Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

Dil Koparmak... Tam MHP'ye uygun bir eylem..

Dil Koparmak... Tam MHP'ye uygun bir eylem..
 

Hani çok mutlu veya çok mutsuz anları ifade etmekte zorlanıldığı zaman, “anlatılmaz, yaşanır” denir ya, 12 Eylül öncesi de öylesine anlatılması güç bir dönemdi.

CHP destekli bir “sol” grupla, MHP destekli bir “sağ” grup sürekli çatışıyordu. Kavga ediyordu, yürüyüşler yapıyordu, okulları boykot ediyordu, üniversiteleri ders yapılmaz hale getiriyordu.

Gündüz sokaklar tehlikeli, gece kahvehaneler taranır, her gün banka soyulur, adam kaçırılır, insanlar öldürülür, cenaze merasimleri intikam yeminlerinin edildiği bir miting haline gelir, kısacası evden helallik dileyerek işe gidip gelinirdi. Çünkü akşama eve dönmek kısmet işiydi.

Çok tartıştığımız şu 12 Eylül’ün millet tarafından düğün-bayram gibi karşılanmasının sebebi buydu. Askeri müdahalelere karşı olan demokratlar, o sabah memleketin kavuştuğu huzur ve sükûnu görünce, sanki bunun bir askerî darbe olduğunu bile düşün(e)mediler.

Allah böyle kötü günleri ülkemize bir daha yaşatmasın.

*****

Şimdi durup dururken bunlar nerden aklıma geldi diye merak edeceksiniz. Biliyorsunuz şu an ülkemizin en önemli sorunu terör meselesi…

Hükümet “Açılım” adı altında bu konunun çözüme kavuşturulması için bir adım attı. Ancak terörün kaynağı PKK kadar, nedense CHP ve MHP de buna karşı çıktılar.Elbette siyasi kanaatlerine göre insanlar da bu iki görüşten birini benimsediler.

Bir barış çağrısının bu kadar ters ve olumsuz yorumlanmasına ben doğrusu pek bir anlam veremedim.

Aklıma gelen tek sebep şuydu: Terörün ortadan kaldırılmasını başaran bir partinin, iktidarı kolay kolay bırakmayacağından korkanlar, bunu önlemeye çalışıyorlardı.

Bu konu henüz tam olarak açıklığa kavuşmuş değil. Ancak hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, bu terör meselesi halledilmedikçe, Türkiye’nin barışı da tehlikede, geleceği de tehlikede…

Ülke barışı için bütün siyasi partilerin birarada hareket etmesi, aslında milletin tek arzusu. Ancak bu konuda şu ana kadar bir milim bile yol alınmış değil. Allah’a şükür son zamanlarda şehit haberleri almıyoruz da, biraz rahatız, hatta rehavete kapılmış gibiyiz.

Bunun sebebi ne yazık ki, terörle mücadelede alınan mesafe değil, PKK’nın ateşkes ilan etmesi… Böyle bir sonuç doğrusu bana çok itici geliyor ama, ne yazık ki bir gerçek…

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir olay yaşandı. Bir canlı bomba Taksim’deki çevik kuvvetlerin arasına dalarak 30 dan fazla polis ve sivil vatandaşın yaralanmasına sebep oldu.

Bir taraftan ateşkes ilan ettiğini söyleyen bir örgüt, bir taraftan ucu aynı yere dayanan bir terör vakası, üzerinde durulmaya, düşünmeye ve ayrıntılarını araştırmaya değer bir tablo oluşturuyor.

İşte bu Taksim’de meydana gelen olay için MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, bir kere daha ortaya çıkıp “Taksimdeki bomba ne ise Açılım da odur” diyerek çok tartışılacak bir beyanat verdi.

Değerli arkadaşlar, bu söylem, terör ateşiyle kavrulan bir ülkede, meclisin üçüncü partisinin liderinin yapabileceği bir açıklama mıdır? Bu ne anlama gelir, bunun altından ne çıkar, böyle bir söylem ülkeye ne sağlar, hangi gerilimi önler, hangi barışa ışık tutar, hangi kardeşliği sağlar ve sonuç olarak kime ne kazandırır?

Bahçeli’nin bu talihsiz demecini sayın Başbakan, tabii ki eleştirdi ve bir “hezeyan” olarak değerlendirdi.

Hezeyan tam olarak “saçma sapan konuşma” olarak algılanabilir.

Bir başbakan, muhalefet partisi liderlerinden birine “sen saçmalıyorsun” der mi, demeli mi?

Elbette bu tasvip edilecek bir durum değil. Ancak o lider gerçekten saçmaladıysa, başka ne söylenebilirdi, ne denebilirdi ki… Bu kadar anlamsız bir söylem cevapsız mı kalmalıydı?

Bu söylemden memnun kalanlar ve başbakanı bu cevabında haksız bulanlar, Sayın Bahçeli’nin söylediklerinden ne anladıklarını, bu sözün ne ifade ettiğini anlatmalılar. Bizim genel başkan cevap verdiğine göre, iyi bir şey söylemiştir diye hayra yormak başka bir şey, bu ülkede yaşayan, yaşanan gerçekleri gören bir vatandaş olarak bundan bir anlam çıkarmak başka bir şeydir.

Ama sayın MHP yetkilileri bunun yerine, kendilerine yakışan bir üslûbu tercih etmişlerdir.

MHP grup başkan vekili ve Mersin milletvekili Mehmet Şandır, “Taksimin göbeğinde PKK’lı terörist canlı bomba olarak insanların canına kastediyor. Bu olumsuzluğu konu eden sayın genel başkanımız Devlet Bahçeli hesap sorunca da başbakan bunu hezeyan olarak nitelendiriyor. Başbakan, bizim genel başkanımıza böyle bir söz edemez. Bir daha edecek olursa da o dili koparırız” diyerek MHP’liliğin ne olduğunu bir kere daha gösterdi.

Baştan söyledim ya, bunlar 12 Eylül öncesi, solcu diye öğrencileri makineli tüfekle tarayanlardır, kahvehaneleri basanlardır, acımasızca insanları öldürenlerdir, kolunu bacağını koparanlardır. Dil koparmak onlar için ne yazık ki ancak basit bir eylemdir.

MHP gözüyle Türkiye bugün saçmalamanın serbest olduğu, ama “sen saçmalıyorsun” diyenlerin dilinin koparıldığı bir ülkedir. Bundan ne güzel bir kardeşlik doğar değil mi?

Önümüzdeki seçimde bu partinin tek başına iktidara gelmesi lazım ki, Türk-Kürt kardeşliği de bir an evvel pekişsin… O zaman zaten ortada terör merör de kalmaz.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..