Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Dikey taşların gizemi

Dikey taşların gizemi
 

Dairesel dikey taşlar anıtı


Sayılamayacak kadar çok nesiller boyu, tarihöncesi insanlar doğal sit alanlarına büyük saygı beslediler. Ancak MÖ 6000 civarında yerleşik düzene geçince, tarım ve hayvancılık, göçebe avcı-toplayıcı yaşam şeklinin yerini tüm dünyada almaya başlayınca, bir çok kültürler yer yüzünde taş anıtlar inşa etmeye başladılar. Bunlar, daireler, dizi ve sıralar, monolit veya menhirler[1] gibi dikilmiş tek gövdeli sütunlar olarak guruplara sokulabilir. Bazıları olduğu gibi ham ve hazır olarak, bazıları şekil verilmiş, tesviye edilmiş veya oyulmuş olarak kullanılmışlardır.

Diğer tüm megalitik anıtları hesaba katmasak bile, günümüze kadar gelebilmiş bir çok dikey taş alanlarını sayabiliriz. Afrika’da ; Fas’ta, uzun bir sütun taşın etrafına dizilmiş küçük taşların olduğu Msoura; Batı kıyısında, Senegambia’da onlarca dikey taş dizili daireler; Orta Afrika’da uzun dikey taşlar; Etiyopya’da , aralarında, ülkenin kuzeyinde bulunan 30 m. nin üzerinde devasa monolit, tek gövdeli yekpare taş, ülkenin güneyinde Soddo bölgesinde sade ve oyulmuş olan yüzlerce dikey taşlar. Orta Doğuda, Yemen’de dikey taş dizileri ve halkaları, İsrail’de yukarı Galilee’de bir dikey taş kompleksi vardır. Himalaya bölgesinin bir kısmı, Pakistan ve Hindistan yer yer dağılmış dikey taş alanlarına sahiptir.

Uzak Doğu da kendi hakkını almıştır; Japonya’da örneğin, Okayama’ da dev Tatetsuki tümülüsünün doruğunda, bir takım halinde consantrik[2] dikey taş daireler vardır. Malaysia, Borneo ve bazı Pasifik adaları da dahil olmak üzere, Güney-Doğu Asya’nın ve Okyanusya’nın bazı kısımlarında, genellikle daha sonraki dönemlere ait dikey taş siteleri görülmektedir. Easter Adasındaki Moai, dev yontulmuş taşlar, bunların en ünlüsüdür.

Her iki Amerika kıtasında çeşitli uygarlıklar taş inşaatlar kullansalar da, dikey taş alanları çok nadirdir. Columbia’da San Augustin bölgesinde ve Meksika’da Yucatan bölgesinde birer örneği görülebilir. Nihayet, 2006 da Brezilya Amazonunda, toprağa dikine yerleştirilmiş, her biri tonlarca ağırlıkta, 100’ün üzerinde granit blokların oluşturduğu bir daire beklenmedik bir şekilde ortaya çıkıvermiştir.

Kuzey-Batı Avrupa’da İngiltere, İngiliz adaları, İrlanda, İskandinavya’da Viking dönemlerinden kalma dikey taş siteleri bulunmaktadır.

TAŞLARDAKİ SIR
Dikili taşlar her zaman gizemlidir. Gören bir kişi hemen “ Niçin dikilmiş ?” sorusu ile eminim, merakını ortaya koyacaktır. Arkeolojinin hepsine olmasa bile, bu soruya bazı yanıtları var.

Belli bazı monolitler, avcılar ve göçebeler için yol işaretleri olarak kullanılırken, bazıları kabile sınırlarını belirtmek için veya fallus şeklinde olanları bereket sembolü olarak ritüellerinde kullanılıyorlardı. Bazıları da, özellikle yontulmuş ve oyulmuş olanları, atalarının figürlerini veya kabile sembollerini temsil ediyorlardı.

Ancak asıl ana fonksiyonları, hiç şüphesiz, tüm dünyada astronomik olayları belirlemekti. Stonehenge’deki güneş ve ay tutulmaları iyi bildiğimiz astronomi olaylarıdır, fakat daha az bilinen yüzlerce gizemli olay vardır. Dikey taşların astronomideki bu kullanımları ilk bilim olarak değilse de, Taş Çağı astrolojisi olarak düşünülebilir. Bir takım olağan dışı canlandırmalar veya enerjitik özellikler, çeşitli folklorik motiflerde günümüze kadar ulaşmıştır. Hemen çoğunun iyileştirme (şifa) özelliklerinin olduğu söylenegelir. Gambia, Sanguli’deki dairedeki taşlardan birinin bir cini olduğu, cinin de bir torba altınla orada beklediği; İngiltere Oxford’daki ‘King’s Men’ dairesindeki taşların sayılamadığı; başka bir efsanede taşların gece kimse bakmıyorken hareket ettikleri söylentileri dolaşır durur. İlginçtir ki 1977 de başlatılan bir araştırma projesi (Dragon Project) ziyaretçilerin anlattıkları, megalitik sitelerin acayip enerji etkileri olan anlatımlarını araştırırken, bazı vakalarda manyetik, radyasyon ve ultrasound anormallikleri saptadı.

Tüm dünyada dikili duran antik taşlar, bizim uzak atalarımızın inanç konusundaki müthiş gayretlerinin tanıkları olarak , belki de bizlerin artık tanıyamadığı veya anlayamadığı bilgilerin temsilcisi olarak hala yerlerinde duruyorlar.

Tayfun Erkızan

[1] Menhir, Breton dilinde men=taş, hir=uzun

[2] concentric = ortak merkezli daireler

 
Toplam blog
: 11
: 2289
Kayıt tarihi
: 02.05.08
 
 

Henüz emekli olmuş Öğr. Görevlisiyim. Asıl mesleğim dilbilim (linguistics) , yanısıra 42 yıllık prof..