Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '07

 
Kategori
Güncel
 

Dilimi kaybettim... Bulana 100 Dolar...

Dilimi kaybettim... Bulana 100 Dolar...
 

Mantı house plaza... Şimdi bu cümleyi okuyanlar, ne anlama geldiğini merak ediyor olabilir. Hatta ingilizce-türkçe sözlüklerini açıp "mantı" kelimesinin türkçe karşılığına bakanlar bile olabilir. Sizi uğraşmak zahmetinden kurtarıp ben açıklamasını yapayım. Buradaki mantı bildiğimiz mantı'dır. Kayseri ilimizle özdeşleşmiş milli yemeğimiz. Hani hamurdan yapılan, içine kıyma konulan, tereyağ ve sosla yenilince tadına doyulmayan yemeğimiz varya o işte. House plaza konusunda sizleri aydınlatamayacağım, çünkü onun ne demek olduğunu bende anlayamadım. Mantı house plaza, mantı yapıp satan bir dükkanın adıdır. Ve bahse varım sahibinin ingiliz dili konusunda en ufak bir fikride yoktur. Fikri ve bilgisi yoktur diyorum, çünkü olsa house ve plaza kelimelerini bir arada kullanmaya çalışmaz. Bir yerin hem ev, hemde iş merkezi olamayacağını bilir. Üstelik o dükkan plaza olabilecek kadar çeşitli markaları bünyesinde barındıran bir yerde değil. Tek bir çeşit var o da mantı. Öyleyse şunu demek lazım. Mantıdan başka çeşidin yok, orası evin değil dükkanın, ingilizcedende anlamazsın, be adam o zaman neden o tabelaya "Meşhur Mantıcı Bilal Emmi" yazmazsında mantı house plaza gibi anlamsız bir kelimeler yumağı sıkıştırmaya çalışırsın. Belli ki ingilizcen yok, güzel diline, öz türkçenede mi saygın yok?

Biz neden Avrupa Birliğine girmeye çalışırız, Avrupa ülkelerine dahil olmak isteriz hiç anlamam ben. Avrupa bize çoktan dahil oldu. Biz zaten Avrupa yı bünyemizde barındıran bir ülkeyiz. Örnek vereyim isterseniz. Number One Cafe, Cafe De Cafe, Cafe Danke... Bunlar neredeyse yanyana olan, hemde Türkiye'nin Anadolu denilen topraklarında olan üç kafenin ismi. Bir ingiliz, bir fransız ve bir alman. Bu üç kafede her yerde 50 Ykr olan çay, 5 Ytl ye satılıyor. E tabii adam uğraşmış, düşünmüş fransız ismini bulup tabelaya yapıştırmış. Sanıyorum sattığı çayda bizim Rize'de değil, paris te, Eifel kulesinin ayaklarının dibinde yetişiyor. E tabii doğal olarak bu da orada satılan çaya bir fransız asaleti katıyor. Bence 5 Ytl o çaya az bile. Yarından tezi yok 15 Ytl ye satmalı. Pardon, pardon... Özür dilerim. Neden türk lirası ile satsın ki? En iyisi o çayı 8 Euro ya satsın. Zaten her şey Dolar ve Euro ile satılmıyor mu memleketimizde? Ev kiraları Dolar yada Euro hesabı. Bilgisayar Dolar la. Elektronik eşyalar öyle. Google a girip İstanbul'daki otelleri bi araştırın lütfen. Bakalım oda fiyatı Euro olarak yazılmamış bi otel bulabilecekmisiniz. Tatil turları bile Euro ile. Misal mavi yolculuk 130 Euro. Yani 1000 yıllık memleketini ecnebi parası ile gezebiliyorsun. Öyle zannediyorum ki bir çoğumuzun Dolar ve Euro ile hiç bir işi olmamasına rağmen günde en aşağı 10 kez çevrim hesabı yapıyoruz, yapmak zorunda bırakılıyoruz. Ne diyelim artık, en azından zihin jimnastiği oluyor diyerek avutalım mı kendimizi?

Acaba Ulu Önder ATATÜRK bize batılılaşın derken bunu mu kastetmişti? Fonetik olmasından dolayı hem okunması, hem yazılması kolay dilimizi anlamsız yabancı kelimelerle boğmamızı mı öğütlemişti? Kendi ana dilinizden vazgeçip ingilizin, fransızın, almanın dilini mi alın demişti? Bu dili boğmakta değil, ana dilinden vazgeçmek. Güzel güzel mantı evi yazmak varken, mantı house nereden çıktı?Türkçemize kıtlık mı geldi? Neden milli değerlerimizden vazgeçiyoruz? Bunun bize kazandıracağı şey ne?

Geçmiş senelerde Bulgarların Türkleri Bulgarlaştırma çabaları vardı? Şimdi bunu biz kendi kendimize yapıyoruz. Kendi kendimizi yabancılaştırıyor, özbenliğimizi öldürüyoruz. Yabancı dil bilmek elbette çok iyi bir şey. Ama yabancı dili kullanacağım derken ana dilinden vazgeçmemeli insan. Hele ki bilmiyorsa hiç kullanmamalı. Kullanmamalı ki kendisini rezil etmesin. Hadi biz türküz, nispeten alışığız böyle tuhaflıklara. Ama bi turist görse o yazıyı ağzını bırakıp başka yeriyle gülmez mi? Türk parasının değeri düşüyormuş. Sen kendi memleketinde elin Amerikalısının parasını kullanırsan, senin paranın ne değeri olabilir ki. Malı dolarla alabilirsin, çevir türk parasına söyle be kardeşim. Acaba yarın dolar yarı yarıya düşse, bugün o göğsünü gere gere şu kadar dolar diyenlerin kaç tanesi müşterisine dolar üzerinden fiyat söyleyebilecek çok merak ediyorum. Birde küçük ricam var sizlerden. Akşam işinizden evinize dönerken tabelalara daha bir dikkatli bakın lütfen. Bakalım sizde benim gibi kendinizi mini bir Avrupa turuna çıkmış hissedecekmisiniz?.. Bu arada mantıcının hakkınıda yemeyelim. İngilizceden anlamıyor ama Allah için güzel mantı yapıyor...

 
Toplam blog
: 9
: 2083
Kayıt tarihi
: 28.03.07
 
 

Eskişehirliyim. Yirmi beş yaşındayım. Ziraat Mühendisiyim. Sizlerle tanışmamı hayatıma bir çok artı ..