Dıgıl, Halim Yazıcı ve "Her Aşk Bir Ay Taşır Alnında"

Halim Yazıcı Denizli Belediyesi’nde, İzmir’in Çiğli ve Konak Belediyelerinde 22 yıl Kültür Müdürü olarak görev yaptı. Geçen yıldan bu yana İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde gene sanat ve kültür bağlamında hizmet üretiyor. Şiir ise onun olmazsa olmazlarından. Tutkuyla, sevdayla, aşkla şiir yolculuğu sürüyor. Bir çok şiir etkinliğinde beraber olduk, yolculuklar yaptık; Yazıcı şiirini eksik etmedi yanı başından; Datça’da, Çanakkale Küçükkuyu’da, Eşme’de ve başka kentlerde, kasabalarda. Geçtiğimiz günlerin birinde Karşıyaka Dıgıl Sanat Kahvesi’nde şiirlerini paylaştı hem gençlerle, hem sokağın yolcularıyla. Aşk Halim’den, Deliceler Aşkına’dan, İpek Tin’den…

Halim yazıcı o akşam Dıgıl Sanat Çayhanesi’nde şiire doyurdu bizi. Kendine özgü duruşu, okuyuşu, yorumlarıyla. Dıgıl Sanat Sorumlusu Tayfun Pezek ve eşi Nükhet Hanım’ın yıllardır sanat ve edebiyat adına katkı sunduklarını bilirim. Daha önce İzmir’de Alsancak’ta, Bornova’da, Bostanlı’da açtıkları çayhanelerde konserler, imza günleri, söyleşilerle varsıllaştırmışlardı sanat, kültür yaşamını. Şimdi Karşıyaka 1733 sokak’ta çay, kahve sıcaklığıyla sokağa sanatı da sunuyorlar.

İşte Halim Yazıcı’yla da o akşam şiirle sokağı buluşturma örneklerinden birisini yaşadık. Halim yazıcı izlencenin bitiminde, İpek Tin kitabını “İçtenlikli dostum Oğuz Tümbaş’a, ne iyi ki hâlâ iyi insanlar var…” diyerek imzaladığında, elbette duygulandım, gönendim. Bir kez daha şiirin insancıl, sevgi dolu, dost, aydınlık bir olgu olduğuna inandım. Teşekkürler sevgili Halim Yazıcı. O çocuk kalmaktan hiç şikâyetçi olmaz. ”Tanık olduklarını bir çocuk duyarlığı, tazeliği ve kırılganlığı içinde dile getirir”. Çocukça gezinir sokaklarda. Düşlere uğrar; düşlerin renkli avlularında dizeler kurar, kuşlarla buluşur, onların dilinden söyler, geleceğe olan umudunu açığa çıkarır, kötülüklere karşı savaşım verir. Ama aşkını da hiç ayırmaz yanından. Ay akşamlarında, “aşk hali”yle seslendirir şiirlerini. Öyleyse Yazıcı’nın benim de sevdiğim “Her Aşk Bir Ay Taşır Alnında” şiirini birlikte okuyalım mı, ne dersiniz?

rüzgâr, böğürtlenlerin, kekik kokularının, deniz kestanelerinin /
bestelediği türküleri kulağınıza umulmadık zamanlarda fısıldıyorsa

toprak, elinize aldığınız zaman pul pul balıkçı motorunun sesini taşıyorsa / (insan kalbinize / bilin ki bir italyan maria çocuk, bir faslı hüseyin'e aşık olmaya yüz tutmuştur

zeytindağ'da, bin yıllık bir zeytin ağacı yaşlı gövdesinde
toma'nın meyhanesinde zeytinyağı saflığıyla gülümsüyorsa / ellerine cunda'nın

adını cunda'nın, ali bey adası olarak değiştirilmesi dayatmasını
bir türlü içine sindiremiyorsa pulları gümüş bir papalina / bilin ki hüzün kaplar kirpiklerini akdeniz'in

bu yüzden bir emmanuella çocuk dinlerken madrigallerini
bütün güvercinleriyle birlikte havalanır kalbinde şairlerin

bu yüzden beyaz ve duman renkleriyle güvercinler / birer ikişer konar düşlerine acıların

ve uzaktan eski bir aşk şarkısını fısıldar kır çiçekleri maltepe'nin

'bu adamı ağlatırsa akdeniz ağlatır / bir gül konar dudağına yalnızlığın / bir de bakarsınız ağlarım'

her akdeniz, kendi iklimini, kök boyasını kalbinin / yalnızca kendi aşkıyla dokur

çünkü santur / çünkü dans ve büyü / çünkü küçük bir kızın topuklarıdır akdeniz

ve incir ve zeytin ağaçlarının ülkesinde / deniz minarelerinin ruhunda gizlidir madrit'ten havalanan / uçuk mavi kanatlı bir yalıçapkını / ve bergama'da, atmaca mahallesinde
elinde klârnet, elinde bakır, dudaklarının kıvrımı dans
bir kuğu konar konar dünyanın aşklarına

bu yüzden çingeneler / bu yüzden müzik / bu yüzden hüzün
bu yüzden aşk / bu yüzden bergama'da doğar dolunay

ve dikilirse bir gece ansızın pan / ansızın zeus / ansızın ölüm

bilin ki her ay bir akdeniz
her aşk bir ay taşır alnında.