- Kategori
- Gündelik Yaşam
Dikkat yorumlarınıza bloke var
Not: Yazarının karanlık düşlerinden sadece birinden alınan bu yazı tamamen hayal mahsulüdür. Gerçek olan yazar isimleri ve yararlanılan kaynaklardır. Kısaca şimdi siz bir fasa-fiso okumak üzeresiniz.
İsmi lazım değil bir kurum olsun.
Haberlerden haberdar olması gereken bir kurum.
İşte orada duralım.
Haberlerden haberdar olması gereken bir kurum dediğimizde, çalışanlarının da haberlerden haberdar olması gerekir.
Herhalde bana katılırsınız Sayın Mustafa Mumcu.
Hani AB vardı ya, ufuk kızarmıştı, tan atmıştı, eğitimi muştulayan Erasmus’tu…
Hani karga bir kuştu.
Hani konuşmayana çüştü.
“Bu dünya bir pencere/her gelen bakar gider” söylemiyle Sayın Celal Celik’in de aynı düşüncede olduğunu biliyorum.
Milliyet gazetesine giriyorsunuz mesela Sayın Süleyman Ekim.
Son haberlere tıklıyorsunuz…
Hani özgür basın vardı ya Sayın Sabiha Rana
Basın özgür diyelim hadi…
Hani halkın haber alma özgürlüğü vardı ya Mavilim …
Hadi halk da özgür diyelim…
Son haberlere tıkladığınızda bir mesaj…
Mesaja “bloke”.
İşte o mesaj var ya, özgürlüğün ne mene bir şey olduğunu insana hemen hatırlatıyor.
İyi ki gerçekte böyle bir durum yok.
Ya olsaydı. Şimdi yazdıklarım rüya olmasaydı.
Mesela ben paranoid şizofren olsaydım.
Delirirdim Sayın Öğütçü, “Ayrıntıda Gezinmeye” başlardım “Yağmur Zamanı”
Habere/yoruma özgürlük yok…
Yani diyor ki, sadece düşün.
Ya da “en iyisi” düşünme Sayın Esma Kahraman.
Ne yorum yap. Ne de yorumları oku.
Yorum yaptırmam arkadaş.
Okutmam da diyor Sayın Ali Gülcü.
Seni korumam lazım.
Seni senden korumam lazım.
Bunu yaparken binlerce insanı(mı) da senden koruyorum.
Devlet koruyucudur.
Devleti senden korumam lazım.
Seni devletten.
Mesela “Timsahın doğduğu an” başlıklı bir haber olsun. Net’in adı da Milliyet.
Altında, önceki sonraki haberler bölümü.
Onun altında bir yazı:
Your organization's Internet use policy restricts access to this web page at this time.
Aradaki bölüm yok.
Onun yerine yukarıdaki yazı. Yahu böyle bir şey olabilir mi. Hangi yüzyılda yaşıyoruz.
İyi ki bu yazılanların hepsi mizah Sayın Ahmet Balcı.
Yoksa, olmaz ya, maazallah gerçek olsaydı Sayın Rıza Üsküdar.
Munafıklar hemen düşünmeye başlardı:
Hım…
Ne olabilir ki…
“Your internet organization’s use policys’s”isi “restiricts Access” diyor “to this web page”e “at this time” hem de.
Bunda bir iş var. Hemen çomak sokalım.
Yahu diyorum.
Başka bir şey diyemiyorum…
Yahu haklı bile olabilirsiniz.
Bu kadar keskin olmasanız.
Ne dersiniz Sayın Oğuzkan Bölükbaşı.
Yukarıdakilerin haberleri yoktur diyorum. Pencereleri kapalıdır diyorum, kazayı duymamışlardır diyorum.
Kendim dinliyorum.
Kendime yorum yapamıyorum.
Denetleme yapılacağına ilişkin haberi çavuşundan alan onbaşının hikayesine benziyor bu durum: uyuyanın ...
Öğlen arası internet kafeye gitmeyenin…
Merak ettim be.
Merak ettim ne yapayım.
Organizasyonumun beni koruduğu “şeyi” merak ettim.
Hep de merak edeceğim.
Ben insanım çünkü.
İnsanım.
Kendine isyan eden insanım. Değil ki size…
Sonra kan ter içinde uyanıyorum.
Tanrım ya böyle bir şey olsaydı…
Bunun denemesi bile …
Yani bir Kürtçe kanalın faaliyete geçeceği günümüzde…
Kaynaklar: (Kaynaklara tıklayan arkadaşlar insan için önemli pek çok şeyle karşılaşabileceklerdir. )
http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=1197231&rn=Y4
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111469
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111521
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111915
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111862
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=109997
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111769
http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=615546
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=109376
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111086
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111838
http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=520064
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111864
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=111898
Resim www.milliyet.com.tr'den alınmıştır