Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

10 Mart '12

 
Kategori
Siyaset
 

Dindar gençlik mi, ülkücü gençlik mi?

Dindar gençlik mi, ülkücü gençlik mi?
 

Atalarımızın bir sözü vardır, “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” der.

Yani ;

İnsan hafızası unutkanlık hastasıdır, geçmişini, yaşananları çabuk unutur anlamında güzel bir deyim. Maalesef millet olarak da bizim en büyük hastalığımız geçmişi çabuk unutmak,geçmişte yaşananlardan ders almamak.

Bu ülkede sanki dindar gençlik yokmuş gibi, dindar gençlik yetişmiyormuş gibi bizi yönetenler siyasetin son halkası, son sarılacak dalıymış gibi “dindar gençlik” sopasına sarılmış, günlerdir bu konu tartışılmaktadır.

Ziya Gökalp’in yıllar önce Türk milleti için çizdiği yol haritasında “Türkleşmek, muasırlaşmak ve İslamlaşmak” hedefini bu cumhuriyeti kuran Ulu Önder Atatürk’te bu hedefi göz ardı etmemiş, Cumhuriyetin temel hedefleri arasına, Anayasasına “Türkleşmek ve muasırlaşmak” ilkelerini koymaktan da hiç çekinmemiştir.

Atatürk ;

Ne Mutlu Türküm Diyene! Sözlerini söylerken vatan topraklarında yaşayan ve “Ne mutlu Türküm” diyebilen herkesin, etnik kökü ve yapısı ne olursa olsun Türk olduğunu vurgulamıştır.

Yine Ulu Önder Atatürk bu millete ileri hedef olarak da “Muasır medeniyet seviyesini yakalamak ve üzerine çıkmak olarak hedef göstermiştir.

İşte Bu genliğin adı Ülkücü gençlik, ideolojinin adı da ülkücü hareket olmuştur.

Ülkücü Gençlik kendisini yetiştirirken “önce milletim ve devletim, sonra ben” diyebilecek, üniter yapıdan, bölünmez bütünlükten ve bu cumhuriyetten, bu cumhuriyeti kuranların ortaya koyduğu ilkelerden asla taviz vermeyen gençliktir.

80 öncesi ülke savaş alanınadönmüş, mahalleler, üniversiteler işgal edilmiş, her gün onlarca genç ülkücü ya da devrimciler idealleri uğruna toprağa düşerlerken; O dönemin “dindar gençliği” olarak dolaşanların “gıkı” çıkmıyordu.

Hiç unutamadığım bir anımı burada nakletmek istiyorum. Yıl 1970 O yıllarda üniversitelere önce ön kayıt yaptırıyorsunuz sonra puan sıralamasında puanınız yetiyorsa o üniversiteye kesin kaydınızı yaptırıyorsunuz.

Hacettepe Üniversitesinin şimdiki Sıhhiye Meydanına yakın kampusüne  Anadolu’dan ilk kez çıkan bir genç olarak “ön kayıt” yaptırmak üzere gittiğimde gördüğüm manzara karşısında gözlerime inanamamıştım.

Kampüsün ana girişinde yaklaşık 30 M. Uzunluğunda bir bez pankart asılmıştı.

Bu bez pankartın üzerinde: “Muhammed’in piçleri giremez” yazıyordu.

İşte 70-80 li yıllarda inandıkları dava uğruna mücadele eden bu ülkücüler olmasaydı o günün “dindar gençliği” bugün acaba ortalıklarda boy gösterebilecekler miydi; yada bugün olduğu gibi ülkeyi yönetebilecekler miydi?

Sadece dindar olmak, sadece dini vecibelerini yerine getirmekle mücadele verilmediğini, dindar olmanın yanında milletini ve devletini sevme ve koruma duygularıyla da hareket edilmesi gerektiğini kavrayan, anlayan bir gençlik yetişmesi gerekmektedir.

Dün ülkücü gençliğin savunduğu “tek bayrak, tek millet tek devlet” ilkesine karşı duran “dünün devrimcileri” bugünün “ulusalcıları” bu gün ülkücü gençlikle aynı noktaya gelmişlerse bu da ülkücülerin dün verdikleri mücadelelerin “ne kadar doğru ve haklı bir mücadele olduğunu” ortaya koyması açısından büyük önem arz etmektedir.

MHP Genel Başkanı Devlet Başkanı Bahçeli ülkücü gençliğin daha iyi yetişmesi, Türk Milletinin gerçekten umudu olabilmesi için; Ülkücülerin sokaklarda değil, kendilerini geleceğe hazırlamaları için bilimle, teknolojiyle ve bu milletin sorunlarıyla meşgul olmasını istemiş, binlerce ülkücünün tarih bilinciyle, Türklük gurur ve şuuruyla, İslam ahlak ve faziletiyle donanmasını istemektedir.

Ülkücü Hareket ve ülkücüler aslında iyi incelendiğinde, geçmişine bakıldığında görülecektir ki, bu gençlik ne bu millete, ne bu devlete ihanet etmemiş, Atatürk’e, O’nun kurduğu Cumhuriyete ve ilkelerine sahip çıkmış, bu uğurda beş bine yakın şehit vermiş bir harekettir.

Bütün bu yaşananları yok sayarak “dindar gençlik” yetiştirme sevdası bu saatten sonra “boş bir sevdanın” hayalini kurmaktır.

Sonsuzluk     

( Osman Özeker) 11.03.2012

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..