…

Alışık değildik böyle havalara… Soğuk pek uğramazdı bizim buralara… Soğuk ve yağışlı havalar nedeniyle bu sene doğamız da geç uyandı…

Didim’in Doğa tutkunları, yağmur, çamur ve soğuk demeden bu süreç içinde de doğayı arşınlamaya hep devam ettiler…

Çoktan beri katıl(a)madığım ve özlediğim doğa yürüyüşlerine, Didim Dağcılık ve Doğa Yürüyüşçüleri Grubunun bu haftaki programı olan Eski Çine- Ovacık – Çine Barajı Yürüyüşüyle tekrar başladım…

İki arabalık grubumuzun rotası Milas - Yatağan üzerinden yürüyüşümüzün başlangıç noktası olan Eski Çine’ye ulaşmaktı… Yürüyüşlerde hep aramızda görmeye alıştığımız ve varlıklarından mutluluk duyduğumuz Didimli İngiliz hemşerilerimiz bu yürüyüşte yoktular…

Muğla ve ilçeleri için planlanan doğa yürüyüşlerimizde her zaman ilk durak ve kahvaltı yerimiz olan Bafa Gölü bitimindeki Pınarcık köyü olurdu ve yine öyle yaptık… Köyün yol kenarındaki kendine özgü köy işletmeleri bizlerle doldu taştı. Odun ateşinde demlenmiş çaylarımızı, köylü kadınların yaptıkları nefis gözlemelerle yaptık…

Yatağan’dan Çine’ye geçerken, Yatağan Termik Santralinin doğaya ne kadar zarar verdiğini gözlemledik ve üzüldük… Eski Çine’ye doğru inerken, Çine Barajı tüm görkemiyle karşımızdaydı, yol kenarına yapılmış gözleme terasından Barajın bolca fotoğraflarını çektik…

Yürüyüşümüzün başlangıç noktası Eski Çine’ydi…  Yürüyüş hazırlıklarımızı burada yaptıktan sonra Çine Çayı üzerine kurulmuş Menderes zamanında yapılmış tarihi köprüden geçerek kendimizi dağlara vurduk… Çoktan uyanması gereken doğa yeni yeni uyanıyordu, hava oldukça güzeldi ve yürüyüş için çok uygundu… Arazinin, çamur ve kaygan olmasının yanında Doğa yürüyüşçülerinin “mayın” olarak adlandırdıkları büyükbaş hayvan dışkılarıyla da doluydu… Yürüyüş esnasında önde yürüyen yürüyüşçü devamlı “mayın” var uyarısı yapıyordu…

Yaklaşık 15 kilometrelik doğa yürüyüşümüz sırasında çok sayıda dereden geçmek zorunda kaldık, son günlerde yağan yağmurlar nedeniyle derelerden geçerken epey zorlandık… Her şeye rağmen doğada olmak, doğanın uyanışını, çiçeklenmiş ağaçları görmek, görkemli kayalıkların görselliğine takılıp kalmak ve tüm bu güzellikleri fotoğraflamak bizi mutlu ediyordu…

Hafta sonunu doğa içinde spor yaparak, doğal ortamları tanıyarak, streslerimizi, sıkıntılarımızı bir ofla dağlara taşlara bırakarak yürüyüşümüzü bitirdik… Yürüyüşümüzün bittiği yerde, bizi bekleyen arabalarımıza binerek  yorgun ama mutlu olarak Didim’e döndük…Yeni bir Doğa yürüyüşümüzde buluşmak üzere…  

Not: Doğa yürüyüşü ile ilgili fotoğraflar aşağıda Milliyet Galeri'de...