Dindarlık adına

Sosyal Bilimler alanında dünyanın en geniş kapsamlı projesi olarak bilinen Dünya Değerler Araştırması’nın Türkiye sonuçları açıklandı. Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Dünya Değerler Araştırmaları Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer tarafından hazırlanan araştırmada Türkiye’ye dair sonuçlar dikkat çekti. Araştırma Türkiye’de altı bölge ile İstanbul ve İzmir bazında 2 bin 205 denekle yapılmış.

İşte araştırmadan çarpıcı sonuçlar:                                       

Türkiye, araştırmada dünyada kişilerarası güven düzeyinin en düşük olduğu ülkelerden biri. Bu 22 yıldır da değişiklik göstermiyor. Türkiye’de insanların yaklaşık onda biri genelde insanlara güvenebileceğini söylerken, İskandinav ülkelerinde bu oran yüzde 80’lere yaklaşıyor. Güven ortalamasında bölgelere göre bakıldığında en düşük Batı Anadolu ve Trakya yüzde 7 oranında güven duyarken, en yüksek oran yüzde 16 ile Orta Anadolu. İstanbul, Akdeniz ve Orta Anadolu’da güven oranları Batı Anadolu ve İzmir’in iki katı.

Araştırmada Türk toplumu Avrupa’nın ve dünyanın en dindar toplumlarından biri olarak kendini gösteriyor. Türk halkının yüzde 76’sı dini daha çok ahirete hazırlık olarak değerlendiriyor. Böyle düşünenlerin büyük çoğunluğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde.

Bu konuda kadın ve erkeklerin düşünceleri birbirinin aynı. Katılımcıların yüzde 64’ü dinin özünün kurallara uymak olduğunu söylerken, Türkiye’nin sadece üçte biri dinin esas anlamının insanlara iyilik yapmak olduğunu söylüyor. İzmir’de ise bu oran Türkiye ortalamasının iki katı.

Dinde şekle özden daha çok önem atfedenlerin oranının en yüksek olduğu bölge ise Karadeniz. “Tanrı kişinin hayatinda ne kadar önemli?” sorusunda 47 Avrupa ülkesi arasında Türkiye en yüksek ortalama ile ilk sırada. Kendisini dindar olarak tanımlayanların oranı son 22 yılda 10 puan yükselerek yüzde 85’lere çıktı. Kadınlar erkeklerden daha dindar.

Bu araştırmanın okunması, tespit edilmesi gereken bir çok sonucu var ama bunların en önemlilerinden üçü şunlardır.

1- Var olan dindarlığımız birbirimize güven duymamızı sağlayamıyor.

2- Dindarlığın veya dinin insanlara iyilik yapıldığını algılatmıyor.

3- Dinde şekle özden daha çok önem veriliyor.

Pakistan'da bir anne evin önünden motorsikletle geçmekte olan bir genç erkeğe baktı diye Babası tarafından dövülen kızına asit dökerek yaktı. Sabaha kadar can çekişen kızın Annesi ve Babası kızı hastaneye götürmediler. Asit kızın kafatasını deldi.

Kızın Annesi; -Bu kızımın mukadderatıdır, aile namusumuzu lekelenecekti, ölmeyi hak etti dedi. Kadının cinselliğinden korkan uhreviyet olamaz. Bu haberin içeriği korkunç maalesef.

İzmir Kordon da Fetva timlerinin, kafayı cinsellikle bozmuş yobazların, kendi dar kafalı ön yargılarını ahlak diye çağdaş insanlara empoze etmeye kalkmalarının sokağa taşarak arttığını gözlemliyoruz son zamanlarda. Bu davranış, tamda var olan laikliğin özgürlük alanının daraltılması olarak algılanmalıdır.

Eğer benim Türkiye´de yaşama tarzımı ve Cennete gitme yolumu bu adamlar (fetva timleri) belirleyecekse benim bir Türk ve Müslüman olarak Vah halime. (Veya halimize)

“Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını emanet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, medeni bir millet nazariyle bakılabilir mi?” Mustafa Kemal Atatürk

"Bir insanın ahlaki ve etik davranışları diğerlerini anlamasına, eğitimine ve sosyal ilişkilere dayalı olmalıdır, dini dayatmalara gerek yoktur. Zira ölümden sonra ceza korkusu veya ödül iştahı ile hareket eden kişiler zavallıdır." Albert Einstein

Dini, sadece bireysel ibadetleri sonucu cennete gitmek olarak algılayan, kendilerini, beni ve toplumdaki diğer insanları önerileriyle, söyledikleriyle cennete götüreceklerini sanan bu insanların beyinleri cehennemdir.

Ortalıkta inanılmaz bir dindarlık kavramı kirliliği var. Dindarlar, dinciler, tüccarlar havada uçuşuyor. Ben de henüz sosyal bilimci kimliği olmayan biri olarak, dindarlık konusunu yapılan bir sosyal bilimler çerçevesinde ve Pakistan’da, İzmir’de yaşanan iki olay nedeni ile incelemek ve tanımlamak gibi utanmazca bir girişimde bulundum.

Sürçili ihsan ettiysem, affola!

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi