Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '08

 
Kategori
Güncel
 

Dinimiz sökülüp atılmıştır/ İki yazıdan bir analiz

Dinimiz sökülüp atılmıştır/ İki yazıdan bir analiz
 

www.milliyet.com.tr


New York Times’da iki yazı çıktı. İkisinin de okunması şiddetle tavsiye olunur.

Birinci yazı; AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’a ait. Sabrina Tavernise imzasıyla yayımlandı. Bu yazıya göre Fırat Türk devrimleri hakkında şu cümleyi kullandı: “Türk toplumu travma geçirdi. Bir gece içinde giysilerini ve dillerini değiştirmeleri istendi. Dini âdetleri ortadan kaldırıldı.“ (Overnight they were told to change their dress, their language. Their religious ways were dismantled)

Fırat bir basın toplantısı düzenleyerek, “dinlerinin sökülüp atıldığı” türünden bir cümle sarf etmediğini söyledi. Ancak sözleri gazetelerde söylemediğim dediği cümleden daha usturuplu yayımlanmıştı. Hangi sözlüğe bakılırsa bakılsın “dismantled” sözcüğünün anlamının “sökülüp atılmak, ortadan kaldırmak, silahsızlandırmak” olduğu görülecektir.

Dengir Mir Mehmet Fırat’ın söylediği tüm sözlerinin bazılarınca kesin meali: bugün Türk milleti tarafından bütünüyle yaşam biçimi olarak benimsenen Atatürk devrimleri dinimizi söküp atmıştır. Aslında o günden beri Müslümanlık yaşanmamaktadır. Atatürk devrimleri, halkın üzerindeki baskıyı kaldıran, halkı özgürleştiren, milli iradeyi egemen kılan bir yönetimin başlangıcı olmamıştır. Türk toplumuna gerçek bir travma yaşatan, bir dönemin başlangıcı olmuştur, şeklindedir.

Yapılan yorumlara göre, Cumhuriyeti ve değerlerini içine sindirememiş bu kişilik, ülkesini şikâyet ettiği Amerikalı gazeteciye daha açık bir deyişle aydınlanma devriminin rövanşını alacağımız gün bugündür demek istemişti.

İkinci yazı; The New York Times’ın köşe yazarı Roger Cohen’e ait. Yazısında Cohen, Türkiye’deki mücadelenin “İslam ve demokrasinin geleceğini belirleyeceğini ifade etmekte.

Nüanslara dikkat çeken Cohen’e göre Türkiye, Müslüman ama İslamcı değil, kültürel olarak dindar, ama yapısal anlamda laik. Şimdi yıllardır NATO ülkesi olup Avrupa’da ırkçılığa maruz kalan bu ülkede, dindar Müslümanlarla gururlu laikler arasında, devletin ve caminin sınırlarını belirlemek için bir mücadele sürüyor.

Yazısında, başı kapatmanın kolay olduğunu, İslâm’ın en güçlü olduğu konu sayılmaması gereken başı açabilmenin ise zor olduğu Türkiye’de, bazılarınca iddia edildiği gibi İslamcılığın modern ve laik Türkiye’yi tehdit etmediği konusundan emin olmadığını belirtmekte.

Ordu ve yargının Avrupa ve Washington’da Atatürk’ten bu yana en zor günlerini yaşadığına dikkat çeken Cohen, AKP’nin ise destek gördüğünü, Partinin kapatma kararını değerlendirecek olan mahkemeyi desteklediğini ama kapatılmaması gerektiğini, Batının bu mücadeleye, ‘açık’ olduğu sürece destek vermesinin doğru olacağını söylemektedir.

Okuyucuda, yorumları da katarak verilen iki yazının iki farklı görüşü yansıttığı gibi bir kanaat uyanabilir. Birincisinde bir rövanş havası alınmakta, ikincisinde ise bu rövanşın yapılması desteklenmektedir. Orta yerde, dünyanın gözü önünde bu tartışmayı yaptığımız sürece Türkiye’ye değil ama zaman zaman müdahil olabilecekleri “tartışmaya” destek verilecektir.

Elbette bu tartışma esnasında yaşanan zaman kaybının yakın bir zamanda kan kaybına dönüşmesi durumuna da destek verileceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

Konu maalesef budur.

Bu inceleme merkezinin mikroskobu bunu göstermektedir.

 
Toplam blog
: 340
: 1591
Kayıt tarihi
: 10.03.08
 
 

Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..