Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Dilimizin ucundayken, yutkunmak

Dilimizin ucundayken, yutkunmak
 

Bilgisayar ekranındaki boş sayfanın karşısına oturduğum zaman, yazmak isteyip de yazamadığım, ne kadar çok konu başlığı olduğunun farkına varıyorum... Cümleler ve cümlelerin sonundaki soru işaretleri bu kadar belliyken neden yazamıyorum?

Size de böyle oluyor mu diye merak ettim?

Söylemek isteyip de söyleyemediğiniz, anlatmak isteyip de anlatamadığınız, konuşmak isteyip de konuşamadığınız zamanlar olmuyor mu?

Tam kelimeler dilinizin ucuna geldiğinde, yutkunup, cümlelerinizi yutmuyor musunuz?

Sebep?

Sebebi korkaklık olabilir mi?

Veya karşıdaki insanları kırmama, üzmeme isteği!

Neden ne olursa olsun, ruh halimizin bozulmasında, kafamızdaki bataklıklara saplanmamızda. Bu “demek” isteyip de diyemediklerimizin etkisi yok mu?

İçimizde biriktirdiklerimiz yüzünden, karnımız şiş, sıtmalı çocuklar misali gezmiyor muyuz?

Hani “dilin kemiği yoktu?

Hani insan kelimelerine gem vuramazdı?

Hani biz, “en son söyleyeceğimizi ilk önce söylerdik?

Sıkıldığınızda; yüksek bir yere çıkıp, avazınız çıktığı kadar bağırma isteği duymuyor musunuz?

Takkenizle kuytularda baş başa kaldığınızda, gözünüzün önüne gelen insan yüzlerine, tiksinerek ana avrat küfür etmiyor musunuz?

Gerçek hayatta bu yüzlerle karşılaştığınızda, gülümseyip, yanaklarından öpmüyor musunuz?

Hatta alkol masalarında, ağlamaklı ifadelerle bu insanlara “benim senden başka kimsem yok” demiyor muyuz?

Çok üzüldüğümüz olaylar karşısında bile, rengimizi belli etmeme adına kırıp dizimizi oturmuyor muyuz?

Hayata, etrafımızdakilere, bize dokunmayan, başkalarını sokan yılanlara böylesine mi alıştık.

Bu yılanlara “bin yaşa demek” bu kadar mı felsefemiz oldu.

Neyse!

Konuşursak değişir dünya diyelim.

Ve “söz gümüşse sükût altın mıdır” diye sorarak yazıyı bağlayalım...

Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Cenneti de gördüm cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de...
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım...
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedim ki 'söz ver kendine'...
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken
tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan; anladım...

F.NIETZSCHE

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..