Din kıldan ince kılıçtan keskinse biz bu dine uyamayız; çünkü ne kıldan ince ne de kılıçtan keskiniz

Müslüman doğru olacakmış. Yani içimizdeki bütün kötülükleri atıp ondan sonra Müslümanlığa girecekmişiz. Doğarken ulema olarak doğalım o zaman. Hem ben zaten doğruysam dine ne ihtiyacım olacak ki. Yani din sadece “Allah’a ancak kusursuz Müslüman olarak gidilir” bir nevi onay ve kabul merkezi mi?

 

Yani din insanlara doğru yolu öğreten okul gibi bir şey değil mi? Dine bir hiç olarak gireceğiz belki ta ölürken insan olarak (Salih bir kul olarak) ortaya çıkacağız. Dine girer girmez (Başka bir dinden gelmeyi kastetmiyoruz. Yetişkinlik durumu ya da Müslüman olsa da Müslüman gibi yaşamayan kimselerin dine yönelmelerini kastediyoruz; bir nevi Müslüman’ın tekrar Müslüman olma durumu gibi)günahlardan arınmış olacaksın, hemen ibadete başlayacaksın vs. Ya biz günahkâr olarak dine yöneliyoruz, ulemaydık da mümin olmuyoruz. Sizin bu dediğinize ben belki ancak mezara girerken sahip olacağım.

 

Bir de eksiklik kabul etmiyorlar. Allah kabul ediyor, bunlar kabul etmiyorlar. 5 rekâttı da 2 rekâtını kıldım; makbul değil. Allah demek için ağzımı açtım da “Al” dediysem bile makbul. 

 

Din yapabildiğin kadar. Bir gram necaset abdesti bozar. Abdestin bozulması bu kadar kolaysa bozulsun. Saçının teli görülmeyecek. Saçının teli dahi görülmeyecek diyen bir dine ben uyamam; kimse uyamaz. Allah bilmiyor mu bunları. Siz uyduruyorsunuz.

 

İnsanlarda “ibadetlerini tam yapacaksın yoksa kabul olmaz” düşüncesi var. Yarım yaparım, yapamam, tamamlayamam korkusuyla insanlar dine yaklaşamıyorlar. Ne kadar yaptınsa o kadar sevap alırsın. Eksik insanı kabul etmiyorlar ya. Din eksikleri tamamlamak içindir. “şunu yaparsan Allah seni keser, cehennemde yanarsın” diyen ulema, hoca, imam, dede takımına ihtiyaç yok. Her şey kutsal kitapta yazıyor, açar, okur uygularım. Din adamı denilen bazı insanlar dini yanlış anlatıyorlar. Din adamı nedir ya! Dinin adamı mı olurmuş!

 

Bu din adamları olmasaydı Müslümanlık bugün daha iyi bir yerdeydi. Dünyanın yarısı Müslüman olurdu. Hem bu abuk sabuk savaşlar da olmazdı. Hepsi bazı din adamları yüzünden. “ Saçının teli görünse…” nerede yazıyor ya! Sen böyle deyince insanlar korkudan gözlerini bile kapatıyorlar. Peygamberin eşlerinin bile gözleri kapalı değildi. Sen peygamberden daha mı mübareksin?

 

Kıldan ince kılıçtan keskin  din olamaz. Kuran’ı elinden düşürdün. Çok büyük günah işledin! Yandın!  Bu iş bu böyleyse yapamayız. Ne yapalım, hacı hoca böyle diyor. Dinin uhrevi havasında insanlar ses çıkarmıyorlar ama dine de ateşe yaklaşır gibi yaklaşıyorlar; tutma yanarsın. Böyle bir dini anlayış olur mu ya! Dine ateşe yaklaşılır gibi yaklaşılmaz,  çiçeğe yaklaşılır gibi yaklaşılır. Nasıl iş ise Allah hep yakıyor; odun muyuz biz !