Dikkat! Şeriatın adım sesleri mi?

AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı, Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, 3 aydan 2 yıla kadar olan cinsel taciz suçunun cezasının 6 aydan 4 yıla kadar çıkarılmasını öngören kanun teklifini, TBMM Başkanlığına sundu.

Medyada bu haberi izledik, okuduk, memnun olduk. Ancak, tacizci suçlulara 3 ayda bir ilaç ve iğne yolu ile cinselliği geçici olarak öldüren tedavi uygulatacak bir eylemi anlayamadık.(Hadım etmek)

AKP li kadın milletvekillerinden Aşkın Asan ve Alev Dedegil bu hazırlıklar içerisindelermiş.

Şüphesiz, hafif cezalar ile bu suçların önlenebilmesi imkânsızdır ama bana kalırsa bu düşüncenin caydırıcı olacağı ve ardından hangi yasaların çıkacağı düşündürücüdür. Daha sonraları;

Hırsızlık yapanların elleri kolları mı kesilecek?

Yakını olmayan bir erkek ile sokakta görülen kadına kırbaç cezası mı verilecek?

Zina suçlarına recm (Taşlanarak öldürülme) mi uygulanacak?

Kısaca, medeni kanunları bırakıp şeriat yasalarına mı dönülecek?

Suçlar elbette cezasız kalmamalıdır ama bu medeni yasalara göre olmalıdır.

Mesela, ABD ve batı Avrupa ülkeleri gibi bütün çağdaş dünyada cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar için çok ağır cezalar öngörülmektedir.

ABD`de cezalar, 10 yıldan başlayıp idam ya da müebbet hapis cezasına kadar gitmektedir. Hollanda’da ise cezalar 20 yıla kadar uzanabilmektedir. Komşumuz Yunanistan’da da durum farksız olup, cezalar Türkiye`ye nazaran çok daha ağırdır.

Ancak, cezaların bu haliyle bile cinsel taciz suçu için caydırıcı olmadığı açıktır. Çözümün ağırlaştırılmış cezalar verilmesi ile birlikte mutlaka eğitim olacağı kanısındayım.

Cezanın caydırıcı olması için yasal tedbirlerin de alınması gereklidir. Mesela Uludağ Üniversitesinin yaptığı bir araştırmada:

Araştırmaya katılan 591 kız öğrenci arasında öğrencilerin yüzde 86, 9`u cinsel tacize uğradıklarını, 13, 1`i de cinsel tacize maruz kalmadıklarını belirtmişler. Kampüs içinde kız öğrencilerin yüzde 23, 9`unun sözlü, yüzde 7, 3`ünün fiziksel, yüzde 5, 3`ünün psikolojik tacize uğradıkları belirlenmiş.

Düşünebiliyor musunuz, bu sadece tanınmış bir üniversitemizdeki araştırma sonucudur.

Dedik ki, eğitim şart. Aslında bu eğitimin ailede başlaması şarttır. Çocuğa dayakla, çeşitli cezalar uygulayarak değil de güzel konuşmalarla, arkadaş gibi davranarak bir takım şeyler anlatılmalıdır.

Ama şunu da unutmamak gereklidir ki, esas eğitime de ailelerden başlamalıdır.

Günümüzde tahrik unsuru yok mudur? Vardır. Genç kızlarımızdan bazıları aşırı açık giyinmektedirler. Ben şahsen fazla örtünmenin karşısında olduğum kadar aşırı açık giyinmenin de karşısındayım.

Sokaklarımıza, caddelerimize baktığımızda mini şortlar üzerlerinde sırtları tamamıyla açık üstlükler, göbekler meydanda giysili kızlarımızın çoğunlukta olduğu görülüyor değil mi?

Bir yere eğildiği zaman poposunun bir kısmı gözüken süper mini giysili kızlarımız yok mu?

Bu tip giysiler ancak sayfiye yerlerinde giyilebilinir.

Şüphesiz modern görüşlü biriyim ama sokaklarda, caddelerde aşırı çıplaklığa da karşıyım.

Eskiden dansözlere, sanatçılara çok iyi gözle bakılmazdı. Bu da yanlıştı elbet ama günümüzde dansözleri aratmayacak kıyafetlerle sokaklar dolup taşıyor. İşte bu da yanlıştır.

Anacığımın kulakları çınlasın.

Benim orkestra ile şarkı söylememi bir türlü kabullenememiş yıllarca sanatçı olduğumu söylemekten utanmıştı. Sanki ayıp bir şey yapıyormuşum gibi.

Şimdilerde ise Tv başında nerede ne program eğlence var ona sormalı.

Netice olarak, cezalar ağırlaştırılmalı ama çözüm önerileri bilim insanları tarafından düşünülmelidir.

Sevgiyle kalın.