Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '09

 
Kategori
Bayramlar
 

Dil Bayramı, Türkçe şenliği...

Türkçem benim ses bayrağım!

F.H.Dağlarca

Bugün 77. yılını kutladığımız 26 Eylül Dil Bayramı. Önce bugün hepimize kutlu olmasını diliyorum. Arapçadan, Farsçadan, İngilizceden, Fransızcadan …gelip Türkçemize baskın yapan sözcüklerin egemenliği sürdükçe, buruklaşıyor umudum. Genç kuşağın dilimize sahip çıkmasını beklerken, onların da belki de ayrımında olmadan yabancı kaynaklı sözcükleri tıka basa kullandıklarını duymak sevincimi gölgeliyor.

Düşünün 26 Eylül 1932’de Atatürk Türkçenin araştırılması, varsıllaştırılması için toplamıştı Dolmabahçe Sarayı’nda Birinci Türk Dil Kurultayı’nı.O günden bugüne 77 yıl geçti. Kuşkusuz oldukça büyük başarılar kazanıldı, Trükçe kullanımında artışlar sağlandı.

Bilgilerimizi tazelersek, Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli kültür kurumlarından olan Türk Dil Kurumu, 12 Temmuz 1932’de kurulmuştu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde dil ve tarih, Atatürk’ün en çok önem verdiği olgulardı. Önce 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kuruldu. Uluslaşmanın en önemli temellerinden bir diğeri de dil idi. Bunun bilincinde olan Atatürk, 11 Temmuz 1932 gecesi sofrasında bulunanlara “Dil işlerini düşünmek zamanı gelmiştir. Ne dersiniz?” diye sorar. Oradakilerin bu düşünceye katılması üzerine “Öyle ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım. Adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun.” diyerek Türk Dil Kurumunun temellerini atar. Ertesi gün Samih Rifat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri İçişleri Bakanlığına başvururlar. Sonradan adı Türk Dil Kurumuna çevrilecek olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulur.

İşte Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu (TDK), 1983'te hiçbir yargı kararı olmadan, Atatürk'ün kalıtı göz ardı edilerek kapatılır.Bilim, sanat, düşün insanlarımız, hukukçularımız da doğrular bu savı. Cumhurbaşkanının gözetiminde, Başbakanlığa bağlı Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu içine alınarak bir devlet dairesine dönüştürülür. Ancak büyük savaşımlar verilerek 22 Nisan 1987’de kurulan Dil Derneği, işlevini bağımsız olarak, olanaksızlıklarla savaşarak sürdürüyor.

İnsan hangi dilde duygulanıyor, hangi dilde heyecanlanıyor, hangi dilde hüzünleniyor ya da neşeleniyor ise sanat, kültür ve bilim alanındaki uğraşısını da o dilde öğrenmesi, duyumsaması, özümsemesi ve uygulaması tartışmasız bir ön koşul, kesin bir “verimlilik” gereğidir...

Dil ağzımda annemin sütüdür, diyen Yahya Kemal unutulur mu hiç. Ne güzeldir Cemal Süreya’nın “Yunus ki sütdişleriyle Türkçenin…” diye başlayan şiiri. Eğer Türkçenin varsıl olanaklarına inanmasaydı, şair Haydar Ergülen ”kötü çiçek yetişmez ki Türkçe’de!” dizesini şiirine koyar mıydı sanıyorsunuz. Örneğin Fuzûli’nin, “Ey Arap, Acem ve Türk milletlerine feyiz veren Rabbim!.. Sen Arap kavmini dünyanın en fasih konuşan kavmi yaptın; ama ben Türküm ve Türkçe söylemek istiyorum, benden iltifatını esirgeme Tanrım” duası bugün de anlamlı değil midir?

Türkçe’yi yetersiz bulanlar, güzel sözcüklerimiz varken hava atmak mı, saygınlık kazanmak cahilliğinden mi ne derseniz deyin performans, ambiyans, argüman, vizyon, revizyon, animasyon, final, finans, provizyon, konsept, nüans, prosedür, elit, trend…gibi sözcükleri kullanmayı batılı olduklarını vurgulamak için mi konuşuyorlar dersiniz? İletişim dururken “komünikasyon” demek daha mı kolay? “Etken” dururken neden “faktör” demeyi yeğlerler? “Fonksiyon”u öğreninceye değin “işlev”i öğrenmek daha zor mu gelir birilerine? “Aktüel” yerine “Güncel” sözcüğünü ilk kez duyan birisi, daha duyar duymaz, anlamaz mı ne demek istendiğini? Olmadı kullandığımız Türkçe sözcüklere “s”ler ekliyoruz, biçimsel değişimlerle sulandırıyoruz.

Oysa gülmece yazarı, şair, düşün adamı Rıfat Ilgaz yıllar öncesinden çocuklara şu dizelerle seslenirken bir tedirginliği, korkusu var mıydı geleceğe ilişkin?

“Bak, devrim, ne güzel
Barış, ne güzel
Dayanışma, özgürlük...
Hele bağımsızlık
En güzeli, sevgi
Sev Türkçeni, çocuğum,
Dilini sevenleri sev.”

Evet bugün Dil Bayramı. Bugünün dilimize, arı, duru Türkçemize sahip çıktığımız zaman daha coşkuyla kutlayacağımız bir bayram olmasını diliyorum. Ben de dilimi sevenleri, dilimi onuruna, anlamına yakışır biçimde kullananları seviyorum.

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..