Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '06

 
Kategori
Mizah
 

Dikkat bulaşıcıdır!

Dikkat bulaşıcıdır!
 

İçimizde var arkadaş, onsuz olmuyor. Bu hayatın “dadı” çıkmıyor. Sabahın ilk saatlerinden başlıyor, öğlen ısınma turları, gece de yorgunluktan çene çalışmaz hale geliyor artık. Yani günün her saati herkesin yapabileceği bir aktivite. Yalnız özellikle başı bağlı, 1.50 , 1.60 boylarında, altmış ve seksen yaş arası teyzelerde daha sık rastlanan bir hastalıktır çünkü artık hayattan elini, ayağını çekmiş, hatta yerine çenesini koymuştur ve yapacağı tek şey kalmıştır: dedikodu.

İlk belirtiler çene ağrısı, yer yer yorgunluk, kendini tutamadan onu bunu çekiştirme... Türk toplumu olarak biz dedikoduyu seven insanlarız. Nasıl batıda yer ve mekan gözetmeksizin sürekli kitap okunuyorsa bizde de dedikodu var. Genlerimize işlemiş, alışkanlık olmuş ve artık çocuklarımıza da geçen bir özellik... Herhangi bir toplumda insanları bu kadar gereksiz yere konuşmaya zorlasanız herhalde konuşmaktansa ölmeyi tercih ederler. Bizde adama konuş de, zaten ölene kadar susmaz (örn. bkz. Politikacı)

Yalnız bizim toplumumuzda sabah kalkar kalkmaz bütün enerji çenede toplanır ve akşam pilimiz bitene kadar bu çene kapanmaz. Psikolojinin insan hayatındaki yeri ne kadar ilginç değil mi? Hiç tanımadığınız insanların ağzından birkaç kelime çıkıyor sonra siz yıpranıyorsunuz, üzülüyorsunuz, bazen de seviniyorsunuz ama o insanlar hiç susmuyor. Sanki dünyaya o görevle gelmiş gibi sabah kalkar kalkmaz çantayı koluna takan dedikoduya gidiyor.

Tabi bu işi yalnız yaşli teyzeler yapmıyor. İşyerindeki patronunuz, yanınızda çalışan insanlar, aileniz, sevgiliniz, güvendiğiniz, inandığınız dostlarınız kısacası herkes bu çemberin içinde. Yani hepimiz zehirlenmiş durumdayız. Türk toplumu olarak nedense bilmeyi çok seviyoruz. Her şeyi bilmemiz lazım,aksi takdirde kesinlikle tatmin olmuyoruz. Derbi maçının skoru önemlidir elbette ama golü kimin attığını hep bilmek isteriz. Ya da hangi arkadaşımız yazılıdan kaç almış, kim ödevini yapmamış, vs. Bilmek bize göre en doğal haktır ve şu anki Türkiye’de bilgi o kadar değerlidir ki “ne, nasıl, neden?” yerine biz “kim, kiminle, nerede?” sorularıyla bilginin kaynağını keşfetmeye çalışıyoruz. İşte bu arayış sonunda ortaya çıkan malzemeye magazin diyorlar. Bazıları bunu “haber” olarak algılasa da…Aslında bir ülkede bir sanatçının hamamda çekilen görüntüleri ana haber bülteninde “haber” olarak veriliyorsa demek ki bazıları haklı! Sonra da AB’ye giriş için tarih istiyoruz. Bence bize tarih vermeleri bile mucize çünkü bu gidişle elimizde kalacak tek şey işe yaramaz bir tarih olacak. Ama üzülmeye gerek yok, en azından tarihi biliyoruz...

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..