Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Dil sözcüğü üzerine

Dil sözcüğü üzerine
 

Dil sözcüğünün Türkçe anlamı üzerine biraz durmak istiyorum:

Türkçe Dil Kurumu sözlüğüne şunlar yazılıyor:

Dil, ( İsim ), 1-Ağız boşluğuna, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun hareketli organ. 2- İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, bir yerde lisan adı verilir.3- Bir çağa, bir gruba, bir yazara Özgü söz dağarcığı, 4- Belli durumlara, mesleklere, konulara özgü dil, 5-Düşünce ve duygular, bildirmeye yarayan her hangi bir anlatım aracı, 6- Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak, 7- Birçok aletin uzun,  yassı ve çoğu hareketli bölümleri, ( terazi dili gibi ), 8- Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen, çevresi oluklu. Küçük döner tekerlek, 9- Anahtar, 10-Denize uzanan dar ve alçak kara parçası, 11- Sorguya çekilmek için yakalanan tutsak, 12- Büyük baş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenilen dili, 13-Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası…  

Türkçemizde sanat ve kitap, gazete ve dergilerde veya günlük konuşmalarımızda dille ilgili birçok söylenen deyimler vardır. Bunlardan da birkaç örnek sunmak istiyorum:

Dil  ( veya diller ) dökmek, dile  ağız vermemek, dili bir karış, ( birine ) dil çıkarmak, dili sürçmek, dili tutmak, dilden dile dolaşmak, dile ( dillere ) düşmek, dile veya dillere destan olmak, dile gelmek, Elin diline düşmek, dile kolay, başka bir dile çalmak, dili  açılmak, dili ağırlaşmak, dili ağırlaştı, dili tuttu, dile alışmak, dili bir karış  çıkmak, dili boğazına almak, dili damağına yapışmak, dili, damağı kurumak, dili döndüğü kadar anlatmak, konuşmak, dili dönmemek, dili durmak, dili durmamak, dili ensesinden çekilsin, dili kopsun, dili kurusun, ,dili olsa da bir konuşsa, dili papuç kadar, dili tutmak, dile varmak, veya varmamak,  dili yanmak, dili ( e ) yatkın, dilin kemiği yok, dilinde tüy bitmek, dilinden düşürmemek, dilinden kurtulmamak, diline düşmek, diline dolamak,diline pelesenk etmek, dilini ( dillerini ) yutmak, dilini değdirmemek, diline eşekarısı soksun! dilini kedi  fare mi yedi? Dilinin altında bir şey olmak, dilinin altına bakla mı var? Dinlin altındaki baklayı çıkar, dilinin cezasını vermek, dilin ucuna gelmek, diliyle sokmak, diline arı sokmak ve dillerde destan olmak gibi deyimler vardır.

Bu deyimlerden başka dil sözcüğünden türemiş başka kelimeler de vardır. Onlardan da birkaç örnek sunamak istiyorum:

Dil akrabalığı, dil atı, dilaltı bezleri, dil atması, dil avcısı, dil bağı, dilbasan, dilbaz, dil bilgisi, dil bilimci, dil bilimi, dilim bilimci, dil bilimsel, dil birliği, dil dili bozuk, can bazı, dil coğrafyası, dil dalaşı, dil ebesi,  dil felsefesi, dili bozuk, dili tutuk, dili uzun , dili yatkın, dili zifir, dil tutuk, dil kavgası, dil laboratuarı, dil oğlanı, dil öğrenimi, dil öğretmeni, dil öğretimimi, dil pelesengi, dil peyniri, dilsever,dil sürçmesi, dil şakası, ve dil tutukluğu gibi.( 1 )  Bütün bunlar dilimizin ve Türkçemizin zenginliğini gösteriyor.    

  Beş duyularımızın hepsinin de ayrı bir yararı ve önemi vardır. Lakin dilin yeri daha başkadır. Toplum yaşantımızda dilin yeri büyüktür. Hani derler ya “ Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır”… Bir başka sözümüzde de “ az söyle, çok dinle” diye… Bir başka atalar sözünde ise: “Hançer yarası geçer, fakat dil yarası geçmez” diye. Bir yerde insanın başına ne geliyorsa dilinin yüzünden geliyor.

Günün birinde padişahın biri kızlarına şöyle deyivermiş,

“kim beni ne kadar çok seviyorsa, yarın bana en tatlı yemekler yapsın”  diye emir vermiş kızlarına… Beklide kızlarını dil konusunda denemek istemiş. Padişah'ın  üç kızı varmış, ertesi gün herkes birbirinden  deşik  ve en tatlı  yemekleri  yapmışlar, padişah sıra ile ayrı ayrı kızların evlerine gitmiş ve sevdiği yemeklerine bir bir bakmış, hepsi de en tatlı en güzel yemekleri yapmışlar.  Yalnız küçük kızın yapmış olduğu yemekler  arasında bir de dil yemeği varmış.

Padişah bir daha” yarın bana en acı yemekler  yapın deyivermiş, yine herkes ayrı ayrı yemekler yapmış, lakin Padişah’ın küçük kızı bir daha dil yemeğini yapmış. Padişah bunu görünce sevinmiş, küçük kızını  dil yemeğini yaptığını görünce bir hayli sevinmiş  ve küçük  kızını tebrik etmiş, daha sonra  bazı hediyeler de vermiş.

En sonda Padişah şöyle demiş: En tatlı yemek ve en acı yemek dildir “ demiş. Bu şekilde padişah,  kızlarına dil konusunda  bazı  öğüter de  vermiş....Bu hikayenin başka türlü varyantları da vardır...

DİL sözcüğü konusunda bir de şu  kelimeler ( sözcükler ) vardır:  

·Her önüne gelene ve yalvarana Dil- enci denir.

·Dillerinden çıkan sözlerin yazılmasına Dilekçe denir.

·Parçalanmış dillere Dil-im denir,

·Kopmuş dillerin eklenmesine  de Dil-ek denir,

·Berberlik yapana da Dil-ber denir,

·Konuşması yasaklanan dillere Men-Dil- denir,

·Dillerden akan kana kan-Dil denir

·Uzun olan dillere iskan-Dil denir,

·Doğruyu konuşan dillere â-dil denir,

·Dillerin bindiği en ufak arabaya da Ka-Dil-lak denir…

1-  Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu yayınları.9.baskı Ankara 1998.

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..