Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Dilimin ucunda

Dilimin ucunda
 

Hayat bu… Bir yaşam belirlenmiş bizler için, yuvarlanıp gitmeye daha küçükken başladığımız, nasıl ve nerede büyüyeceğimiz kesin olmayan.. Yaşlar ilerlemiş zamanın acımasızlığıyla, bazen zaman destek oluvermiş teselli maskesiyle… Yıllar geçmiş, bir sürü şey yaşanmış gibi cebimizde biriken anılarla..

Hiç kimse yaşanan her şeyi tamamen hatırladığını söyleyemez.. En önemli olayda bile vardır ayrıntıların unutulması, ya da öylesine tanışılan bir insanın isminde vardır hatırlayamama kıvranması.. İşte o zaman deriz ya unuttuklarımızın adına “tam dilimin ucunda”... Bir şey olacak da hatırlayacakmışız gibi.. Geceleri uykusuz bırakan hatırlama gayreti ya da es geçtiğimiz çabasız unutkanlıklar.. Ama hep varlar… O yüzden yazının başını küçüklüğümüze dayandırıp yıllar geçince unutmanın çoğaldığı gerçeğini bu denli uzattım..

“Dilimin ucunda da aklıma gelmiyor ya!!” hayıflanması bazen hayıflanmadan çok unutmaya yönelik bir çaba olur.. Öyle bir insan çıkar ki karşınıza, ‘hep dilimin ucunda ama hiç aklımdan çıkmıyor’ dedirtir.. Keşke dilimizin ucundaki, geceleri uykusuz kalmaya sebep olsa bile unutulmuş olsa… Keşke onlarla ilgili herhangi bir ayrıntıyı zihin silse de ‘hatırlayamıyorum’ diyebilsek.. Keşke sureti gözümüzün önünden ayrılsa, günün büyük bir kısmını farkında olmadan adını anarken geçirmesek.. Uyandığında, rüyalarında, arkadaşlarınlayken, yalnızken, odanda, sokaklarda… gerçekten dilinin ucunda.. Kiminle ve nerede konuşuyorsan konuş, lafın bir yanı dönüp dolaşıp ona gelir.. Belki karşındaki de o kadar çok duymuştur ki en az senin kadar biliyordur her sahneyi, ama hissetmiyordur sendeki tadı.. Her anlatışta ilk defa biriyle paylaşıyor gibi, gerçekten o anı yaşıyor gibi.. Hep anlatsan… hiç bitmese… Ama ne yazık ki zaten anlatılan bitmiş.. bitmeseydi böyle güzel anlatılmazdı belki de…

Bu güne kadar hep unuttukların için “dilimin ucunda” derken, o nasıl oluyor da sürekli dilinin ucundayken aslında hiç unutulmamayı başarıyor? Halbuki bir şey yapmıyor, bunun da farkındasın ama biçmişsin ona bir karakter, oturtmaya çalışmışsın bedenine… Biçtiğin ona çok geniş gelmiş, fark etmek istememişsin..

O senin böylesi dilinin ucundayken, sen belki bir konuşma arasında “neydi adı ya, dilimin ucunda” diye geçip gideceksin hava denen boşluğun ortasından…

Yine de belki bir gün bir kar tanesi olup konarsın dilinin ucuna…Şimdikinden daha anlamlı sayılırsın belki o zaman……

 
Toplam blog
: 15
: 741
Kayıt tarihi
: 13.11.06
 
 

24 yaşındayım, 2 yıldır Ankara'da avukatlık yapmaktayım.. Yoğun ve stresli iş hayatımın dışında, hay..