Din dersinde Ali İsmail'e şok edici ayıp

Salı günü Erciş’te yapılan deneme sınavında kullanılan B kitapçıklarında şok edici bir skandal var. Gezi eylemlerinde yaşamını yitirenlere devlet destekli saldırı ve karalamalar sürerken, Sözün Özü Yayınları tarafından hazırlanan ve bu yayıneviyle anlaşmalı okulların bütün Türkiye’de 6. sınıf öğrencileri için yaptığı deneme sınavı kitapçığındaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi testinde, “Namaz, başlama tekbiri, ayakta durmak, eğilmek (rükû), secde yapmak ve selam vermek gibi hareketlerden oluşur. Buna göre aşağıdaki görsellerde namazdaki hareketlerden hangisi yanlış gösterilmiştir” sorusuna yer verildi. Sorunun şıklarının üçünde çeşitli namaz pozisyonlarında çocuklar resmedildi. Ancak şıklardan birine Eskişehir’de polisler ve bir grup sivil tarafından dövülerek katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın otururken çekilmiş fotoğrafı şok edici bir manzaraydı. Yanlış şık olarak seçilmesi, çocukların beynini yıkamaktan başka bir şey de değil tabii ki.

Gezi eylemleri sırasında öldürülen çocuklara yönelik saldırılar halen devam ediyor. Erdoğan’ın Berkin’in ekmek almaya gittiğinin belgesini sorgulaması da böyle bir şeydi. Devletin başındakiler kabuslarında gördüğü kurbanlarını uyanınca defalarca infaz etmeyi tercih ediyorlar.

Ali İsmail’e yapılan ayıpta görüldüğü üzere bunun için din de itinayla kullanılıyor. Devlet şiddetle yok olmayanı inanç yoluyla yok etmeye çalışıyor. Halen Gezi’yi itibarsızlaştırmayı başaramamış devlet asla vazgeçmeyeceğe benziyor.

Devlet hala Gezi’yle uğraşıyor. Çünkü yürüttüğü politikada başarılı olursa halk da tamamen Gezi düşmanı olacak. Gezi’nin yarattığı dayanışma ortadan kalkacak. Dayanışmayı sevmezler. Çünkü dayanışma devletin karşısındaki baskıcı güçtür. Devleti yontar. Devleti insanlaştırır. Kafasına göre esip gürlemesine engel olur. Ali İsmail’i öldürürken, Berkin’i öldürürken ve pek tabii diğerlerini de öldürürken bundan kaynaklı bir öfkeyi kusuyordu.

Bugün silahlı bir örgütle aynı cümle içine Berkin’i koyma gayreti bu itibarsızlaştırma çabasının ürünü…

Sözün Özü Yayınları bu hareketiyle din dersinin ülkede kime hizmet ettiğinin bir kanıtını ortaya koydu. Din dersi devletin resmi propaganda aracıdır. Kimi Cuma hutbelerinde gördüğünüz gibi camiler de gizli miting salonlarına dönüşmüştür. Dolayısıyla hiç de iyi olmayan bir devlet din ilişkisi oluşmuştur.

Sonuç olarak devletin tüm kadrolarının canhıraş bir şekilde Gezi’de katledilen gençleri karalama kampanyaları,‘dindar’ yayınevleri, gazeteler, televizyonlar ve daha pek çok kurumlarca destek görmeye devam ediyor. Kendi seçmeninin diğerlerine olan öfkesini geri dönülmez bir noktaya getirene kadar bu devam edecek görünüyor.

http://doganozcan.blogspot.com.tr 

Bu ve diğer yazıları görmek için tıklayınız.