Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '16

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Dil eğitimi

Dil eğitimi
 

TÜRKÇEDE ANLATIM
****************************

Anadilini kullanabilmek becerisini kazanmak gerekliliği herkes için bir zorunluluk olmuştur.Çünkü, anadilinden uzaklaşan kişi anlama ve anlatma gücünü yitirir.
Bu gerçekten yola çıkarak Türkçenin anlatım gücünü, düzenini,
yazılı anlatımla ilgili teknik bilgi ve becerileri edinmeye çalışacağız.


TÜRKÇE ANLATIMDA YÖNTEM
******************************************

“Anadili dersleri bilim değil, sanat gibi öğrenilmelidir.” *
Sanatta bilgi değil beceri gereklidir. Beceri, doğrudan uygulama gerektirir.Kısaca, anadili yaşanarak öğrenilir.
İşte anadilinin sanat gibi ele alınması, “yaşanması” demektir.Yöntem konusunda metinden yola çıkmak, ondan kurallar, sonuçlar çıkarmak amacımız olmalıdır.Türkçede, “konuşma, dinleme, okuma, yazma” etkinlikleri öğrenmenin yaşanarak gerçekleşmesine götürür kişiyi. Konuşma ile yazma anlatmaya, okuma ile dinleme anlamaya yarar. Anlama ve anlatma tanımayı gerçekleştirir. Kısaca
Türkçe öğretimde yöntem ezbere dayanmamalı, uygulamalı
olmalıdır.


DİL VE ANLATIM
***********************

İnsanı öteki yaratıklardan üstün kılan iki önemli
yetenekten birinin “düşünme”, diğerininse “konuşma” olduğunu
biliyoruz.Düşünme ve konuşmada temel araç dil içindeki
sözcüklerdir.Sözcükler kendi içlerinde uyumlu, tutarlı bir bütün, bir dizge oluşturarak dili yaratırlar.

Dil, sözcükle kurulan bir yapıdır.Dilin temel taşları
sözcüklerdir.Bu bakımdan sözcük anlamlı ses ve kavram birimi
olarak büyük önem taşır.Sözcük dışında dil sesi ya da kavram
düşünülemez.

Dil, anlatım sırasında kendini gösterir.Anlatım, tasarlanan
bir konuyu anadilin düzeni içinde söz ya da yazıyla anlatmaktır.Dilin birimi sözcük, anlatımın birimi de tümcedir.Sözcükler tümce içinde değerlenirler.

“Dil, kuruluşu ve yerleşmiş ses düzeniyle toplumsal bir
kurumdur. Anlatım, sözcükler içinden yapılan seçim sonucu
oluşturulan tümceyle ortaya çıkan bireyselliktir.” ** Yani anlatım
kişiden kişiye değişir. Her anlatım arasında başkalık vardır. Kişinin
kültür düzeyi, yaşama biçimi, toplumsal konumu, beğenileri vb.
bu başkalığı doğurur.

Aşağıdaki örneklerde konu Sait Faik Abasıyanık’tır.Fakat
iki örnek metnin ayrılıkları kurdukları tümcelerde, seçtikleri
sözcüklerde kendini gösteriyor.

Örnek


“Gerçekten vatanseverdi.Büyük bir idealci idi.İdealinin temeli
sevgiye, bilgiye ve yaman bir görgüye dayanıyordu.Geçekçi bir yazış tarzına ve hikâyelerinin ilk bakışta kuru gibi gözüken dış görünüşe karşılık, yazılarının derinlerinde o hayal ülke, bütün bunlarla birlikte, gür duygular içinde belirmekteydi.Çok sevilen Komiser hikâyesindeki sıcak insan sevgisi çeşitli yönleri ile her hikâyesinde vardır.”

( Cahit Külebi, Türk Mavisi )


“ Onun daha 1924 tarihini taşıyan hikâyelerine bir göz atınca,
hemen görürüz ki, bunlar o devirdeki Türk hikâyelerinden gerek
şekil, gerek muhteva bakımından tamamen farklıdırlar.
.................

Sade bu kadar değil... Diğer taraftan klasik hikâye tarzını
aşmak cesaret ve meharetini bütün Türk hikâyecileri arasında
ilk olarak onda görürüz. ”

( Haldun Taner )



ANLATIMIN DİLDEN DİLE DEĞİŞMESİ
***************************************************

Her dilin anlatımda oluşturduğu “sözcük dizgesi” ayrılıklar gösterir. Bu ayrılık, dillerin sözdizimsel yapılarından kaynaklanmaktadır. Her kişi düşüncelerini tümceler aracılığıyla anadilin sözdizimine uyarak dile getirir.

“İnsanın birden çok anadili olamayacağı" *** için kendi dilinin anlatım gücünü, çevresinden edindikleriyle yetinmediğinden,
okullarda geliştirir. Özellikle ilköğretim önemlidir. Çünkü anadili öğretiminde ilk aşamadır. Çocuğa görelik ilkesi dikkate alınarak anadili öğretimi yapılmalıdır.

Her dilde anlatım değişiktir. Çünkü sözdizimleri ayrıdır. Fransızca, İngilizce, “Ben okula gidiyorum.” diyebilmek için,
“Ben gidiyorum okula.” dememiz gerekir. Bu bakımdan dili iyi tanıyabilmek o dilin yapısal özelliklerini bilmekten geçer.

Türkçenin yapısal özelliklerinden temel öğelerin sonda bulunması gerektiği, önemsenen öğenin yükleme yaklaştırıldığı, yüklemin çatısal özelliğinin anlatımı etkileyeceği,anadilimizin bilinmesi gereken sözdizimsel kurallarından bazılarıdır.Bu kurallar, anadilimizin değişmezlik ekseninde yer almaktadır. Dilin değişebilirlik ekseninde ozanların, yazarların, dilbilimcilerin dili işleyip geliştirdiklerini görüyoruz, biliyoruz.


* Doğan Aksan,Anadili,Türk Dili,Haziran 1975,s.431

** Berke VARDAR, Dilbilim Sorunları, Ankara, 1968, s.6

***Doğan Aksan, Anadili, Türk Dili, Haziran 1975, s.431

 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..