Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '12

 
Kategori
Ramazan
 

Din istismarı

Din istismarı
 

İstirmadan uzakta olmak


Arapçada uzun süre yaşamak, mamur etmek, üzün ömürlü olmak, evde oturmak, ikamet etmek, evine bağlı kalmak, Allaha kulluk etmek, çok mala sahip bulunmak gibi anlamları olan “amera”dan türemiş olan “istismar” imar edip mamur kılmak, bayındır hale getirmek, sömürgeleştirmek, sömürmek, emperyalizm, sömürü gibi anlamlara gelir.

Aile, ekonomi, siyaset, eğitim ve kültür gibi sosyal hayatın bütün alan ve kurumlarında kendini gösterdiği gibi din alanında da ortaya çıkmaktadır.

Din istismarının, dini suiistimal etme, dinin sırtından yararlanma, dini kullanma, din sömürüsü yapma, dini çıkarları için ve asıl amaçlarının dışında kullanma, dine, dini inanç ve duygulara haksız çıkar elde etmek amacıyla atıfta bulunma, dini bir şeye alet etme, dini değerleri kullanarak dindar kişilerden maddi ve manevi çıkar sağlama, Allah adını kullanarak çıkarlar elde etmek gibi anlamlara geldiği söylenebilir.

Din istismarı yapan kimse, dini, dinin hükümlerini veya dini kural ve değerleri kendi çıkarı uğruna satan kimsedir. Saldırgan ve zalim olarak istismarcılar, haksız yere işgal ettikleri makamları korumak için elde edemedikleri ve kendilerinin çok uzağında bulunan insani erdemlere sahip insanları küçümserler. Esasen, kim din tacirliği yapıyorsa onun dini yoktur.

İnanç, namaz, zekat, oruç, haç, kurban, şehitlik, din özgürlükleri gibi dinsel değerler, milliyetçilik, bayrak, vatan gibi milli değerler, devlet, devlete bağlılık, siyaset, oy verme, demokrasi, sosyal devlet, laiklik gibi siyasal değerler, bilgi, inanç, sanat, çevre, ahlak, hukuk, töre, dayanışma, özgürlük, hoşgörü, diyalog, dürüstlük, emek, büyüklere saygı, çocuklara sevgi, namus gibi milli, manevi, sosyal, kültürel ve dinsel değerler, çeşitli amaçlarla istismara maruz kalabilmektedir.

Ülkemizde dinin istismarı konusu, siyasal düzlemde ve bazı siyasal kurumlar etrafında öteden beri tartışılır. Değerlerin ve dinin istismarı, toplumsal bir sorundur. Bir yerde din ve değerlerin istismarı varsa, orada iki temel aktör var demektir. İstismarcı ve istismara muhatap olan. İstismar aynı zamanda toplumsal bir ilişki biçimi olup, toplumsal zeminde yeşeren, varlık bulup, dal budak olan bir fenomendir. İstismar, dinlerin varlığı ile ortaya çıkmış bir olgudur. İnsanlık tarihi boyunca her ne kadar dinler için, samimi dindarlık, yani dinle ihlâsla samimiyetle bağlanmak esas olmuşsa da dinden çıkar elde etmek veya dini çıkarlar için kullanmakta daima var olmuştur.

Ekonomide, Uluslarası ilişkilerde, terörde, siyasette, eğitimde, cinsel hayatta, bireysel düzlemde, sosyal alanda vs. din istismarı yapabilmektedir.

Her ne kadar laik bir devlet yapısına sahip bulunsak ta, dinin sosyolojik olarak çok etkili olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu nedenle yasal ve anayasal kurumları dahil çeşitli toplumsal, siyasal, askeri vs. Grup veya aktörler, dine ya da dinsel söyleme zaman zaman baş vururlar. Resmi söylemde din istismarı yapılmasında asıl şikâyet edilen alan siyasettir.

Ayrıca, din istismarının tespiti de zor bir konudur. 1-Din ile ilgili, hangi talep, söylem, davranış veya faaliyetin din istismarı sayılacağına nasıl karar verilecek? 2-Bir davranışın din istismarı olarak tespit edilmesi, hangi ölçütle mümkün olabilecek? 3-Hukuk veya yargıçlar, hangi ölçütte din istismarı tespitinde veya suçlamasında bulunacaklar?

Söylenilen konulardan biri de; din istismarı olgusu ile din istismarının istismarı olgusu birbirine karışmaktadır. (Elimde sosyal bir bilimsel araştırma yoktur, ancak gerçek istismarın, istismarın istismarı oranından çok daha yüksek olduğu açıktır.)

İstismarı, özellikle din istismarı konusunu sosyal bilimsel perspektifle ele almaya çalışmak, bilimsel düzlemde nesnel bir olgu olarak incelemek, mayınlı arazide yürümek gibidir. Din istismarı olan veya içeren tutum ve davranışın tespiti için özellikle siyasal partilerin, söylemleri aldıkları tutum ve izledikleri siyaset, itham edildikleri istismar ekseni, eleştiri, tartışma ve kapatmaya neden olan konuları, tahlil etmek, sorgulamak, anlamaya çalışmak gerekir.

İnanmadığı veya hayatının bütününde yaşamadığı halde ister siyaset alanında, isterse hayatın farklı boyutlarında, belli bir amaca erişmek üzere içinde bulunulan şartların sunduğu imkanlardan yararlanıp bir strateji izleyerek, söz, tutum ve fiillerle dini yaşıyor görüntüsü vermek dindar görünmek veya dini tutum ve davranışlar sergilemek, din istismarı, gösterişçi dindarlık veya ikiyüzlülük olarak tanımlanabilir.

Ülkemizde sağ siyası partilerin ve versiyonlarının dahil olduğu siyasetin dinle ilişkilerinde belli bir toplumsal ve siyasal pragmatizm (faydacılık) gözlenmekte olup; çeşitli düzeylerde dini araçsallaştırmaktadırlar. Ayrıca sol partilerde, dinle ilişkili siyasal talep ve düzenlemelere sahiptirler.

Dünde bugünde, Devletin gücünü elinde tutanların, halkla ilişkilerinde gerek gördükçe din istismarına başvurdukları bilinmektedir. Denilebilir ki, modern imaj yaklaşımı, teknolojik birikim, reklamcılık, televizyon ve internet başta olmak üzere, yazılı ve görsel medya gibi durum ve imkânları elinde tutanlar, din istismarını gerçekleştirmek için bu araçları da kullanmaktadır.

Kutsal Ramazanı yaşadığımız bu günlerde, sadece imsak vaktinden günesin batımına kadar geçen süre içinde niyetlenip yeme, içme ve cinsel arzulardan uzak durmayıp, Ramazanın, sabır, direniş, iman ve irade güçlendirme ayı olduğu bilinciyle, Özellikle Ramazan Çadırlarında ve İftar yemeklerinde dikkat edip, istismarın aktörlerinden biri olmayalım lütfen.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..