Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '14

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Din ve Siyaset Konuşmayız

Din ve Siyaset Konuşmayız
 

Bu topraklar, karşılıksız ve çıkarsız hizmet edeni unutmaz..!


1998 yılı Mart ayında Konya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Salonunda yapılan Erozyon Eğitimi Programı ile TEMA Okuluna girdim.

Şaşkın, ürkek ve endişeliydim.

Şaşkındım; Prof. Necmettin Cepel, Prof. Kani Işık, Prof. Dr. Koray Sönmez, Prof. Uçkun Geray, Prof. Dr. Murat Altın, Yrd. Doç Mustafa Sarı, Doç.Dr. Tuncay Neyişçi,  Prof. Dr. Bahri Çevik, Orman Yük. Müh. Turhan Günay, Av. Ömer Aykul, Prof. Metin Bahtiyar…Kırk yaşındaydım, ömrümde iki profesör görmemiştim.! 

Ürkektim; TEMA Okulundan kimseyi tanımıyordum.

Endişeliydim; Konferans salonun girişinden itibaren gözlerim duvarlarda asılı afiş ve pankartlardaydı. “Yaşasın ..”, “ Kahrolsun ..” , “-ceğiz.., -cağız ..” cümleleri arıyordum. Yoktu..!

Hımmm ..Konuşmacılardan duyacağım.Hayretler içindeyim. Salon hınca hınç dolu ama “partilerin“ adı geçmedi, “politik” tek kelime edilmedi. TEMA Okulunda sonraki yıllarda yapılan toplantılarda da.

Yılda iki kez yaptığımız koordinasyon toplantılarında, konuşmacı temsilci/sorumlu/gönüllü arkadaşlarımızın  –bana göre- Meclis Kürsüsünden konuşan milletvekilinden daha fazla “ kürsü hürriyeti” vardı. Kimse, “ benim partim, senin partin, o hükümet, bu hükümet, sen öylesin, ben böyleyim.. “cümleleri kurmuyordu. İsteyen süresi içinde rüyasını anlatıyor, isteyen türkü söylüyor, isteyen anılarını anlatıyor, isteyen yaptıklarını, isteyen yapacaklarını, isteyen TEMA’yı eleştiriyor, isteyen övüyordu. Konuşmacı ne konuşursa konuşsun, sözünü kesmeden dinliyorduk.

Toplantılarımızın öncesinde yaşattığımız bir ritüelimiz vardı. 

Prof .Dr. Lütfü Baş abimizin yazdığı TEMA Andını okurduk; “ Ülkemizin erozyon tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna ve bunun için yeniden bir kurtuluş savaşı vermemiz gerektiği bilincine ulaşacağıma, bu konuda devamlı bilgileneceğime, bu kutsal savaş sırasında herhangi bir siyasi görüşün propagandasını yapmayacağıma, TEMA Vakfı’nın çalışmalarına gücüm yettiği ölçüde maddi ve manevi katkıda bulunacağıma söz veririm.

Söz vermiştik ama, başımızda sopa da yoktu. İsteyen her an andı çiğneyebilirdi. Çiğnemedik.!

Bence, TEMA Okulunun en birleştirici ve diğer STK’lardan en farklı yönü buydu;  “Din ve siyaset” konuşmadık. Erozyonla mücadeleye gönüllü maddi-manevi destek veren herkese saygı duyduk. Hiçbir arkadaşımızın siyasi ve dini görüşünü merak edip sorgulamadık, milliyet ve cinsiyet ayırımı yapmadık.

Derdimiz;  değerli büyüklerimiz Sayın Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit’in başlattığı yoldan, toprak erozyonunun olumsuz sonuçlarını anlatmak, doğa sevgisini genç nesillere aşılamak ve yeni bir tüketim ahlakını toplumda tesis etmekti.

Bizim için TEMA Vakfı, memleketimizin her köşesine ve milletimizin tüm fertlerine hizmet etmenin bir aracıydı.

TEMA Okulunda 16cı yılımı okuyorum.

Alanya’da Okulumdan öğrendiğim bu destur ve terbiye ile teşkilatlanmamı yaparken her siyasi görüşten, her inanç sahibinden ve terbiyesinden, bilgi ve birikimlerinden yararlanabileceğim arkadaşlar seçmeye özen gösterdim. Zaman içinde yanıldıklarım oldu, onlara da, “ bu çatı altında politika yapamayacaklarını” söyleyerek yolumu ayırdım.

Hem yalnızdım, hem kalabalıklar içinde ama hep çemberin merkezinde durdum.

Yerel ve genel seçimler öncesi Vakıf merkezinden partilere ulaştırılması gereken “Seçim Manifestolarını”  parti temsilciliklerine ve basın için  gelen dokümanları  hep aynı gün yazılı ve görsel medyamıza verdim.

Davet edildiğim her seviyeden toplantıya “TEMA Vakfı’nı temsilen“ gittim. TEMA’nın görüş ve düşüncelerini açık, net ve lafı eğip bükmeden anlattım. Beğenen de oldu, beğenmeyen de.. Ne beğenene minnet duydum, ne beğenmeyene öfke.

Açık konuşmalıyım ki, 16 yıldır topraklarımızın bereketli, ekonomimizin güçlü,  insanımızın mutlu olması yönünde verdiğim hiçbir emek karşılıksız çıkmadı. Çok şey kazandım, çoook...

Kazandıklarımı sizlerle paylaşmam da hiçbir sakınca yok.

İşte kazanımlarım; temsil ettiğim TEMA Vakfı’na ve şahsıma duyulan, saygı ve güven.

Toplumun toprakta yatan çıkarlarını devlet politikası yapıncaya kadar”  her zaman saygın ve güvenilir olacağız. Başarmak için başka bir yolumuz yok.

Bu topraklar, karşılıksız ve çıkarsız hizmet edeni unutmaz..! 

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..