Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '10

 
Kategori
İzmir
 

Dikili'de Eylül bambaşka

Ramazan Bayramı, referandum, okulların açılması boşalttı kıyıları. Dönüş hızlı oldu yazlıklardan. Gündüzleri pek fark edilmiyor, gecenin karanlığında gizemli kent görüntüsü hakım oluncaya dek. Kalanlar, merkezdeki çay bahçelerine koşuyorlar. Işıkları yanan evleri sayıyoruz, kaç kişiyiz diye.

Mayıs ayında ışığı yanan ev sayısı daha azdı belki de. Her gün yeni yazlıkçı gelince sokakların hızla kalabalıklaştığı duygusunu yaşıyorsun. Şimdi her gün sönen ışıkları sayınca bir hüzün çöküyor üzerine. "Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok" şarkısını mırıldanıyorsun durmadan.

Güneş, gidenlerin inadına kızdırıyor Dikili’yi. Haziran Ayından, daha sıcak denizin suyu. Kumsalda dedeler, nineler ve torunlar var. Öğlen, plajların en keyifli olduğu saatler. Dostlarla plaja gidiyorduk. İki yaşlarında bir çocuk, mayosunu çıkarmış koşuyordu kumsalda. "Kumsal Partisinin Özgür Bireyi" merhaba diye seslendim çocuğa. Çocuk kaçmaya başladı dostların kahkahasından.

1 Eylülde Barış ve Demokrasi Şenlikleri yapılır Dikili de. Çeşitli kültürel etkinlikler vardır. Panelden , şiir dinletisine, oradan söyleşilere koşarız çoğu kez. Belediye başkanı Osman Özgüven'e kıza kıza koşarım panellere. O gece sabaha dek uyuyamam kalçalarımın ağrısından. Altı yedi saat tahta kahve sandalyesin de panel dinlemek akıl karı m? Ülke sorunlarına duyarlılığımızdan dolayı çekiyoruz acıları. Altmış yaşını devirmiş yazlıkçılar (dinleyiciler) Sayın Özgüven'in, işkencesine koşuyorlar yinede. Panellere Dikili halkının katılımının çok az olduğunu gözlemleyince de üzülüyoruz. Aydınlanma açısından sosyal etkinliklere devam edilmelidir. Çağdaş demokrasi aydınlanmayla gerçekleşecektir.

“Barış Demokrasi ve Dinlerin Buluşması “ konulu panel çok zevkliydi. Semavi dinlerin temsilcileri, " Kardeşlik, sevgi saygı" sözcükleriyle tümceler kurdular. Tanrıya inandığımıza göre aramızda farklılık yoktur. Hepimiz tanrıya ulaşmak için ibadet ediyoruz . O zaman bu kavga neden yapılıyor diye bir soru geliyor akla. Tarihin her evresinde milyonlarca insan öldürüldü inanç uğruna. Tanrının yarattığı insan kutsal ise, neden öldürülüyor?

Artık insanlık sorgulamalıdır kilise-cami ekseninde organize olan yapılaşmayı. Din bilim adamları bu soruların yanıtını vermelidirler. Panelistlere sordum yanıtlamadılar.

Mardin, Diyarbakır Süryani Metropoliti Salibe Özmen, “Dikili’ye ilk kez geldiğini, bu kadar güzel olacağını tahmin edememiştim” diye konuştuğunda, burası yalancı cennet diye yüksek sesle söylendim. Geniş kumsal, bol su, bol güneş, bol ürün. Denizde, esen nemli rüzgarın, zeytin ve çam ağaçlarıyla kucaklaşmasından oluşan “ Sert Havayı” derin derin solu. Astım hastaları için şifa. İnsanlığı, Cennet- Cehennem tartışmasından dolayı birbirlerine kin kusacaklarına, Dikili’ye çağırıyorum.

Birkaç gün sonra bizim evinde ışıkları sönecek. Bahçemde su içen kuşları, kaderleriyle baş başa bırakarak Ankara’ya dönüşün hüznünü şimdiden yaşamaya başladım.17.09.2010

M.Ferit KOTAN

 
Toplam blog
: 97
: 463
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1944 yılında Arapgir'de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Arapgir'de, lise öğrenimini Ankara Gazi Li..