Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

Dindar gençlik mi? Kindar gençlik mi?

Dindar gençlik mi? Kindar  gençlik mi?
 

yorumsuz!!!!


Kavramlarla istediğimiz gibi oynayarak ne de güzel uyutuyoruz kamuoyunu, “bırakın halk kendi değerlerini öğrensin”, “dinini öğrenmek yasak mı?”, “işte 1930 larda camiler kapandı, kuran yasaklandı” daha bunun gibi nice söylemler birileri tarafından, ama “millet adına” ve “millete rağmen” televizyonlarda sürekli dile getirilir oldu. Daha önceden de vardı ama artık başbakanın “Dindar bir gençlik yetiştireceğiz” sözü üzerine daha hızlı bir ivme kazandı ve Milli Eğitim Bakanının açıklaması gereken, eğitim ve öğretimle ilgili konuları da başkaları sahiplenip açıklamaya başladılar.

Daha dün gibi, Erbakan Hocanın şu sözleri “ İmam-hatipler bizim arka bahçemiz!!”  orta yerde dururken, İmam-Hatip meslek okullarının sadece bir okul olmayıp, din eksenli partilerin militan kaynağı olduğu gün gibi aşikarken, siz hangi dindarlıktan söz edebilirsiniz..

Milleti, kendi değerlerini öğretiyoruz adı altında, bilmem hangi cemaatin veya tarikatın ”öğretileri “ aşılanmaya çalışılıyor acaba bu okullarda?

Henüz daha İslam alimleri arasında bile tam bir birlikteliğin olmadığı, örneğin hangi “hadis” in uydurma,  hangi “ hadis”in doğru olduğu tartışmasının hüküm sürdüğü bir çağda, sizler hangi dindar gençlikten söz ediyorsunuz..

Beğenmediğiniz Cumhuriyet kurumları seksen yıldır uyguladığı eğitim ve öğretim sistemi “ateist” bir toplum mu yaratmıştır? Eğer öyle ise bugün iktidarda olan AKP ve onun yöneticileri bu eğitim sisteminde değil de, başka bir eğitim sisteminin ürünleri midir?

Acaba gerçekten İmam-hatip okullarından dindar kişiler mi yetişiyor, yoksa kindar kişiler mi? Bunu sorgulamak gerek. Dün gece izlediğim bir programda, bu okul mezunlarının derneğinin başkanı ve bir üniversitenin öğretim görevlisi, her zamanki taktikle, Avrupa örnekleri vermeye çalışarak ortak bir zemin yaratma çabaları hiç de inandırıcı değildi.

Dernek başkanı lafa başlarken sürekli “ değerlerimizi öğrenmek, dürüst” tabirleri kullanarak, sanki İmam-hatip okullarının dışındaki diğer okullarda “değerlerden uzak, dürüst olmayan, ahlaksız” bir nesil yetişiyor imajını çiziyordu. Halbuki bu kişi öylesine şartlanmış bir kafa yapısına sahip ki; genç insan öncelikle ve evvel emirde mensubu olduğu millet ait milli ve manevi değerlerini aile ortamında alır, okullar bu değerler üzerine bina ederler eğitim ve öğretimi..

Cumhuriyet okulları, seksen yıldır süren eğitim sistemi, bazılarının iddia ettiği gibi “tek tip” insan yetiştirmemiştir. Eğer öyle olsaydı, bugün cumhuriyet karşıtı, şeriat aşkıyla yanan bu grup olmazdı.

Başbakanın AKP gençliğine hitaben yaptığı konuşmada temel aldığı Necip Fazıl Kısakürek’in “Gençliğe hitabesi” Mustafa Kemal’in “Gençliğe hitabesi” nin alternatifi olarak, gündemde tartışılırken, Necip Fazıl’dan kısa bir pasaj okuması manidardır..

Gençliğe hitabe” yi fazla ırkçı, despotik ve gereksiz bulan kimi zavallılar, gizli  ajandalarındaki              “ Gençliğe hitabe” ile dini temelli bir devlet düzeni isteklerini açığa vurmuş olmuyorlar mı?

Mustafa Kemal’e Deccaldiyecek kadar kindar, 29 ekim 1923 yılında ilan edilen Cumhuriyeti de “Darbelerin ağababası” (bakınız İbrahim Ağkavak / Büyük Doğu Haber  ) olarak görecek kadar aymaz,

Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle  musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine  koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!

Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!

Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!.. (Necip Fazıl Gençliğe hitabe)

 

cumhuriyete karşı örgütlü, 

 

Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının,evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik…

Halka değil, Hakka inanan, meclisinin   duvarında “Hakimiyet Hakkındır” düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik…”(Necip Fazıl Gençliğe hitabe)

 

Halka inanmayan, güvenmeyen ama halk goygoyculuğu yaparak, iki yüzlü, riyakar bir gençlik, acaba nasıl dindar bir gençlik olacak?

 

Türk milletinin özlediği , beklediği ve istediği gençlik bu değildir.

Türk milletinin istediği gençlik;

Türk örf ve adetlerini özümsemiş gençliktir.

Allah ile aldatan değil, gerçek İslam inancına sahip, hurafelere, şeyhlere, dervişlere, softalara biat etmeyen,  bilime inanan, aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür bir gençliktir.

Geçmişi ile kavgalı olmayan, geleceğe donanımlı olarak hazırlanan gençliktir.

Geçmişini inkar eden değil, bilakis geçmiş hatalardan dersler çıkaran, ama yargılarken de “kindar” olmayan bir gençliktir.

Teba, ümmet olmayan, özgür düşünceli birey olmayı başaran gençliktir.

Kendi inancına olan saygısı kadar, başka inanç ve düşüncelere saygısı olan gençliktir.

Vatan ve milleti tehlikede iken, gözünü kırpmadan, bana ne demeden, varlığını bu büyük millet için armağan edebilecek gençliktir.

Meclis duvarında asılı  olan” Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir” sözünün gerçek sahibi olan gençliktir.

Okuyan, sorgulayan, özgüveni olan, eleştiren, çağı ve çevresini anlayan, iki yüzlü olmayan, doğru bildiğini her ortamda haykırabilen gençliktir….

 

Evet sayın okur siz ne dersiniz ?

 

23.02.2012/Ankara

 

  

 
Toplam blog
: 66
: 725
Kayıt tarihi
: 24.01.09
 
 

1976 yılına kadar Adana'da yaşadım. Lise tahsili sonunda Ankara'ya geldim ve halen Ankara'da yaşı..